Son günlerde herkesin gündemine oturan, önce Asya’yı ve şimdi de Avrupa’yı ciddi şekilde etkisi altına alan Koronavirüs salgını, evden çalışma modeli neredeyse hiç kullanmayan şirketlerin bile gündemine oturmasına sebep oldu. Peki, evden çalışma modeli ile verimli bir çalışma ortamı olşturmak ve sağlıklı bir şekilde evinizi ofise çevirmenin ve işlerinizi aksatmamanın ipuçları neler?
İşverenler sağlık söz konusu olduğu için bekleneni yaptı ve çalışanları evden çalışmaya yönlendirdi. İlk bakışta çalışanlar için inanılmaz rahat gibi görünen ve fırsat gibi gelen bu mantık, fiziksel ve mental açıdan yük olabilir.
Almanya’daki araştırmalara göre bunu sürekli olarak gerçekleştiren çalışanların %73,4’ü kendisini tükenmiş olarak tanımlıyor. Haftalarca evden çalışma modeli ile çalışmak, sizin için egzersiz eksikliği anlamına gelebilir. Farkında olunmasa da her gün işe gidip gelinirken kendinize hareket imkanı tanırsınız. Şu anda bulunduğumuz süreçte tüm spor salonları, havuzlar ya da ortak kullanıma açık her yer kullanım dışı olduğundan böyle aktivitelere yönelemeyeceksiniz demektir.
Peki ne yapılmalı? Sizin için evden çalışma modeli ile verimli bir çalışma ortamı oluşturmanın 5 sırrı!
1. Evinizi Bir Ofise Çevirin
Salondaki rahat koltuğunuzdan hatta yatağınızdan mı çalışıyorsunuz? Eğer cevabınız “Evet.” İse yapabileceğiniz en büyük yanlışla karşı karşıyasınız. Uzanıp kucağınızda veya çok düşük bir sehpa üzerinde çalışmak yerine, iş yerinizdeki ofis masanız gibi ideal olarak bir çalışma ortamı yaratabilirsiniz. İhtiyacınız olanlar ise çok basit, çalışma masanız (eğer yoksa yemek ya da mutfak masanız), bilgisayarınız, gerekli araç gereçler ve bu haftaya bonus olarak el dezenfektanınız!
İşinizi ve özel yaşamınızı yine evde geçirdiğiniz süreç içerisinde ayırmanız ve whatsapp gruplarınızla işte olduğunuz kadar iç içe olmanız gerekir. Kendinize küçük hedefler koyarak molalara yönelebilir, o süreler içerisinde neler olup bittiğine yetişebilirsiniz. “Bu raporu yazdıktan sonra bir facetime görüşmesi kazanacağım” gibi düşünebilirsiniz.
2. Sağlıklı Oturma Pozisyonunuz Oldukça Önemli
Optimum oturma pozisyonu, ekranın yukarı çaprazından 50-70 cm mesafede rahat bir duruştur. Boyun bölgesinde gerginliği önlemek için monitöre bakarken baş hafifçe alçaltılmalıdır.
Ayarlanabilir bir ofis koltuğu en iyi pozisyonu sağlasa da eğer sahip değilseniz bu süreç için omurganızı rahatlatacak özel yastıklardan sipariş edebilirsiniz. İş yaptığınız süre içerisinde ofise döndüğünüzde de işe yarayacak dik durma alışkanlığını kendinize kazandırabilirsiniz.
3. Molalarınıza Önem Verin ve Kendinize Zaman Tanıyın
Az önce de bahsettiğimiz gibi molalar oldukça önem taşıyacak. Alıştığınız 12.30-13.30 düzenine devam etmenizde hiçbir sakınca yok. Ofiste mutfakta ya da kantinde meslektaşlarınızla sohbet etmek nasıl sizi rahatlatıyorsa yine aynı düzene dijital olarak devam edebilirsiniz. Eğer o an konuşacak bir aile üyesi ya da arkadaşınız yoksa yan masanızda oturan çalışma arkadaşınıza mesaj atabilirsiniz.
Eğer toplantılar için Skype, Discord gibi ortak konferans programları kullanıyorsanız öğle arasında orada chatleşerek iletişimi koparmamak da iyi bir seçim olabilir. Home-office mantığında öğle araları genelde bilgisayarda geçer, alışveriş siteleri yerine çiçeklerinizi sulamak, balkona çıkmak ya da köpeğinizle ip çekiştirmece oynamak daha iyi bir fikir olabilir.
4. Aktif Olmayı Unutmayın
Az fiziksel aktivite ve oturarak tek noktaya bakılan saatler kan dolaşımına ve vücudun oksijensizliğine yol açar. Kaslara gereken hareketi tanımak için sosyal temastan uzak sitenizde yürüyüşler yapabilirsiniz, evinizde eğer mevcutsa koşu bandında biraz zaman harcayabilirsiniz. Tüm bunlar için yeterli alan ve imkan yoksa youtube’dan basit egzersiz videoları ile kahvaltı öncesi ya da sonrası vücudunuzu açabilirsiniz.
Aynı şekilde masanızda yapacağınız küçük baş, boyun, el, bilek ve omuz egzersizleri size küçük rahatlamalar sağlar. Bunları unutmamak için etrafınıza minik hatırlatıcı notlar alabilirsiniz. Yapacağınız egzersizleri zaman kaybı olarak düşünmemelisiniz. Bu süreci yaşamasaydınız her gün hazırlanacak ve işe gidecek, yine akşamları da dönüş yolunu yaşayacak ve ev modunuza dönecektiniz. Yani zamandan kayıp değil, hala tasarruf söz konusu!
5. Zamanı Aşmayın
Hiç kimse sizden evde olduğunuz için işte çalıştığınız saat aralığından fazlasını talep etmez. Kaçta çıkıyorsanız aşağı yukarı o saati geçmemeye özen gösterin. Bu durumda kendinize sağladığınız saygıyı sabahları uyanırken de işinize göstermeniz gerekir. Hazırlanmak ve gidilecek bir yol olmadığı için daha geç uyuyor olacağınızdan o saati aşmayın. Gerçekten kaçta iş başı yapıyorsanız tam o saatte masanın başında olmaya özen gösterin!
Şimdi yapacağınız küçük hamlelerle home-office hem daha faydalı hem de daha etkili. Lütfen siz de sevdikleriniz ve çevreniz için #evdekal kuralını uygulamaya devam edin ve görüştüğünüz herkesi buna yönlendirin!
İlginizi Çekebilir: Evde Geçirilecek Vakti Değerlendirmek İçin Farklı Dizi Önerileri