2000’li yıllarda teknolojinin baskınlığı ile birlikte yetişmiş Z kuşağının yeni kültür algısı, geçtiğimiz yıllarda farklı sosyal medya uygulamalarının hegemon olduğu dönemler yarattı. Öyle ki bu hegemonlar Facebook’tan Instagram’a, kimi zaman Tumblr veya Twitter’a farklı seyirlerde güçlerini yarıştırırken Mark Zuckerberg’ün Facebook Grubu (şimdiki adı ile Meta) bünyesine Facebook, Instagram ve WhatsApp’i alması ile günümüzün değerli toprakları sayılabilecek sosyal medya platformları bir monopole ait oldu. Bu dönemde Twitter çoktan yükselişini yitirmiş ve kendi sadık kitlesi ile varlığını devam ettiren bir platforma dönüşmüştü, Tumblr gibileri ise teker teker sosyal medyanın ve yeni çağın acı gerçeği olan “kaybolma” evresine girmişlerdi. Nitekim, Zuckerberg’ün bu yenilmezliği uzun süre sonra ilk kez yeni bir aplikasyonla sarsıldı: TikTok.
TikTok, geçmişte farklı isimlerle karşımıza çıkmış bir uygulama. Musical.ly ismi ile uzun süre özellikle Amerikan genç piyasasında etkili olmuş iken, Çin’de Douyin isimli aynı konseptteki aplikasyonun geliştiricileri tarafından yeni bir isimle tekrar piyasaya dahil oluyor. Her ne kadar başlarda TikTok bir çeşit genç tüketim piyasası olarak görülse de kimi faktörler dolayısıyla artık hem politika hem de ticarette önemli bir konumda görülüyor.
Yeni Paylaşım Kültürü
Bu faktörlerden ilki, Musical.ly’nin aksine TikTok’un artık müzik ve danstan ibaret olmayan; aksine içerisinde çeşitli konseptler barındırabilecek kadar iyi bir “paylaşım kültürü” yaratmış olması. Öyle ki, günümüz Instagram normlarında her nasıl kişinin düzenli olarak fotoğraf paylaşması olağan ise; TikTok’un yarattığı algı ile de kişinin videolarını müziklerle istediği konseptte paylaşması olağan hale geldi. Bu, uygulamanın etkisinin norm değiştirmede ne kadar kuvvetli olduğunu gösterdi.
Algoritma
TikTok’un insanlara sunduğu algoritma, belki de uygulamayı günlük hayatın içine alan en önemli özelliğiydi. Her sosyal medya yazılımında olduğu gibi geçmiş veriler yoluyla uygulamanın algoritması şekillenmekte, nitekim TikTok’taki o kadar başarılı ki sadece kullanıcının birkaç video beğenmesi üzerine bile ona ait “kişisel alan” gibi hissedebileceği ve bundan ötürü uygulama ile psikolojik bir bağ kurabileceği durumlar gerçekleşmekte.
Tumblr Tipi Genç-Yetişkin Paylaşımı
Tumblr’ın büyük yükselişinde etkin olan faktör; genç-yetişkinlerin birbirleriyle bu çağa dair deneyimlerini gerçek hayatın aksine daha samimi ve gerçekçi olarak paylaşabilmeleriydi. TikTok, kimi noktalarda Tumblr tipi denilebilecek bir şekilde kapsayıcılık konusunda öyle bir atmosfer yarattı ki özellikle genç-yetişkinlerin hepsi kendileri gibi insanları görebiliyorlar ve bu da kullanıcıların uygulamaya dair sempatisini doğal olarak artırıyor.
Kısa Süre, Çok İş
Teknoloji çağının sonuçlarından biri maalesef kitaplara, uzun yazılara olan ilginin düşmesi oldu. Yeni milenyum ve artık hayatın bütün alanlarına yansımış çabuk tüketimden sosyal medya da nasibini aldı. Kullanıcılar, artık daha az zamanda daha çok verim alabilecekleri içeriklere yönelirken TikTok’un ortalama 30 saniyelik kısa videoları kullanıcılar için bir bağlanma sebebi oldu.
Kapsayıcılık, verim, algoritmanın kişiselleşmesi ve yenilenmiş paylaşım kültürüyle beraber TikTok’un bu yükselişi anlam kazanıyor. Uygulama şimdiden Türkiye dahil çoğu ülkede Facebook’un tahtını alıp en çok kullanıcıya sahip olan aplikasyon unvanına erişti. Hal böyle olunca önce ünlüler, sonrasında özellikle de gençlerin tüketeceği ürünlerin reklamını yapmak isteyen üreticiler ve ardından da Z kuşağı ile iyi geçinmek isteyen siyasetçiler TikTok’a katıldı. Şu anda TikTok, ilk günlerindeki “ergen” veya “çocuk” uygulaması imajından sıyrılıp birçok ayrı branş için birçok ayrı göreve sahiplik yapıyor. Gidişatında şimdilik herhangi bir yavaşlama olmayan TikTok, görünen o ki ilerleyen günlerde global arenada tahtı da ele geçirebilir.
İlginizi çekebilir: Para Kazanmanın Kolay Ve Eğlenceli Yolu: Sosyal Medya