Kişiliğimiz, uzunluk ve ağırlık gibi ölçülemez. Bunun yerine belirli ayırt edici özellikler kullanarak kişilik haritamızı çıkartabiliriz. Sonra da bireylerin bazı temel kişilik özelliklerine bakarak, hangi durumlarda ne tarz davranış göstereceklerini tahmin edebiliriz.
Kişilik ölçümü yapılırken en çok tercih edilen yöntem; Myers Briggs Kişilik Tipleridir. Myers Briggs, kişiliği dört ana başlık altında inceler ve her başlık için iki temel eğilim sunar. Aslında her birey sahip olduğu bütün özelliklerini aynı anda sergiler. Şöyle ki şartlara ve ortadaki soruna göre değişik özelliklerin bir karışımını davranış olarak benimser. Genellikle birey, bu özelliklerden bazılarını daha baskın kullanır. O özelliği kullanırken kendini daha rahat ve mutlu hisseder. İşte Myers Briggs yöntemi bu baskın özellikleri ön plana çıkarmayı hedefler.
Myers Briggs, dört ana başlığı kullanarak kişilik tiplerini on altı değişik bileşime ayırmıştır. Her tipin ismi, bileşimini oluşturan özelliklerin bir harfiyle oluşturulur. Örneğin INFP’nin açılımı; Introvert-İçe Dönük, INtuition-Sezgi, Feeling-Hissetme ve Perceiving-Algılama’dır.
1. İçe Dönük (I) ve Dışa Dönük (E)
Hangi yöne dönük olduğumuz, enerjimizi nereye yönlendirdiğimize ve şarjımızı nasıl doldurduğumuza bağlıdır. Dışa dönükler (E) enerjilerini dış dünyaya ve insanlara yönlendirirken içe dönükler (I) enerjilerini kendi deneyimlerine ve düşüncelerine çevirirler. İnsanların düşündüğünün aksine dışa dönük olmak, popülerlik veya çok sevilmek anlamına gelmez. Tam tersi şekilde ise, içe dönüklük de depresif ve içe kapanıklıkla özdeş değildir.
Dışa dönük bireyler, insanlarla beraber olabilecekleri faaliyetleri tercih ederler. Bu tarz etkinlikler onların enerji kaynaklarıdır. İçe dönükler ise, enerjilerini kendi dünyalarında, deneyimlerine ve düşüncelerine yansıtmayı tercih ederler. Onlar için saatlerce yalnız çalışmak en uygunudur. Sanıldığının aksine, içe dönüklükle sanatçılık veya yaratıcılık arasında bir ilişki yoktur.
2. Duyular (S) ve Sezgi (N)
Duyu ve sezgi, bilgi toplamanın ve dış dünyayı algılamanın iki farklı yöntemidir. İlkinde, beş farklı duyumuzu kullanarak çevremizde olup bitenleri anlamaya çalışırız. Beş duyumuz verileri ve ayrıntıları toplar ve önümüze serer.
Sezgilerimiz ise olayların içine saklanmış anıları daha iyi hatırlar. Beş duyusunu baskın olarak kullanan bir kişi şimdiki zamana ve önündeki olaylara dikkatini verirken, sezgileri ağır basan birey geleceğe ve olasılıklara odaklanır.
Duyu taraflı kişiler, doğal olarak, verileri ve ayrıntıları daha rahat hatırlatırlar. Onlar için rakamlar, data ve gerçekler çok önemlidir. Önlerine gelen bilgiyi en ince ayrıntısına kadar analiz ederler. Bu da veri hafızalarının çok kuvvetli olduğunu gösterir.
3. Düşünme (T) ve Hissetme (F)
Düşünme ve hissetme, karar vermek için gerekli iki alternatif yöntemdir ama dikkat! Düşünme eğiliminde olan bireyleri akıllı, hissetme eğilimi güçlü olanları duygusal olarak etiketlememeli. Aslında insan verdiği kararlarda iki yöntemi de kullanabilir ama bazı insanlar belli özelliklerini daha baskın olarak belirler ve onun üzerine eğilim gösterir.
Düşünürken dikkatimizi objektif ve neden-sonuç ilişkilerine yöneltiriz. Verdiğimiz kararların kabul edilmesi ve mantık kurallarına uymasına özen gösteririz. Hissederken ise verdiğimiz kararların kendimizin ve diğerlerinin ilkelerine uygun olmasına dikkat ederiz.
Daha baskın düşünerek karar veren kişiler, kendilerini önlerindeki durumdan soyutlayarak belli kriterleri göz önüne alırlar. Onlar için tutarlılık, tarafsızlık ve mantık her zaman daha önemlidir.
4. Karar Verme (J) ve Algılama (P)
“Bu işi doğru mu yapmamı istersiniz yoksa hemen şimdi bitirmemi mi?”
Karar vermeye eğilimli kişiler, yaşadıkları çevrenin her zaman düzenli olmasını tercih ederler. Onlara göre belirsizlik ve kararsızlık kabul edilemez durumlardır. Herkesin kısa ve uzun dönemlerde planlarının hazırlanmış olması gerekir. Gerekirse planlar değiştirilebilir, ama her işin mutlaka önceden kararlaştırılmış bir programının olması gerekir.
Buna karşı algılama tarafları ağır basan bireyler, karar vermeden önce mümkün olduğunca geniş çapta ve derinlikte bilgi toplamayı isterler.
Myers Briggs, kişilikleri kategorize ederken her bir kişiliğin kendine ait tavırları ve durumları olduğunun üstünde çok durmuştur. Buna göre her birey sahip olduğu kişilik özelliklerini karakterinin elverdiği şekilde yansıtır.
İlginizi çekebilir: Davranış Ve Düşüncelerin Değişimi: NLP Tekniği
Youthall’u takip et iş ve staj ilanlarını da kaçırma!