İlk Türk Astronotumuz olan Alper Gezeravcı 18 günlük uzay yolculuğunun ardından Dünya’ya geri döndü. Bu süre boyunca Uluslararası Uzay İstasyonu’nda on üç deney gerçekleştirdi. Kimi kişilerce bu deneyler küçümsense de konu uzay olduğunda yapılan her adımlar ve süreçler Türkiye için önemli olduğu kanaatindeyim. Bu yazıda soğuk savaştan süregelen uzay yarışlarını inceleyip bu yarışa katılmanın ülkemiz ve bizlere ne gibi yararları olacaktır onları inceleyeceğim.
1. Soğuk Savaş ile başlayan uzay yarışı
İkinci Dünya Savaşı, insanlık tarihinin gördüğü en fazla ölüme neden olan savaşlardan biridir. Savaş sonrası ülke ekonomileri savaş ekonomisinin verdiği iş gücünü büyük ölçüde azaltma ihtiyacı duymuştur. Bu karmaşalar içerisinde ortaya çıkan Soğuk Savaş, toplumda var olan histerinin tetiklenmesiyle, Amerika-SSCB birbirinden farklı kozmoslar yaratarak korkutma politikalarıyla cephe savaşından farklı bir metodoloji ile birbirleriyle yarışmıştır. Bunun en çekişmeli örneği Uzay’da gerçekleşmiştir. Yarış, ilk olarak Sovyetlerin Sputnik 1 adlı uydusunu uzaya göndermesiyle ortaya çıktı. Göklere hakim olamama güdüsü Amerika için bir korku ve histeri yarattı. Bu korkuyla birlikte ABD çekişmeye noktayı Apollo 11 uçuşu ile, Sputnik 1’in denenmesinden on iki yıl sonra, Neil Armstrong’un Ay’a ayak basmasıyla son verdi. Harcanan paralar, elde edilen veriler, vergilerini önemli gören Amerikan halkı için Ay’a inmek gerekli miydi sorusunu ortaya çıkarsa da insanlık tarihi için önemli bir adım olduğu da o dönemin medyasında bolca yer aldı. Bu olay Amerikan popüler kültürünü o kadar etkiledi ki küçük çocukların büyüyünce Astronot olmak isteyişleri bir sürü filmde ve dizide yer aldı ve inişten elli yılı geçmesine rağmen hala alıyor.
2. Savaş sonu uzayda birlik
Sovyetler Birliği’nin yıkılmasından sonra yapımına 1998’de başlanan ve 2000 yılında ilk mürettebatını alan Uluslararası Uzay İstasyonu yirmi dört yıldır bir sürü ülkeden astronotlara ve bilim adamlarına ev sahipliği yapıyor. Başta Amerika, Rusya ve Avrupa Birliği tarafından kuruldu. Böylelikle hem Soğuk Savaş’ın başlattığı uzay yarışını sonlandırmış hem de birlikle elde edilebilecek güzel sonuçlara karşı ön ayak olmuştur. Ne demişler “birlikten kuvvet doğar.”
3. Alper Gezeravcı ve uzay misyonumuz
UUİ’nin kuruluşundan sonra insanlık birçok gelişmeye tanıklık etse de şuanlık astronotlar sadece istasyona gidip araştırma yapıp geri dönüyorlar. Bu anlamda SpaceX, tekrar kullanılabilir roket sistemi ile uzay yolculuklarında maliyeti oldukça düşürdü. Şu anda uzaya gitmek isteyen kişiler, Alper Gezeravcı gibi SpaceX ve NASA’nın kullandığı teknolojileri kullanarak araştırmalara katılabiliyorlar. Burada önemli bir husus da şudur ki herkes UUİ’na gidemez. Parasını versek de mi? diye düşünürsek yine de olmayacağı belirtilmiş. Burada önemli olan kaynak ise 1998’de imzalanan Uluslararası Uzay İstasyonu Hükümetlerarası antlaşmasının 11’inci maddesi olan mürettebat başlığı altında ele alınmıştır. (devamı için buraya bakabilirsiniz) Bu maddede sorumluluğu Uzay Ajanslarına bırakmaktadır ki Uzay Ajansları da şu anda detaylı eğitime tabi tutulmuş ve gerekli testlerden geçmiş kişilerin UUİ’na gitmesine izin vermektedir. Bunun nedeni ise herhangi yanlış bir davranış istasyonda krize neden olabilir. Bunu önlemek için sadece eğitimli kişiler gidebiliyor. Alper Gezeravcı’nın kariyer geçmişi bunu destekliyor.
4. Tuva Cihangir Atasever ve Turistik Gezi
Tuva Cihangir Atasever de ikinci astronotumuz olacak araştırmalar ve detaylı analizlerin devamının geleceği kesin. Bu kadar kısa sürede iki tane astronot gidince medyanın ilgisi yüksek. Herkes çeşitli araştırmalar yapıyor ve sosyal medya sorular soruyor adeta Ay’a ayak basmış kadar olduk. Sürekli yeni bilgiler geliyor haliyle Türkiye’deki uzay etkinlikleri de bundan nasibini alacak. Peki bizler “halk” ne zaman gideriz diye soranları duyar gibiyim. Burada takip edilecek kişi Jeff Bezos’un kurduğu Virgin Galactic firmasıdır. Hedefleri 2024 yılında uzay turizmini canlandırmak olsa da daha gidecekleri yol var gibi gözüküyor. Biraz daha beklememiz gerekecek.
5. Sonuç
Bir ülkenin gelişmişliği sadece belirli parametrelerle bakılamaz, ek olarak ülke bilimde ne kadar ilerleme kaydederse o kadar Dünya sahnesinde yer edinir. Bu anlamda Alper Gezeravcı’nın yaptığı deneyler bizlerin diğer ülkelerin arasında belirmemize ön ayak olacaktır. Son olarak Alper Gezeravcı’ya mesaj göndermek isteyenleri buraya, uzay projeleri ile ilgili daha fazla detay edinmek isteyenleri de şuraya alalım.
İlginizi çekebilir : İstikbal Göklerdedir!