Yapay zeka artık sadece bilim kurgu filmlerinin konusu değil. Akademiden iş dünyasına, yapay zeka son zamanlarda günlük yaşantımızın büyük bir parçası haline geldi. Bu muazzam teknoloji kabul etmeliyiz ki hayatımızı kolaylaştırıyor, zaman kazandırıyor ve hatta bazen hayat kurtarıyor! Peki, yapay zekanın kullanımının etik olup olmadığını daha önce hiç düşündünüz mü? Bahsetmek istediğim şey ödevlerinizde yapay zeka kullanmanın doğru veya yanlış olması değil. Büyük resme baktığımızda etik açıdan çok daha farklı problemlerle karşı karşıyayız. İşte bu yüzden bu yazımda sizlerle yapay zekanın etik açıdan sebep olduğu sorunları inceleyeceğiz ve yapay zekayı nasıl etik değerlere uygun kullanabiliriz bunu keşfedeceğiz.
Yapay Zeka Etiği Nedir?
İlk olarak “etik” kavramının ne anlama geldiğini bilmemiz gerek. Etik, hayatın karmaşık durumlarında neyin doğru ya da yanlış olduğuna dair bizlere yol gösterir. Hayatımızda karşılaştığımız olaylarda “Bu durumda ne yapmalıyım?” veya “Yaptığım şey doğru mu, yanlış mı?” gibi sorulara cevap ararken etiğin kuralları ve prensipleri devreye girer. Etik, bizi sadece belirli kurallara uymaya değil, aynı zamanda doğru olanı yapmaya iten içsel bir pusuladır.
Yapay zeka etiği ise, bu teknolojinin adil, şeffaf ve bizlere zarar vermeyecek şekilde davranmalarını sağlamayı amaçlar. Algoritmaların biz insanlara nasıl muamele ettiği, karar verme süreçlerinin adil olup olmadığı ve veri gizliliğine olan etkileri ile ilgilenir. Yapay zeka etiğinin günümüzde karşılaştığı en büyük iki problem için yazımızı okumaya devam edin!
Yapay Zeka Her Zaman Adaletli Olamaz
Bir galeride sanat eserlerini izlerken, her tablonu, her çizimin ayrı bir hikayesi ayrı bir ruhu olduğunu hissederiz. Yapay zekayı bir sanatçı olarak düşünürsek, her veri, her algoritma da birer fırça darbesidir. Ama bu ortaya çıkan sanat eserinin tam bir şaheser olabilmesi için, her renkten ve her dokudan biraz barındırması gerekiyor. Şimdi sizlerden bir sanat galerisi hayal etmenizi istiyorum ama bu galeri çoğunluğu beyaz tuvallerden oluşsun. Bu durum, sanatçıyı nasıl etkiler? Aslında sanatçının da elleri bağlı çünkü o da sadece bu beyaz tuvaller üzerinde çalışabiliyor. Sonuç? Beyaz tuvaller üzerinde harikalar yaratan bir yapay zeka, diğer renkli tuvaller ile aynı başarıyı gösteremiyor.
Bu sizlere yapay zekanın ayrımcı olabileceğini anlatmak istediğim basit bir metafordu. Her yapay zeka belirli bir veri setiyle çalışır, onu öğrenir ve ondan beslenir. Eğer bu veri setleri, çeşitlilik içermeden sadece belli şeylere odaklanıyorsa, yapay zeka da önyargılı ve ayrımcı olabilir. Google’a ait ImageNet veri tabanı, çoğunlukla “beyaz” ırktan insanları içerdiği için bu veri tabanını kullanan bazı yapay zekaların diğer ırklardan insanları çizmekte zorlandığı ve onlara karşı ayrımcı davrandığı ortaya çıktı.
