Günümüzde Hukuk Fakülteleri her yıl en çok mezun veren bölümlerden birisidir… Her yıl on binlerce hukuk fakültesi öğrencisi mezun olmaktadır. 2020 yılında yayınlanmış verilere göre 2020 yılı mezun sayısının 2019 yılına göre 2.000 civarında artarak 16.037 kişi olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra 2021-2022 yılında, Ankara-Türkiye Barolar Birliği ortak çalışması ile (TBB) 30 Aralık 2021 tarihi itibarıyla verilere göre son bir yılda Türkiye’de avukat sayısı 17.321 artarak 160.651 olmuştur. Bu veriler ışığında hukuk fakültelerinin her yıl daha da fazla mezun verdiği ve mezunların bir çoğunun avukatlık mesleğine yöneldiği gözlemlenmektedir. Bunun sebebi hukuk mezunu olan yeni mezunların, hukukumuzun ve teknolojinin gelişmesi ile beraber ortaya çıkmış olan yeni meslekleri bilmemeleri ve bunun dışındaki mesleklerin sınırlı sayıda olduğunu düşünmeleridir.
Hukuk Fakültesi mezunları, Hakim/savcı olmak istememesi durumunda direkt olarak avukatlığa yönelmektedirler. Bu yönelimler üstüne çok düşünülmüş,’’Avukatlık dışında başka neler yapabilirim?’’ sorusu sorulmadan direkt olarak’ ’Hukuk mezunu avukatlık dışında ne yapar ki ya?’’ düşüncesi ile oluşmuş yönelimlerdir. Bu yazımda, avukatlık mesleğinin içinde zamanla oluşmuş yeni alanları ve mezunların yapabileceği hukuk alanındaki diğer meslekler hakkında sizleri elimden geldiğince bilgilendireceğim.
A.) Avukatlık
Yukarıda da bahsettiğim ve istatistiklerin gösterdiği ile hukuk mezunlarının en çok tercih ettiği meslek konumundadır. 2019 itibari ile hukuk öğrenimi hayatına başlayan öğrenciler avukatlık mesleğini yapabilmeleri için ÖSYM tarafından düzenlenen sınava gireceklerdir.Yeterlilik puanını geçmeleri durumunda istedikleri zaman yasal/zorunlu stajlarını başlatabilecek ve stajyer avukatlık sürecini tamamladıktan sonra avukatlık yapabileceklerdir.
Peki, kısaca avukatlık nedir?
Diğer bir ismi ‘’savunman’’ olan avukatlar yargı önünde müvekkili olan gerçek/tüzel kişilerin haklarını savunmak, yasal veya hukuki bir uyuşmazlık ortaya çıktığında bu uyuşmazlığı hukuka uygun bir şekilde sonuçlandırırken hukuki destek sağlayan kişilerdir. Ayrıca yasal ve hukuki açıdan yol gösterici çalışma sağlamak da avukatın yaptığı işlerdendir.
Hukuk sistemimiz gelişim gösterdikçe, avukatlık mesleği de gelişim göstermektedir. Bu gelişimler sonucu zamanla ortaya çıkan, yetkinlik geliştirilebilecek yeni hukuk alanları doğmuştur. Bunlar;
a.)Arabuluculuk
İnsanlığın ve teknolojinin gelişmesiyle bir hukuk davasına konu olabilecek şeylerin akıl almaz şekilde artmakta ve bu artış mahkemelere çok fazla yük bindirmektedir. Arabuluculuk, hukuk sistemi gelişmiş ülkelerde yaygın olarak kullanılan bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemidir. Alternatif barışçıl çözüm yollarından biri olan bu sistem, 2012 tarihinde yürürlüğe giren 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu ile uygulanmaya başlanmıştır. Arabuluculuk kanundaki tanımıyla ’’Sistematik teknikler uygulayarak, görüşmek ve müzakerelerde bulunmak amacıyla tarafları bir araya getiren, onların birbirlerini anlamalarını ve bu suretle çözümlerini kendilerinin üretmesini sağlamak için aralarında iletişim sürecinin kurulmasını gerçekleştiren, tarafların çözüm üretemediklerinin ortaya çıkması hâlinde çözüm önerisi de getirebilen, uzmanlık eğitimi almış olan tarafsız ve bağımsız bir üçüncü kişinin katılımıyla ve ihtiyarî olarak yürütülen uyuşmazlık çözüm yöntemi’’dir. Kanunda arabuluculuk şartı getirilmiş uyuşmazlıklar vardır. (Örneğin İş Hukuk Davaları) bu uyuşmazlıklarda zorunlu arabuluculuk vardır. Zorunlu olabileceği gibi taraflar kararlaştırarak bir arabulucuya başvurabilirler. Bu durumda ise ihtiyari arabuluculuk söz konusu olur.
