Humanspire For Startups #10 Rimuut Co-Founder Mert Bulut

Startup dünyasına adım atmak isteyenleri heyecanlandıracak yeni bir yazı ile karşınızdayız. Humanspire for Startups’ın yeni röportajında Rimuut kurucu ortağı Mert Bulut’a merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık.

Mert Bulut’un kariyer yolcuğuna ve Rimuut’un girişimcilik hikayesine yer verdiğimiz bu röportaj için keyifli okumalar dileriz!

Bize biraz kendinizden ve eğitim hayatınızdan bahsedebilir misiniz? 

1990, İstanbul doğumluyum. Alman Lisesi’nin ardından İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği bölümünden mezun oldum. Lisans eğitimimin devamında Londra’da Goldsmiths, University of London’da programlama alanında yüksek lisans eğitimi aldım.

2012 yılında girişimcilik ekosisteminde yer almak ve ona katkıda bulunabilmek adına Etohum ekibine katıldım. Girişimci seçme-değerlendirme başta olmak üzere idari alanda sunduğum pek çok desteğin ardından 2015 yılında, iki değerli partnerimle birlikte yazılım hizmeti sunmak üzere kendi şirketimi kurdum. 2017 yılında, girişimcilik, iş gücü yönetimi, uluslararası ticaret gibi alanlarda edindiğim tecrübeleri yüksek etkili, ölçeklenebilir projelerde değerlendirmek üzere girişimcilik hikayeme başladım.


Girişiminiz hakkında bilgi verir misiniz? Ne tip ürün/hizmetler sunuyorsunuz, ne tip bir ihtiyacı karşılıyorsunuz?

Rimuut 2017 yılında uzaktan ve bağımsız çalışmayı mümkün ve elverişli hale getirmek amacıyla kuruldu. Bu doğrultuda geliştirdiğimiz altyapı ile 100’ü aşkın ülkeden on binlerce bağımsız profesyonelin kurumsal müşterileriyle bir araya gelmesini, regülasyona uyumlu bir şekilde belgelendirme yapabilmesini ve 120 farklı kurda ödeme almasını sağladık.

Kurum olarak idealimiz aklıyla ve kariyeriyle hür, otonom bireyler yetişmesine yardımcı olmak. Bu amaçla bireylerin kendi, bağımsız işlerini kurma ve yönetme aşamalarında ihtiyaç duyacakları ürün ve servisleri geliştirmek üzere çalışmaya devam edeceğiz.


Kendi işinizi yapmak istediğinize ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bu girişim henüz plan aşamasındayken sizi heyecanlandıran yönleri nelerdi?

Kuşkusuz beni girişimciliğe yönlendiren birden fazla an veya sebep vardır. Fen-bilim temelli, sorgulatan ve eleştirel düşünmeyi öğreten bir eğitimin bunda büyük rol oynadığını düşünüyorum. Belki bundandır ki, bir lise fizik dersinde “perpetuum mobile” kavramıyla tanıştığımdan beri -teorik olarak imkansız olsa da- kendi kendini yönetebilen, dış etkenlere bağlı olmadan çalışabilen, sürdürülebilir sistemler ve ekonomik modeller geliştirmeye çalışıyorum. Her şeyden önce bir İşletme Mühendisi olarak; süreç, organizasyon ve işletme tasarımı konularında sağlam altyapılı bir öğrenimin, girişimciliğin yolunu açan başlıca faktörlerden olduğuna inanıyorum. 

Rimuut’un bugün aktif olarak çözdüğü problemleri yaşayan bağımsız profesyonellerden biri de bendim. Bu sebeple ürün üzerinde çalışırken kendi adıma en heyecan verici noktalardan biri bu oldu. Bunun dışında, kuruluş öncesi oldukça sistematik ve pek çok açıdan bilimsel kabul edebileceğimiz profesyonel bir keşif ve inşa süreci geçirdik. Amacımız piyasada aynı işi yapan 101. oyuncu olmak değil, kendi alanımızı, marketimizi inşa etmekti ve şu an bunu başardığımızı hissediyoruz. Belki de en heyecan verici kısmı, bir bütün olarak bu keşif ve inşa sürecine tanıklık etmekti; çünkü var olan bir markete olmayan bir ürünü koyduğunuzda ne olacağını bütün hesaplamalara rağmen siz de bilmiyorsunuz.


Nasıl bir sermayeyle yola çıktınız? Finansal açıdan sizi ilk destekleyenler kimlerdi? Girişiminizi büyütme sürecinde nasıl ilerlediniz? 

