“Duyarlılık çağı” olarak da tabir edebileceğimiz, Z kuşağının idealleri ve hassasiyetleri çevresinde şekillenen bu çağda elbette diğer her şey gibi beslenme stilleri de yeni düşünce akımlarından etkilenmektedir. Her ne kadar vejetaryen diyetin kökeni Z kuşağından ve günümüzden öncelerine dayanıyor olsa da, popülerleşmesinde bu şartların etkisi yadsınamaz durumdadır. Vejetaryen diyet, aslında çatı bir terim. İçerisinde vegan, fleksitaryen, pesketaryen ve nice farklı bitki bazlı ya da ağırlıklı diyetleri kapsamakta. Nitekim geniş çerçeveden bakıldığı zaman vejetaryen diyet; kişinin et ve balık tüketmediği bir beslenme çeşididir.
Kişilerin vejetaryen diyeti benimsemesinde birçok faktör rol oynayabilir. Çoğunlukla bu faktörler hayvan hakları ve çevre duyarlılığı gibi aktivist idealler iken yer yer dini sebeplerin de etkinliği görülmektedir. Vejetaryen beslenenler hayvansal ürün olarak eti tercih etmez; hayvanların öldürülmediği ürünleri tercih ederler. Bu konuda vegan beslenmeden ayrışır zira vegan beslenme hiçbir şekilde hayvansal ürünleri kapsamamaktadır.
Vejetaryen diyetin sağlıklı olup olmadığına dair birçok tartışma bulunmaktadır. Herhangi başka bir diyette olduğu gibi, vejetaryen diyetin de riskleri ve faydaları bulunmaktadır. Faydaları arasında kilo vermeye yardımcı oluşu, kan şekerini dengeleyici rolü, kanser riskini azaltması, kalp sağlığını koruması ve kadınlar için regl periyodunu düzene sokması sayılabilir. Öte yandan omega-3 ve protein bakımından zengin et ve balık tüketmemek malnütrisyona yol açabilmektedir. Bu durumda vejetaryen diyeti takip edenler; söz konusu besinleri edinebilmek için dışarıdan takviyelere başvurmaktadırlar. Şayet dışarıdan takviye de edinilmezse malnütrisyonun sonuçları tiroid sorunları, halsizlik ya da kemik hastalıkları olabilmektedir.
Son günlerde gittikçe popülerleşen vejetaryen diyeti uygulamak vegan diyete göre çok daha kolaydır; bu yüzden çoğu veganın öncelikle vejetaryen olarak yolculuğuna başladığı görülmektedir. Öte yandan diyetini değiştirip bitki bazlı bir beslenme stilini benimsemek isteyenlere çoğunlukla önerilen; bir anda bütün düzenini değiştirmektense, bazı sebze günleri ve benzeri uygulamalarla kademe kademe bu düzene geçmektir. Doktorlarca bir sakıncası görülmeyen bitki bazlı diyetlerin kritik noktası, düzenli kontroller ile malnütrisyonun engellenmesidir. Bu şartlar sağlandığında vejetaryen diyetin herhangi bir dezavantajı bulunmayacaktır.
İlginizi çekebilir: Greenwashing (Yeşil Aldatmaca) Nedir? Nasıl Kaçınabiliriz?
Youthall’u takip et iş ve staj ilanlarını da kaçırma!