Giriş
1970’lerin başında Philip Zimbardo tarafından yürütülen Stanford Hapishane Deneyi’nin temel amacı hapishanelerdeki gardiyan ve mahkumların davranışlarını incelemek ve aralarındaki ilişkiyi araştırmaktı. Deneye katılmak için başvuran birçok aday arasından mental ve fiziksel olarak en stabil durumda olan öğrenciler bir hapishane simülasyonuna oyuncular olarak seçildiler. 21 öğrenci ile başlayan deneyde 11 gardiyan ve 10 mahkum bulunmaktaydı. Mahkum olarak seçilen öğrenciler tıpkı bir suçlu gibi evlerinden kelepçelenerek hapishaneye götürüldü ve sonrasında pişman verici sonuçlar doğuracak olan Stanford Hapishane Deneyi böyle başladı.
Süreç
Philip Zimbardo, Stanford Üniversitesi’nin bodrum katına yapay bir hapishane kurdu. Mahkumlara ve gardiyanlara rollerine uygun kıyafetler verildi ve hapishanedeki yaşamlarını yeni rollerini benimseyerek sürdürdüler. Benimseme sürecinin gardiyanlarda mahkumlara göre daha hızlı olduğu görüldü. Gardiyanlara düzeni ve hukukun korunması için ne gerekiyorsa yapmaları gerektiği söylendi, tabii ki de herhangi bir fiziksel şiddete başvurulmaması şartıyla.
Bu deney o kadar gerçekçi oldu ki mahkumlar ilk olarak gardiyanlara karşı isyan çıkarttılar, daha sonrasında ise kaçış planları düzenlemeye başladılar. Sürekli olarak aşağılanmaya maruz kalan mahkumlardan bazılarında psikolojik sorunlar gözlenmeye başladı. Hatta mental sağlıkları artık iyi bir durumda olmayan 2 mahkum deneyden çıkarılmak zorunda kaldı. Gardiyanlar ise rollerinden gayet memnun gibiydiler. Mahkumlara karşı sözlerinin geçiyor olması onlara tatmin veriyordu. Mahkumlar sözlerini dinlemediğinde de onlara şınav cezası verip bitirene kadar başlarında bekledikleri gözlemlendi. Zamanla bazı mahkumların gardiyanlarla arasını daha iyi yapmaya çalıştığı ve mahkumlar arasındaki gizli konuşmaları gardiyanlara ilettiği görüldü. Deney sahası bilimsel bir araştırma olmaktan çıkmış, gerçek bir hapishaneye dönmüştü. 2 hafta sürmesi planlanan deneye mahkumların psikolojik açıdan yıpranmaları dolayısıyla 6. gününde son verildi.
Çıkarımlar
Deneydeki mahkumların ve gardiyanların davranışlarından da görülebileceği üzere toplumdaki yüksek otoriteye sahip rolleri oynamak gardiyanlar için çok tatmin ediciydi. Deneyden önce şiddet yanlısı olmayan gardiyanlar, otorite ellerine geçtiğinde, bambaşka bireylere dönüşüp fiziksel ve psikolojik baskılarla mahkumları emirlerine itaat etmeye zorladılar. Gardiyanlara bağlı olarak yaşayan mahkumlar ise zamanla mental olarak stabil olmayan bir hale geldiler. Mahkumlar bir simülasyonun içinde olmalarına rağmen yine de hapishaneden kurtulmanın bir yolunu aramaya çalıştılar.
Sonuç
Stanford Hapishane Deneyi, yürütüldüğü yıldan günümüze kadar deneyin güvenilirliği ve etikliği açısından çokça tartışıldı. Yine de bu deney biz insanoğluna yüksek otoriteye sahip olan toplumsal rollerin insanları ne kadar değiştirebileceğini açık bir şekilde göstermiş oldu.
Eğer bu yazı ilginizi çektiyse deneye dair “The Stanford Prison Experiment” adında bir film de bulunmakta. Boş bir zamanınızda görsel bir izlenim edinmek için de izleyebilirsiniz.
Referanslar:
https://www.simplypsychology.org/zimbardo.html
İlginizi çekebilir: Zincir Etkisi Yaratan Kırık Camlar Teorisi