Arabuluculuğun şartları;
- Türk vatandaşı olmak.
- Hukuk Fakültesi mezunu olmak.
- Meslekte en az 5 yıl kıdeme sahip olmak.
- Arabuluculuk eğitimini tamamlamak ve arabuluculuk sınavlarında başarılı olmak.
- Kasten işlenen bir suçtan dolayı 1 yıldan fazla süre mahkum olmamak.
b.) Uzlaştırmacılık
Uzlaştırma Türk hukuk sistemine 01.06.2005 tarihinde 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile dahil olmuştur. Mevzuatta yer alan tanımı ışığında uzlaştırmacılık,’’Uzlaştırma kapsamına giren bir suç nedeniyle şüpheli veya sanık ile mağdur, suçtan zarar gören veya kanuni temsilcisinin, Kanun ve bu Yönetmelikteki usul ve esaslara uygun olarak uzlaştırmacı tarafından anlaştırılmaları suretiyle uyuşmazlığın giderilmesi için, şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar gören arasındaki uzlaştırma müzakerelerini yöneten, Cumhuriyet savcısının onayıyla görevlendirilen avukat veya hukuk öğrenimi görmüş kişidir.’’
Kanunun lafzından anlaşıldığı üzere uzlaştırmacının Hukuk Fakültesi mezunu olmasına gerek yoktur. Kişilerin eğitim gördükleri bölümün müfredatında bulunan en az 2 hukuk dersini başarı ile tamamlamış olması, mezuniyetinden sonra uzlaştırmacı adayı olabilir.
Uzlaştırıcılığın şartları;
- Türk vatandaşı olmak.
- Kasten işlenmiş bir suçtan dolayı bir yıldan fazla mahkum olmak.
- Uzlaştırma sınavında başarılı olmak.
- Hukuk fakültesi mezunu olmak ya da lisans derecesinde hukuk eğitimi görmüş olmak.(ön lisans derecesinde eğitim gören kişiler 2 veya daha fazla hukuk dersini başarılı bir şekilde tamamlamış olmasına rağmen uzlaştırmacı olamazlar.)
- Avukatlar yönünden baroya kayıtlı olmak. (Uzlaştırmacı olarak atanabilecek kişilerin, baroya kayıtlı avukat olması halinde herhangi bir ön şart bulunmamaktadır ancak diğer hukukçuların uzlaştırmacı olarak atanabilmesi için ağır ceza merkezi Cumhuriyet başsavcılıkları tarafından belirlenen listeye kayıtlı olması gerekir)
c.) Marka ve patent vekili
İlk olarak 06/11/2003 tarihli 5000 numaralı Türk Patent Enstitüsü Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’unun 30 ve devam maddelerinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin ardından 2017 yılında 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanında Marka vekili ve Patent vekili ayrı ayrı düzenlenmiştir.
Kanundaki tanımlarına göre,
aa.) Marka vekili; marka, tasarım ve coğrafi işaret ile geleneksel ürün adlarına ilişkin konularda, hak sahiplerini Kurum nezdinde temsil eden kişilerdir.
bb.) Patent vekili; patent, faydalı model ve tasarım haklarına ilişkin konularda, hak sahiplerini Kurum nezdinde temsil eden kişilerdir.
Marka ve Patent vekili olmanın Şartları;
- Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmak.
- Fiil ehliyetine sahip olmak.
- 4 Yıllık lisans eğitiminden mezun olmak.
- Türkiye’de yerleşim yerinin bulunması.
- Sınavda başarılı olmak.
- Yüz kızartıcı mahkumiyeti bulunmamak.
Patent ve Marka Vekilliği Yeterlik Sınavları iki aşamalı olarak her iki yılda bir (her tek yıllarda) yapılmaktadır. Birinci aşama “Genel Yeterlik” sınavı genellikle tek yıllarda Ekim ya da Kasım ayında yapılmaktadır. İkinci aşama “Mesleki Yeterlik” sınavı ise genellikle çift yıllarda Ocak ya da Şubat ayında yapılmaktadır.
Marka ve Patent Vekilleri gerçek veya tüzel kişilerin sınai haklarının etkin bir şekilde korunmasında önemli rol oynarlar.
