Koçun Kadar Konuş! – Yavuz Elkin

Mayıs ayının başıydı; akşamın ileri saatlerinde telefondan bir uyarı geldi; Linkedin’de yer alan bir paylaşımda benim 29 Mayıs’ta düzenlenecek “HRBP- İşin Ortağı İnsan Kaynakları- Zirvesinde yapacağım konuşma başlığı yer alıyor: “İnsan Kaynakları Neden Koç Gibi Liderlerden Oluşmalı?”

Zirvenin fikir babası Sevgili Yiğit Oğuz Duman ile konuşmayı birlikte planlamıştık ama içeriği henüz belirlememiştik. O sıralarda benim için 2 Koç çok önemliydi; biri 13 yaşındaki Kızım Nehir’in oynadığı Galatasaray U13 Kız Takımının Koçu Cansu Zaim, diğeri ise Euroleague Final Four’da bir kez daha şampiyonluğu zorlayacak Fenerbahçe’nin Koçu Zeljko Obradoviç. Her iki takımın da şampiyonluğunu kafamda canlandırarak “Budur!” dedim. Muhtemelen Sevgili Yiğit’in kafasındaki Koç başka türlüydü ama İK için basketbol koçlarının gerçekten de çok iyi rol model olacağını düşünüyorum.

Bir baba olarak kızımın evde ve salonda yaşadığı duygu ve düşüncelere tanıklık ederken Koç’un etkisini deneyimleme şansım oluyor. Bu deneyimi tam 2 yıl önce “Basket!” diye bir yazıyla da kaleme almıştım. Nehir’in takımı ligde geçen yılı şampiyon bitirmiş ve bu yıl da finale yenilgisiz gelmişti. 4 Mayıs’taki finalde Fenerbahçe’ye kaybedip, ikinci oldular. O akşam ağlaya ağlaya uyudu Nehir. Ertesi gün yenilgiyi sindirmiş biçimde antrenman yolunu tuttu; kaybetmeyi öğrenmişti. O akşam sohbet ederken Koç Cansu’nun kulaklarını çınlattık; bir hata yaptığında, o an kızsa bile, ilk fırsatta gönlünü aldığını, başka bir hareketinde mutlaka takdir ettiğini söyledi. Zaman zaman takım olarak motivasyonları düştüğünde, bir şekilde bir oyun yaratıp, takımı yeniden oynattığını aktardı. Oyun dışında da onlarla ilgilendiğini, takım olarak “Abla” gibi görüp hem sevdiklerini ama hem de çekindiklerini iletti.

Nehir ile birlikte çıktığımız bu basketbol yolculuğunda iki hafta sonra yine yan yana ekran karşısındaydık; Real Madrid -en çok şampiyon olan- ve Fenerbahçe – son şampiyon- finali için…. Ne yazık ki, bizim U13 kızlar gibi, onlar da ikincilikle yetindiler. Maçtan sonra Obradoviç mesajı verdi: “Onlar daha iyiydi; şimdi bu yenilgiyi unutup, içeride şampiyon olmaya konsantre olmalıyız!” Basketbolda da iş hayatında da hedefler hiç bitmiyor! Bir sezon veya bir bilanço yılı bitip, yenisi başlıyor. Oysa 5 farklı takımla 9 kez kazanmıştı bu kupayı ve rekorunu hem de kendi ülkesindeki finalde geliştirmek istiyordu. Kaybetse de Avrupa’nın en iyisi gösterilen, şimdiden efsane olmuş bir Koç, Obradoviç!

Erken denebilecek bir yaşta (31) Partizan’da profesyonel oyunculuğu bırakıp Koçluğa yöneliyor. İlk Euroleague şampiyonluğunu da ne ilginçtir ki, 1992 yılında yine Partizan’ın başında mucizevi bir son saniye basketiyle İstanbul’da kazanıyor. Bu şampiyonluk başarılarla dolu bir kariyerin de kapısını açıyor. Dünyanın en yetenekli oyuncularını yönetiyor; bir çok yıldız oyuncu çıkartıyor. Nedir O’nun farkı diye bakıldığında, oyuncularına sorulduğunda şunlar öne çıkıyor:

Tribünden/ ekrandan bakıldığında inanılmaz sert duruşunun, görüntüsünün yanında oyuncuları ile çok iyi iletişim içinde… Hepsi O’nun adaletine güveniyor. Kariyeri veya kimliğinden bağımsız, takım için ne yapılması gerekirse yapacağına ve takım içinde yarattığı rekabetin sonunda hak edenin formayı alacağına inançları tam! 25 yılı aşkın müthiş kariyeri ile tecrübesine, oyunu okumasına ve müdahalelerine de saygı duyuyorlar. Bu arada yardımcılarından da devamlı beslenen, oyunu geliştirmeye odaklanıp devamlı kendini de geliştirme gayretinde, çok ama çok çalışkan, tutkulu biri.

Dünkü sunuma da basketbol, Nehir, Cansu Koç ve Obradoviç ile başladım. Basketbol koçları popüler takım sporları içinde oyuna müdahale açısından Koç’ların en çok dahil olduğu oyun. Basketbolda olduğu gibi iş hayatının dinamizmi içinde insan kaynaklarının “iş ortaklığı” yaklaşımı içinde oyuna müdahil olması bekleniyor. Bu modelin öncülerinden Ulrich’in son modeline göre (konu ile ilgili yazım) insan kaynakları profesyonellerinde önerdiği yetkinliklerin başında şunlar geliyor: Paradoks yöneticisi, stratejik konumlayıcı, güvenilir aktivist, insan sermayesi geliştirici…

İnsan kaynaklarının basketbol koçlarından ilham alacağı çok alan var. Yiğit de sunum öncesi bu bağlantıyı beğenmekle birlikte, Deniz’deki hikayemizi de paylaşmamı istedi. Ben de Dexia dönemimdeki İK 2.0 stratejimizden, Sberbank dönemindeki Agile İK dönüşümümüze aktarmaya çalıştım. Geçen hafta da Sberbank’ın bankamız hisselerinin satışı için Emirates NBD ile yaptığı satış sözleşmesine vurgu yaparak yeni dönem heyecanımızı yansıttım. Final Four öncesinde instagramdan Obradaviç’in paylaşımı ile bitirelim: “Never enough!! (Asla yetmez!)”

Senin de İlgini Çekebilir: Popüler İşveren Markası Trendleri 2020

Youthall’u takip et iş ve staj ilanlarını da kaçırma.

 

Executive Vice President - HR & Deniz Academy at DenizBank