Bu problemin üstesinden gelmek için ne yapılmalı? Yanıt oldukça net: çeşitliliği benimsemek. Yani teknolojinin en büyük mucizesi olan yapay zekalar biz insanların çeşitliliğini, ancak biz onlara bunu sağladığımızda anlayabilir. Yapay zeka sistemlerini eğitirken, herkesin sesinin duyulduğu ve temsil edildiği veriler kullanmalıyız. Sistemlerimizi, farklı cinsiyetlerin, ırkların, etnik kökenlerin ve diğer birçok çeşitliliğin verileriyle beslemeliyiz. Böylece, yapay zekalarımız da bizim gibi bu güzel çeşitliliği anlayabilir ve daha etik kararlar verebilir.
Veri Gizliliği Tekrardan Gündemde
Yapay zekayı bir okyanus olarak düşünürsek, verilerimiz de o okyanusu oluşturan birer su damlası.
Her bir tıklamamız, her bir “beğeni”miz internet üzerinde bizi anlatan dijital izler bırakıyor. Yapay zeka sistemleri bu verileri topluyor, işliyor ve saklıyor. İşte bu yüzden veri gizliliği bizler için yapay zeka kullanımın arttığı bu dönemlerde daha da önemli bir endişe kaynağı haline geldi. Bu problemin çözülmesi ve yapay zekaların kullandığı verilerin adil olup olmadığını anlamak sadece şeffaflık ile mümkün. Bir şirketin, yapay zeka sistemlerinin nasıl karar verdiğini, hangi verileri kullandığını açıkça anlatması gerçekten kritik.
Örneğin, yaptığınız bir iş başvurusunda, otomasyonu artırmak ve süreci hızlandırmak için yapay zeka kullanıldığını düşünün. Bu sistem, geçmişteki işe alım verilerine dayanarak ve sizi belirli filtrelerden geçirerek değerlendirecektir. Bu da demek oluyor ki eğer geçmişteki verilerde, belirli bir grup hakkında olumsuz bir karar varsa, sistem de bu ön yargıyı öğrenip aynı ön yargıyla sizi değerlendirebilir. Belki de bu iş için gerçekten yeterince deneyiminiz olmasına rağmen sadece yaşınız küçük olduğu için elenebilirsiniz. Sadece yaş da değil, yapay zekanın ön yargılı veri setleri nedeniyle adayları cinsiyet, etnik köken, okunulan okul gibi faktörlere göre değerlendirip ayrımcılık yapması da mümkün. Bir önceki maddemizde anlattığım üzere çeşitlilik de şeffaflığın yanında yine burda da önem arz ediyor.
Peki Bizler Yapay Zekayı Nasıl Etik Olarak Kullanabiliriz?
Günümüzde akademik veya iş hayatında yapay zekadan faydalanmayan insan sayısının oldukça az olduğunu düşünüyorum. Ben de son bir yıldır oldukça aktif bir biçimde hem eğitim hayatımda hem iş hayatımda yapay zekadan faydalanıyorum. Mesela yazacağım bir makale için literatür taraması yaparken, yapay zeka tabanlı bir metin analizi aracını kullanarak belki de okumak için haftalarımı harcayacağım makaleleri hızlı bir şekilde tarayıp en alakalı çalışmaları seçiyorum. Daha sonra seçtiğim çalışmaları manuel olarak da gözden geçiriyorum. Yani yapay zeka yardımıyla hız kazanmama rağmen, son sözü her zaman kendi akademik yargımın vermesine özen gösteriyorum.
Ayrıca yapay zeka ile oluşturulan görselleri fazlasıyla hem sunumlarımda hem staj için yaptığım projelerde kullandım. Sizlerle paylaştığım bu yazımda kullanılan tüm görseller de yapay zeka ile oluşturuldu. Bu bana bir pazarlamacı olarak anlatmak istediğim şeyleri çok daha net ve somut bir biçimde aktarabilme fırsatı sunuyor. Fakat yukarıda da bahsettiğim üzere bazı yapay zekaların farklı ırktan insanları çizmede oldukça zorlandığını ve bazen de tanımlarımla uyuşmayan şeyler ortaya çıkardığını gördüm. Bunun aslında tek sebebi o yapay zekanın veri tabanına işlenmemiş konseptleri ondan istememdi.