B.)Hakimlik/Savcılık
Bu meslek grubu neredeyse halkımızın tamamı tarafından bilinen bir meslek grubudur. Genellikle öğrenciler, daha hukuk sıralarındayken hakim veya savcı olmak isterler. İki meslek de kamu düzenin sağlanması ve hukukumuzun etkin bir şekilde işleyebilmesi için hayati öneme sahip mesleklerdir. Hakim veya savcı olmak isteyen adaylar her yıl Adalet Bakanlığınca düzenlenen sınava girmelilerdir. Sınav yönergesinde o yıl kaç adli yargı hakiminin, savcısının ve idari yargı hakiminin alınacağı belirtilir. Adli yargı ve savcı olabilmek için hukuk fakültesi mezunu olma şartı vardır fakat idari yargı hakimi, Hukuk mezunları ve yeterinde hukuk dersini başarıyla vermiş; Siyasal Bilimler, İktisadi ve İdari Bilimler ve Maliye alanlarında en az 4 yıllık yüksek öğrenim yapmış kişiler başvurabilir. Adayın sınavı ve mülakatı başarı ile geçmesi ile aday kuraya dahil edilir. Kurada sınavı ve sözlü mülakatı geçen adayların savcı mı hakim mi olacağı belirlenir.
C.)Noterlik
Noterlik 18/1/1972 tarihli 1512 sayılı Noterlik Kanunda düzenlenmiştir.
Noterlik bir kamu hizmetidir. Noterler, hukuki güvenliği sağlamak ve anlaşmazlıkları önlemek için işlemleri belgelendirir ve kanunlarla verilen başka görevleri yaparlar. Örneğin tespit işleri, vasiyetname, ölüme bağlı tasarruflar ve bazı değerli taşınırların satış işlemi noter aracılığı ile yapılır. Her asliye ve münferit sulh mahkemesinin bulunduğu yerde, o mahkemenin yargı çevresindeki noterlik işlerini görmeye yetkili olmak üzere bir noterlik kurulur.
Noterlik, kazancı yüksek bir meslek olmasıyla dikkat çekici bir meslektir. Kazancı yüksek olması sebebiyle ayrıca çok talep görmektedir. Arz fazlası talep oluşmasından dolayı talepler sırayla karşılanmaktadır. Bu sebeple noter olmak isteyen bir kişinin sıranın gelmesi için uzun yıllar beklemesi gerekebilir.
Noter olmanın şartları;
- Türk Vatandaşı olmak.
- Hukuk Fakültesi mezunu olmak.
- 21-40 yaş aralığında olmak.
- Yüz kızartıcı suç işlememiş olmak.
- Noterlik stajını tamamlamak. (eğer hakimlik/savcılık veyahut avukatlık stajını tamamlanmış ise noterlik stajı yapılması gerekmemektedir.)
D.) Sermaye Piyasası Kurulu’nda Uzman Hukukçu
Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) idari ve mali özerkliğe sahip düzenleyici ve denetleyici bir kurumdur. SPK Hazine ve Maliye bakanlığına bağlıdır. SPK sermaye piyasasındaki oyunun kurallarını belirleyen, piyasanın rekabetçi ve adil bir ortamı olması ve bunun sürekliliğinin sağlanmasını amaçlamaktadır. Rekabetçi ve adil ortamı sağlarken ayrıca yatırımcıların hak ve menfaatlerini korumayı amaçlar. SPK’de uzman hukukçu, meslek personelidir, piyasadaki işlemleri izler, inceler ve hukuka uygunluğunu denetler.
SPK’de Uzman Hukukçu veya Uzman Hukukçu Yardımcılığı yapabilmenin şartları;
- KPSS 75 üstü olması başvuru şartı, genellikle 85 civarında kapatıyor.
- Hukuk Fakültesi mezunu olmak.
- Avukatlık stajını tamamlamış olmak. (Uzman Hukukçu Yardımcılığı için stajın tamamlanmış olması aranmıyor.)
- SPK tarafından her yıl açılan sınav ve mülakatta başarı göstermek.
Bu koşulları sağlayıp kabul alan adaylar iç yıllık yardımcılık dönemine başlıyorlar, bu dönemde hizmet içi ve uygulamalı eğitimler veriliyor. Eğitim sürecinden sonra inceleme döneminin başarı ile tamamlanması ve Yeterlilik Etüdü adı altın bir tez çalışması yapılması isteniyor. Bu tez çalışması da başarı ile tamamlandıktan sonra iç yıllık süreç tamamlanmış oluyor ve yeterlilik sınavına girmeye hak kazanılmış oluyor. Yeterlilik sınavını başarı ile tamamlayan kişi Sermaye Piyasası Kurulu’nda Uzman Hukukçu sıfatı ile çalışmaya başlayabiliyor.