Ortağım Esen’le en çok gurur duyduğumuz noktalardan biri budur: Biz Rimuut’u 2,500 EUR sermaye ile kurduk. Öz sermeyemiz dışında doğrudan veya dolaylı olarak şirkete hiçbir sermaye girişi gerçekleştirmedik, hiç yatırım almadık. Kendi öz kaynaklarımızla yazılımımızı geliştirdik, kendi öz kaynaklarımızla yaşamımızı finanse ettik. Geliştirdiğimiz sistemin kısa sürede para akışı yaratacağına inanıyorduk, böyle de oldu. En büyük dostumuz, o zamana kadar kolumuza taktığımız “altın bilezikler“, yani becerilerimizdi. Bu becerilerin çok geniş bir spektrumu kapsamasının çok faydasını gördük. Elde ettiğimiz gelirle ekibe yeni üyeler kattık, pazarlama bütçelerimizi genişlettik ve yeni ürün yatırımları yaptık. Bütün bunları yaparken mali disiplinden hiçbir zaman taviz vermemeye, faydasız ama “havalı” olabilecek hiçbir şeyi yapmamaya özen gösterdik. Bütün bunlar ve saymayı atladığım pek çok faktörü bir araya getirdiğimizde, dışardan destek almadan, girişimimizin “zaman yatırımcıları olarak”, verimli ve yüksek hızda büyüyen bir girişim inşa etmeyi başardık.


Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir? Size ilham olan isim veya isimler kimlerdir?

Ben ilkelerin çok önemsendiği bir nesille, o kadar da önemsenmediği bir nesil arasında sıkışmış ve bundan dolayı biraz da kafası karışmış biriyim. Eleştirel disiplinimden ötürü de sunacağım bir önermenin tam zıttının da pek ala doğru olabileceğini kanıtlamaya girişeceğimden endişe ederim. Örneğin bence -ve büyüklerimden de öğrenebildiğim kadarıyla- iş hayatında en önemli, en büyük meziyetlerden biri “esneklik”; fakat esnekliğin telkini veya dikkatsizce adaptasyonu, dağ gibi güçlü durmanız anlarda sizi yere sermiyor olmalı. Yanlış koşullanmalara alan bırakmamak adına, bu ve benzer önermelerin, telkinlerin çok işlevsel olmadığını düşünürüm. Koşul ve durumlara göre -gerekiyorsa- tekrar tekrar algı üretip, tekrar tekrar pozisyon alabilmenin daha değerli olduğuna inanırım.

Bu yine de, bizim birtakım kutup yıldızları edinmemizin önünde bir engel değil elbette. Aslında reçetenin de birkaç yüzyıldır önümüzde durduğuna inanıyorum: Şüphenin -muhtemelen- tek gerçek olduğunu bilerek, bilimsel metodları takip ederek, aklınıza gelen pek çok fikri, düşünceyi, önce dayandığı hipotezlere ayırabilir, ve yine aynı teknikleri kullanarak bunları doğrulayabilir veya yanlışlayabilirsiniz. 

Ayrıca bütün bunları yaparken, insanın çevresindekilerle empati kurarak uyum içinde olmasını, etrafına saygı göstermesini, pozitif bir düşünce yapısında olmasını, sağlığına özen göstermesini önemli buluyorum.


Yaptığınız işin Türkiye ve Dünya’daki pazar büyüklüğü ve gidişatını nasıl görüyorsunuz?

2017 yılında uzaktan ve bağımsız çalışma ekonomileri üzerinde çalışırken, bu alanın iş dünyasını ve kültürünü domine edeceğine inanıyorduk. Fakat elbette, 2020 yılının başından beri tüm dünyayı dramatik bir şekilde etkileyen pandeminin, bu dönüşümü bu kadar hızlı bir şekilde gerçekleştirmesi herkes için beklenmedik oldu. Pandemiye ek olarak küresel ölçekte hissedilen ekonomik gelişmeler, kitleleri finansal olarak daha belirsiz, işsizliğin daha yoğun olarak hissedildiği, görece karanlık bir dönemin içine sürüklüyor. Her ne kadar bunlar kulağa iç karartıcı gibi gelse de, bu dönemin, daha özgür fikirlere ve bireylere ortam hazırlayacak bir sosyal rönesans doğuracağına inanıyoruz. Bunların dönem dönem lineer artış, dönem dönem pandemide olduğu gibi sıçrama şeklinde, fakat muhakkak pozitif yönde seyrine devam edeceğini tahmin ediyoruz. 


Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin gelişimini elbette ki ve maalesef yeterli bulmuyorum. 2000’lerin başından itibaren İstanbul’un tüm dünyada önde gelen girişimcilik merkezlerinden biri olması için sayısız fırsatı harcadığımızı düşünüyorum. Bugün geldiğimiz nokta, gelebilecek olduğumuz noktadan maalesef çok uzakta. Ufak ama belirleyici bir gösterge olarak; şu an Türkiye orijinli olarak bildiğimiz pek çok şirketin -hatta yatırım şirketlerinin- merkezi yurt dışında (buna Rimuut dahil) ve aldıkları yatırımları o merkezlere alıyorlar; çünkü hemen hemen bütün endişeler “başıma bir iş gelse burada hak hukuk var mı” gibi basit görünen ama hayati bir soruda toplanıyor. 

Tüm bunlar olup biterken, maalesef eğitim ve ilgili alanlardaki yanlış politikaların dil bilen, sorgulayan, eleştirel yaklaşabilen, uzmanlaşmış modern iş gücü yetiştirmemizin önünde engel olduğunu düşünüyorum. Özetle; son 20 yılda Türkiye’de herhangi bir şey ne kadar iyiye gitmişse, girişimcilik ekosistemindeki meseleler ve profiller de o kadar iyiye gitmiştir.


Mert Bulut’a bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire for Startups ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!

Bir yanıt yazın