İşte yapay zekayı daha etik ve adil bir şekilde kullanabilmeniz için birkaç tavsiye:
- 🔍Veri Kaynaklarının Çeşitliliğini Sağlamak: Yapay zekanın eğitiminde kullanılan veri setlerinin çeşitliliği, bahsettiğimiz üzere sistemlerin adil olmasını sağlar. Farklı cinsiyetlerden, ırklardan, etnik kökenlerden ve diğer çeşitlilik unsurlarından gelen verilerle yapay zekayı eğitmek, ön yargıları azaltmaya yardımcı olur. Kendi kullanımınızda da, çeşitli veri kaynaklarından faydalanan yapay zekalardan yararlanmaya özen gösterin. Tek bir yapay zekaya bağlı kalmamak oldukça önemli. Böylece çalışmanız hem daha doğru, hem de etik açıdan daha adil olacaktır.
- 🧠 Sonuçların Sürekli Gözden Geçirilmesi: Yapay zeka tarafından sağlanan sonuçlar, her zaman insan gözetimi ve eleştirisinden geçirilmelidir. Bazen sadece yapay zeka bizlerden hızlı diye, yine bizlerden çok daha zeki olduğu yanılgısına kapılıyoruz. Yapay zeka desteğiyle yapılan literatür taramaları, görsel oluşturma ve veri analizi gibi işlemler sonrasında elde edilen sonuçlar çoğunlukla hatalı olabileceği için bunları kritik bir gözle değerlendirmeli, yanlış veya eksik sonuçlara karşı dikkatli olmalıyız.
- 🤖 Yapay Zekanın Sınırlarını Kabul Etmek: Yapay zeka mükemmel değildir ve belirli sınırlamalara sahiptir. Yapay zeka tarafından sunulan çözümlerin her durumda en iyi ve en doğru olmayabileceğini kabul etmeliyiz, duygusal zekamızı da ihmal etmemeliyiz. Yani son söz hep bize ait olmalı!
- 🔐Gizlilik ve Veri Koruma Standartlarına Uyum: Bazı yapay zekalar kullanıcı deneyimini iyileştirmek amacıya sizlerden veri toplayabilir. Bu da demek oluyor ki yapay zekaya girdiğiniz her şey onun veri tabanına kaydedilir. Bu gibi durumlarda çalışmalarınızdaki verilerin gizliliği, işlenmesi ve saklanması konusunda dikkatli olmalısınız, gerekli kişilerin iznini almalısınız ve yapay zekaların gizlilik sözleşmelerini okumalısınız.
Sevgili dostlar, yapay zeka şüphesiz ki hayatımızı zenginleştiren ve kolaylaştıran muazzam bir teknoloji. Bu teknolojiye direnmeyip ona ayak uydurmalı, kendimizi bu alanda olabildiğince bilgilendirmeliyiz. Faydaları kadar tehlikelerinin de farkında olmalı, bu güçlü araçları kullanırken hem bireysel hem de toplumsal düzeyde sorumluluk almalıyız. Yapay zeka, geleceğimizin bir parçası olmaya kesinlikle devam edecek ancak bu geleceği nasıl şekillendireceğimiz tamamen bizim seçimlerimize bağlı. Bu süreçte, yapay zekanın sadece bir araç olduğunu, gerçek gücün ise kullanıcıların elinde bulunduğunu unutmamak gerekiyor. Teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin, insan yargısının, duygusal zekanın ve etik değerlerin önemi ihmal edilmemeli.
Teknolojinin insanlığa hizmet ettiği, etik ve adaletli bir gelecek dileğiyle… Hoşça kalın!
İlginizi çekebilir : Gelişen Teknoloji Ve Yapay Zeka Sanatı Nasıl Etkilemektedir?