E.)Hukuk Müşaviri
Öncelikle şunu belirtmek gerekir, Hukuk Müşaviri olmak için hukuk fakültesinde eğitim öğrenimini tamamlama şartı olmasına karşın avukatlık mesleği gibi avukatlık sınavına girmelerine veya avukatlık stajı yapmalarına gerek yoktur. Hukuk müşavirleri, kamu kurumlarında, özel sektörde veya serbest olarak faal gösterebilen müşavirlik yaptığı kurumda hukuki aydınlatıcı ve bilgilendirici rol üstlenen meslek kuruluşlarıdır. Avukatlık stajı yapmamış olan Hukuk müşavirleri istisnalar dışında davalarda savunmanlık yapamaz, sadece şirket için önemli pozisyondaki kişilere tavsiyeler vererek şirketin hukuki ve ekonomik faydalar sağlarlar. Hukuk müşavirliği kurumsal firmalarda altlık üstlük ilişkisi barındırır. Örneğin, hukuk müşaviri bir anonim şirkette yönetim kurulunda söz sahibi olabilecek kadar yükselebilir. Bir avukat, hukuk müşavirliği de yapabilir. Yazının ‘’Avukatlık’’ başlıklı kısmında bahsetmiş olduğum üzere avukatlar danışmanlık hizmeti de verebilirler. İyi bir özel sektör şirketinde işe başlayan kıdemsiz müşavirin, mesleğe yeni atılmış bir avukattan daha fazla para kazanma ihtimali yüksektir. Özel sektörde faaliyet gösteren şirketlerin neredeyse hepsi iyi bir İngilizce ve bu dilbilgisine kanıt niteliği taşıyan İELTS, TOEFL gibi sınavlardan iyi dereceler istemektedirler. Bunun sebebi hukuk müşavirliklerin veya kurumsallaşmış avukatlık ortaklarının bir çoğunun uluslararası konularda danışmanlık ve savunmanlık (avukatlık ortaklığı ile sınırlı) vermeleridir.
Hukuk Müşavirliği için, aranan şartlar özel sektörde değişiklik göstermektedir. Örneğin, Mercedes firmasının Türkiye’deki şirketinin hukuk müşavirliği koşulları farklı iken Pfizer’in farklıdır.
F.)Akademisyen
Bazı hukuk öğrencileri üniversiteye girmesiyle beraber akademisyenlik hayali kurmaktadır fakat akademisyen olmanın çok meşakkatli bir süreç olduğunu daha öğrenmemiş olurlar. Bu durumu öğrendikçe öğrencilerin birçoğu vazgeçer ve diğer mesleklere yönelirler fakat hedefi net olan bazı öğrenciler akademisyen olabilir. Akademisyen olabilmek için öncelikle lisans eğitimini tamamlamaları gerekir. Lisans derecesinin tamamlanmasının ardından yüksek lisans yapmış ve bu yüksek lisansı doktora ile sonuçlandırmış kişiler öğretim üyesi olurlar. Akademisyen olmak isteyen öğrencinin lisans düzeyinde 2.50 not ortalamasının üstünde olması şartı aranır. Bu not ortalaması beklentisi artabileceği gibi azalabilir. ÖSYM tarafından hazırlanan ALES dil yeterlilik sınavından başarı ile geçme şartı da aranmaktadır.
Artık Doktora unvanına sahip bir akademisyenin, akademisyenlik kariyerinde yükselme isteği var ise sırayla Yardımcı Doçent, Doçent ve Profesör olabilirler. Bunun için ilgili üniversitenin rektörlüğüne yapılan bir başvurunun olması ve gerekli şartların aranması araştırılır.
Akademisyen hukuk alanında hatta tüm alanlarda ülkenin gelişimi için çok önemli sorumlulukları vardır. Bunlar; öğrencilerini nitelikli bir şekilde yetiştirme, ülkemizin ve dünyamızın gelişmesi için çalışmalara, makalelere imza atma gibi sorumluluklardır.
Genel akademisyenlikten bahsettiğim bu kısım aynen hukuk alanında akademisyenlik yapmak isteyen kişiler için de geçerliliğini korur.
Akademisyen olan bir kişi ayrıca avukatlık stajını tamamlamış ise serbest avukatlık,yapabilir . Bu duruma örnek olarak Ceza Hukuku alanında çok yetkin olan bir akademisyen ve avukat olan Ersan Şen örneği verilebilir, veya Rekabet Hukuku alanında çok yetkin bir avukat ve akademisyen olan Gönenç Gürkaynak da örnek olarak verilebilir.
Bu yazımda kısaca Hukuk Fakültesi mezunlarının yapabileceği mesleklerden bahsettim.
İlginizi çekebilir: Hukuk Fakültesi Mezunlarının Çalışma Alanları Nelerdir?