Hayatınızın bir müziği olsaydı bu hangi müzik olurdu? Ritmi nasıl olurdu? Tarzı neye benzerdi? Rock’ın coşkulu çığlıkları mı olurdu, pop müziğin tanıdık melodileri mi? Yoksa klasik bir parçanın derinliklerinde gizlenmiş klavye tıkırtılarıyla, telefon bildirimlerinin oluşturduğu modern bir senfoni mi? Belki de kendi müziğimizi keşfetmeye çalışırken çoğu zaman dış seslerin, başkalarının beklenti ve isteklerinin yarattığı kaosun içinde kayboluyoruz. Ancak o kakafoni sona erdiğinde, geriye kalan… işte o eşsiz melodi bizimkisi. Gelin, o melodiyi birlikte arayalım. Kendimizi daha iyi tanımaya, iç sesimizi dinlemeye ve kendi hayatımızın müziğini keşfetmeye beraber başlayalım.
Hayatta her şey ritimlerden oluşur. Dünya üzerindeki varlığımız başladığında kalbimiz ritmik bir şekilde çarparak hayatımızın ilk senfonisinin notalarını birbiri ardına sıralamaya başlar. Sonra bizler bu notaların üstünde ilerleyip kendimize ait yeni bir melodi yazmaya ilk adımlarımızı atarız. Bu bizim hayatımızda bizi var eden elementlerden oluşan bir melodidir. Tabii bazen kaybolduğumuzda başkalarının notaları karışır ve anlamsızlaşır müziğimiz. Bazen de kendimize başkalarının gözünden bakıp asla ait olmadığımız ama bizimle çalan bir şarkının içinde bulunuruz.
Kendi Melodini Bul
Önce kendini tanımalı insan. Onu mutlu eden şeyler neler, o hayatını nasıl sürdürmek istiyor önce bunları bulmalı. Bunu Kendi Pusulanı Keşfet yazımızda anlattığım için bu kısmı kısa geçeceğim. Sadece kendine sorman gereken asıl soru benim doğal tempom ne olmalı? Belki de sen hızlı bir rock ritminde yaşamak zorunda kalmış bir jazz melodisisin. Kendini tanımak, önce ritmini fark etmekle başlar. Ne zaman dinlenmeye ne zaman harekete ihtiyaç duyduğunu bilmekle. Kendi ritmini bulduğunda, dünya senin için yavaşlamaya başlar. Koşmak yerine dans etmeye başlarsın. Tıpkı sokakta denk geldiğin ama melodisiyle seni içine çeken o yabancı şarkı gibi… İlk başta bilmesen de, birkaç notadan sonra ayakların o ritme uyum sağlamaya başlar. Hayat da bazen tam olarak böyle işler.
Sözleri Kendin Yaz
Yaşadığımız hayatta ne kadar etki altında hissetmesek de etkisinde kaldığımız sözler vardır. Ama bu senin şarkın olduğu için her söz sana ait olmalı. Sadece başarılarınla değil. Korkularınla, hayallerinle, düşlerinle, hatalarınla… hepsi sana ait olmalı. Arkada vokal olan sesler elbet olacak ama onların sesleri yükselirken senin sesin daha da gür çıkmalı. Başkalarının beğeneceği bir şarkı yazmak zorunda değilsin. Senin ruhunu anlatan, bütünüyle sana ait bir şarkı olsun… Belki herkes ezberlemez ama her dinleyişinde sen yeniden kendini hatırlarsın ve hatırlatırsın.
Sessizlik de Müzikte Bir Nota Olabilir
Müzikte es olmasaydı eğer biz duyguları ya da anlatılanları bu kadar net anlayamayabilirdik. Ya da derin bir nefes alıp durmasak hayatın ne kadar hızlı aktığını anlayamayabilirdik. Örneğin eğer müziği oluşturan diğer elementler susmasa baterinin solosunu bu kadar net duyabilir miydik? Demek istediğim bazen bazı elementler sussa da diğer elementler hala devam eder ve eşsiz bir hikaye sürüp gider. En çok alkışı da o suskunluktaki ses alır.
Sana İyi Gelenleri Seç
Hayatına kimleri alıyorsun? Kimlerle geçirdiğin vakitten sonra gülerek anlatabildiğin anıların oluyor? Hangi filmleri izleyip hangi müzikleri dinliyorsun? Mesela kendine ait hobilerin neler? Bu sorulara verdiğin her cevap aslında senin müziğindeki gitar, trombon, bateri, vokal ve diğer elementler. Sadece senin ruhundan bir melodi istiyorsan yalnızca sana iyi gelenlerden oluşmalı bu şarkı. Yoksa o yüksek seste bile duyulan rahatsız edici bir cızırtı kulağında yankılanır hale gelebilir.
Gerçek müzik, içten gelen müziktir.
Senin müziğin diğerlerinden bağımsız çalarken sen en özgür ve en mutlu insan haline gelirsin. Korkmadan bağıra bağıra söylersin şarkını ve kimse tek kelime edemez. Gerçek müzik, içten gelen müziktir. Sana ait olan o melodi ile bütünleştiğinde hikayenin başlangıcındaki gibi hissedersin ritmi. Kalp ritmin ile bütünleşir şarkın. Bir konserde, sahnedeki davulun sesi kalbinin tam üstünde yankılandığında hissettin ya… İşte kendi melodin de öyle bir şey. İçinde çaldıkça seni hayata bağlayan, titreten, yaşatan bir güç. Unutma, bu hayatta en çok dinlemen gereken kişi sensin ve en çok çalınması gereken melodi senin melodin.