Her yıl olduğu gibi bu yıl da Dünya Mutluluk Raporu yayınlandı. Araştırma ülkelerin yaşam kalitesini, toplumsal refah ve bireysel memnuniyet düzeylerini mercek altına aldı. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Çözümleri Ağı tarafından yayımlanan rapor, 2025 yılına ait verilerle küresel anlamda insanların ne kadar mutlu olduğunu ortaya koydu. Bu yılki raporun sonuçları hem bazı ezberleri bozdu hem de bazı ülkelerin istikrarını bir kez daha gözler önüne serdi.
Finlandiya Neden Yine 1 Numara?
Bu yılın kazananı sürpriz değil: Finlandiya, üst üste sekizinci kez dünyanın en mutlu ülkesi seçilerek listenin zirvesindeki yerini korudu. Bu başarı tesadüf değil ülkede bireylerin devlete ve birbirlerine olan güven düzeyi oldukça yüksek. Sosyal hizmetlerin kalitesi, düşük yolsuzluk oranı, doğayla iç içe yaşam kültürü ve güçlü topluluk yapısı Finlandiyalıların genel yaşam memnuniyetini destekliyor. Ayrıca eğitim, sağlık ve sosyal güvenlik alanlarında kapsayıcı politikalar uygulanması, insanların kendilerini güvende ve değerli hissetmesini sağlıyor. Tüm bu faktörler, Finlandiya’nın sadece ekonomik anlamda değil, toplumsal huzur açısından da istikrarlı bir tablo çizmesini mümkün kılıyor.
Rapor, sadece refah seviyesini değil bireylerin hayatlarından duydukları genel memnuniyeti de ölçümlüyor. Bu yılki raporun öne çıkan temalarından biri, özellikle gençler arasında artan memnuniyetsizlik ve sosyal bağ eksikliği oldu.
Zenginlik Mutluluğa Yetmiyor!
Pandemi sonrası dönemin etkileri, ekonomik belirsizlikler, iklim krizi ve dijitalleşmenin hızla artması; gençlerin geleceğe dair kaygılarını artırırken sosyal bağlarını da zayıflatıyor. Sosyal destek ağlarının eksikliği, yalnızlık hissi ve aidiyet duygusundaki zayıflık, mutluluk seviyelerini önemli ölçüde etkiliyor. Araştırmada mutluluğu etkileyen ana faktörler arasında kişi başına düşen gelir, sağlıklı yaşam süresi beklentisi, sosyal destek, özgürlük algısı, cömertlik ve yolsuzluk düzeyi gibi kriterler yer alıyor. Ancak veriler gösteriyor ki, mutlu olmak için sadece zenginlik yetmiyor. Sosyal ilişkiler ve güven duygusu da en az ekonomik refah kadar belirleyici. Mutluluğun yeni formülü: para, paylaşım, anlamlı ilişkiler..
Raporda Türkiye’nin durumu ise önceki yıllara benzer bir tablo çiziyor. Türkiye, 2025 listesinde 143 ülke arasında 94. sırada yer aldı. Bu sıralama, ekonomik göstergelerin yanında sosyal faktörlerin de göz önüne alındığı düşünüldüğünde, toplumda hissedilen memnuniyet düzeyinin oldukça düşük olduğunu gösteriyor. Türkiye’de bireylerin sosyal destek mekanizmalarına erişiminin sınırlı olması, ifade özgürlüğü algısındaki zayıflama ve gençler arasındaki işsizlik oranının yüksekliği, bu düşük sıralamanın başlıca nedenleri arasında yer alıyor. Özellikle genç nüfusun geleceğe yönelik umutlarının azalması ve toplumsal bağların zayıflaması, genel mutluluk düzeyini aşağı çekiyor. Rapor, bu durumun sadece bireysel değil aynı zamanda yapısal sorunlarla ilişkili olduğunu vurguluyor.
2025 Dünya Mutluluk Raporu bir kez daha gösteriyor ki, gerçek refah sadece ekonomik kalkınma ile ölçülmüyor. Güvenin, dayanışmanın ve sosyal bağların güçlü olduğu toplumlar, kriz dönemlerinde bile daha yüksek mutluluk düzeyleriyle öne çıkıyor. Gençler içinse bu sonuçlar, sadece bireysel başarıya değil; sağlıklı ilişkiler kurmaya, topluluklara dahil olmaya ve hayatı birlikte paylaşmaya odaklanmanın önemini bir kez daha hatırlatıyor.