2021 yılı itibariyle dünyada 4.66 milyar internet kullanıcısı var. Gittikçe yaygınlaşarak hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelen internetin, evrensel bir bilgi hazinesi olduğu inkar edilemez bir gerçek fakat yelpazesi genişledikçe üzerindeki düzenlemeler artırılıyor ve her kullanıcısını farklı içeriklerle buluşturuyor. Bu kişiselleştirme sonucunda iki kişi aynı kelimeyi arama motoruna yazsa bile değişik sonuçlar ile karşılaşabiliyor. Gelin, her birimizin diğerinden farklı bir internet deneyimi yaşamasına sebep olan bu algoritmaların etkilerini beraber inceleyelim!
Filtre Balonu Nedir?
Aynı uygulamaları kullanıyor olsak da hepimizin ekranına farklı içeriklerin sunulduğunu fark etmişsinizdir. Denk geldiğimiz reklamlar, arama sonuçları, paylaşımlar her zaman değişiklik göstermekte. Bunun nedeni ise sosyal medyada karşımıza çıkan her şeyin, beğendiklerimiz, beğenmediklerimiz ve arama geçmişimizi esas alan algoritmalar tarafından oluşturulması. Algoritmalar, dijital mecralara karşı dikkatin kaybedilmemesini amaçlayarak bizleri sadece hoşumuza gideceğini düşündüğü içerikler ile buluşturuyor, bunun sonucunda filtre balonu adı verilen bir izolasyona sokuyor. Bir başka deyişle, sosyal medyada karşımıza çoğunlukla sadece bizim fikirlerimizi destekleyen paylaşımlar çıkıyor.
Filtre balonu, bizim ilgilendiklerimizden oluşan bir çerçeve fakat ilginç olan şu ki bunu oluşturan biz değiliz, hatta olan değişimlerin, düzenlemelerin farkında bile değiliz. Sosyal medyanın en büyük haber kaynağına dönüştüğü bu günlerde, bu algoritmaların faydası tartışılır nitelikte. Örneğin, hangi gazeteden habere ulaşacağımız bizim kararımızken internette gördüklerimiz kontrolümüzün oldukça dışında, çoğunlukla yanlı düşünceler olabiliyor.
Yankı Odası Nedir?
Yankı odası ise filtre balonu konseptinin biraz daha geniş kapsamlı olan bir mecazi tasviri. İnsanların kendi fikirlerinin yankılanarak onlara geri döndüğü, karşıt görüşlerle hiç karşılaşmadıkları bir ortama hapsedildiklerini ima etmekte. Online ya da fiziksel fark etmeksizin, sadece tek taraflı görüşlerden oluşan herhangi bir deneyim yankı odası olarak tanımlanabilir. Mesela, tek çeşit gazeteden haber alan dedelerimiz bir yankı odasında sayılırken algoritmalar tarafından oluşturulan kişiselleştirilmiş Instagram akışımız da bunun başka bir örneği.
Her ne kadar aynı düşüncelere sahip olduğumuz insanlarla karşılaşmak tercih edilesi bir seçenek gibi gözükse de durum bu kadar kolay değil. Çünkü tüm günümüzü harcadığımız bu uygulamalarda, sürekli bize uyan fikirler ile karşılaştığımızda kendi doğrularımızın herkes için geçerli olduğunu sanıyor, karşıt görüşlerden hiç haberdar olamayabiliyoruz. Empati kurmamızı, toplum hakkında daha doğru bilgilere sahip olmamızı ve yeni perspektifler kazanmamızı sağlayacağı için görüşmemiz engellenen bu karşıt görüşler aslında kritik bir önem taşıyor.
Kişisel filtre balonlarını patlatıp yankı odalarını terk etmenin en önemli yöntemi ise farkındalık. Her ne kadar bize kişisel bir deneyim sunsa da kutuplaşmalara sebebiyet verme ihtimali de olan algoritmaların varlığını unutmamalıyız. Buna karşılık; farklı görüşlerle tanışma arayışına girebilir, araştırmalarımızda farklı farklı kaynaklara başvurabiliriz. Bu, bize sunulan içeriklerin çeşidini artırarak daha objektif bir deneyim elde etmemize katkı sağlayacaktır.
İlginizi çekebilir: Netflix İçerik Oluşturmak İçin Görüntü Analizini Nasıl Kullanıyor?