Aldığımız gıdalardan, evimizde kullandığımız eşyalara, kıyafetlerimize ve daha birçok tüketim alışkanlıklarımızda plastiğe bağımlı şekilde hareket ediyoruz. Bu yazımızda, plastiği bu kadar hayatımıza dahil eden özellikleri derledik. Gelin, hep birlikte bakalım. Keyifli okumalar!
Plastik, 1862 yılında Alexander Parkes tarafından imal edildiği zamandan bu yana çeşitli alanlarda kullanıldı. İlk olarak fildişi bilardo topları yerine ticari olarak pamuktan üretilen plastik, bilardo toplarında sürtünme nedeniyle ortaya çıkan patlamalar nedeniyle pek kullanışlı olmasa da daha sonra başka amaçlar için sıklıkla kullanıldı. Daha sonra ise plastik, film endüstrisini kökten değiştirecek kullanılan kağıt filmlerin yerine kullanılarak pratikliğin yanında dayanıklılık, ışıkla oynama ve güvenle dağıtım imkanı sağladı.
Erken bir plastik form: Bakalit
Sentetik bir plastik türü olan Bakelite’ın ortaya çıkmasıyla ise toprak örtüsünün bozulmasına yol açan, yüzey ve yeraltı suları ile içme suyu kaynaklarını kirleten, su ve toprak habitatlarının bozulmasına etki eden, ayrıca hava kalitesini de olumsuz yönde etkileyen kömür gazı hayatımıza girdi. Böylelikle sonraki 50 yılda piyasaya çıkacak diğer sentetik plastik türlerinin yolu açılmış oldu.
Kolayca kırılan ancak birçok şekil alabilen bu maddenin lamba, elektrik fişi, telefon ve priz yapımında kullanılması gibi kolaylaştırıcı özellikleri bizleri çevreye olumsuz etkileriyle ilgili düşünmekten uzak tuttu. Plastiğin sayısız alanda kullanımı 2. Dünya Savaşı’nda da kendini paraşütlerde ipek yerine sentetik kullanımında, savunma araçlarında ise metaller yerine kullanımında kendini gösterdi.
19. yy’a gelindiğinde ise artık yeni ortaya çıkan plastik türleri sayesinde balmumundan yapılan silindirlerin yerini plastik aldı. Dayanıklılıkları artınca ses kayıtlarının raf ömrü uzaması sağlandı ve sonrasında vinil kayıtlar, kasetler ve CD’lerle tamamen plastik sayesinde müzik dinleyicilerle buluştu.
Hastanelerde ise ek maddeler ile üretilen esnek, dayanıklı, hijyenik plastiklerin kullanımı artık plastiğe resmen hayat kurtarıcı niteliği kazandırdı. Hastanelerde kullanımına başlanan bu yeni tür plastikler, aslında şu an hala bağımlı olarak kullanımını sürdürdüğümüz tek kullanımlıkların ortaya çıkmasını sağladı. İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra petrokimya endüstrisinin geliştirmek istediği çok fazla yeni plastik malzemeye, fabrikaların da işe ihtiyacı vardı. Plastik Devrimi’nin doğumu ile plastiğin sadece büyük ölçeklerde üretildiğinde çok ucuz olabildiği anlaşıldı.
1960’lı yıllarda çatal, bıçak, tabak ve bardak gibi tek kullanımlık plastik ürünler ortaya çıkmaya başladı. Bunların yanı sıra plastik gıda israfını önleme yönünde de kullanılınca hayatımız her alanda plastiğe ihtiyaç duyacağımız yöne evrildi.
Plastik, aynı zamanda gıda israfını da azalttı. Avrupa Birliği ülkelerinde her yıl 88 milyon ton gıda israf ediliyor ve bu durum, karbon salımının çok büyük oranda artmasına yol açıyor; ancak gıda maddelerini plastikle kaplamak, gıda israfını böylelikle önemli ölçüde azaltıyor.
İlginizi Çekebilir: FMCG Sektörü Nedir? Neden Tercih Edilmelidir?
Youthall’u takip et; dijital etkinlikleri, iş ve staj imkanlarını kaçırma!