Kendi Tatlı, Anlattıkları Tatsız Tavşan İçin: #SaveRalph

Son günlerde birçok sosyal medya platformunda #SaveRalph hashtag’i ile karşımıza çıkan sağ gözü kör ve kulağı rahatsız edici bir güçte çınlayan Ralph kısa sürede hemen hepimizin dikkatini çekmeyi başardı. Humane Society International tarafından hayvanlar üzerindeki deneyi dünya çapında yasaklamak amacıyla Save Ralph isimli dört dakikalık bir kısa film yayınlandı. Yazan ve yöneten Spencer Sussen iken Taika Waititi, Ricky Gervais ve Zac Efron gibi isimler de karakterleri seslendirdi. Dilerseniz bu tatlı tavşanımız Ralph bize nelerden bahsediyor kısaca bir inceleyelim.

Save Ralph’in meşhur Ralph’i kimdir?

Ralph, aslında kendini ve tüm ailesini de tanımladığı şekilde bir deney hayvanı değildir, aksine doğal yaşamında asla yapmayacağı davranışları yapmak zorunda bırakılmış duyarlı bir canlıdır. Biz tüm film boyunca denek olarak tavşanları görüyor olsak da maalesef ki fare, sıçan, kobay, hamster, köpek, kedi, balık ve maymunlar üzerinde de deneyler yapılmakta.

Bilinene göre yılda en az 115 milyon hayvan testlerde kullanılmakta. Ayrıca istatistikler deneye maruz kalan hayvanlardan yarısının ortalama 2-3 hafta sonra öldüğünü göstermektedir. Şimdi burada Ralph olsa muhtemelen “Ama sonuç olarak bunu insanlar için yapıyorsak sorun yok, değil mi? Onlar, biz hayvanlardan üstünler.” derdi. Bizse bilinçli canlılar olarak bir canın diğerinden daha kıymetli olmadığını biliyorken onların haklarını korumak adına neler yapabiliriz? Öncelikle işe doğru bildiğimiz yanlışlarla başlayalım.

Hayvan deneyleri bilinenin aksine işe yaramıyor olabilir mi?

Aslına bakacak olursak insanlar ile hayvanlar fizyolojik ve anatomik açıdan birbirlerinden fazlasıyla farklı canlılar bu sebeple insandaki klinik sonuçlara göre hayvan modellerindeki sonuçlar belirsiz ve tutarsız kalıyor. Bu aşamada birkaç yüzdelik değerden bahsetmemiz gerekirse örneğin insan hastalıklarının yalnızca %1.16’sı hayvanlarda görülüyor. Hayvan deney sonuçlarının %90’ı insana uygulanabilir olmadığından atılıyor. Ayrıca hayvan testleri ve insan sonuçları ancak %5-%25 oranında birbirini tutarken bizim bu konuda ısrarcı davranmamız bir hayli garip, değil mi?

Burada hayvanlar üzerinde deneyler yapılırken hangi cani yöntemler kullanılıyor diye bir bir sıralamaktansa hayvanlar üzerinde deney yapmadan bu kozmetik ürünlerinin ne şekilde test edilebileceğinden bahsetmemiz daha yapıcı olacaktır.

Hayvan deneylerine alternatif bir metot var mıdır?

Hayvan deneylerine alternatif metotlar içerisinden en çok bilinen ve uygulananı In Vıtro Testler yani bilinen adıyla hücre kültürleridir. Bu yöntem ile laboratuvar ortamında üretilmiş hücre ve doku kültürleri üzerinde deneyler yapılır. AB’nin, ülkemizin ve birçok ülkenin kozmetik ürünlerinin hayvanlar üzerinde test edilmesini yasaklamasına önayak olan temel yöntemlerden biri hücre kültürleridir. 

Bunun haricinde kök hücre ile üretilmiş dokular üzerinde toksikoloji deneyleri, mikro akışkan çip testleri, doku organ banyoları, mikrodoz uygulaması, görüntüleme yöntemleri, In siliko teknikler (bilgisayar modelleri ve simülasyonları) da uygulanabilecek diğer yöntemlerdir. 

Bireysel olarak Save Ralph’a nasıl destek olabiliriz?

Aslında Ralph ve dostlarına destek olmamız kişisel olarak bilinçlenmemize bakar. Bugün dudağımıza süreceğimiz bir rujun bir hayvandan daha değerli olmadığını kabul edersek fazlasıyla yol katetmiş oluruz. Satın aldığınız ürünün hayvanlar üzerinde test edilip edilmediğini anlamanın en sağlıklı yolu ürün ambalajında “Hayvanlar üzerinde test edilmemiştir.” ibaresinin bulunup bulunmadığını kontrol etmektir. PETA onayı bu konuda güvenilir bir seçenek olacaktır. 

Umuyoruz ki bu tip çalışmalar gündeme geldikçe gerçek farkındalıkların da yolu açılır. Dört dakikalık bu Save Ralph kısa filminin etkilerinin insanlar üzerinde dört dakikadan çok daha uzun olması dileğiyle!

İlginizi çekebilir: Eşyanın Hikayesi: Üretmeden Tüketmek

Youthall’u takip et iş ve staj ilanlarını da kaçırma!

Youthall şirketler ile gençleri bir araya getiren profesyonel ağ ve yeni nesil işveren markası platformudur.

Bir yanıt yazın