Startup dünyasına adım atmak isteyenleri heyecanlandıracak yeni bir yazı ile karşınızdayız. Humanspire for Startups’ın yeni röportajında Kolay İK kurucu ortağı Çağlar Yalı’ya merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık.
Çağlar Yalı’nın kariyer yolcuğuna ve Kolay İK’nın girişimcilik hikayesine yer verdiğimiz bu röportaj için keyifli okumalar dileriz!
biraz kendinizden ve eğitim hayatınızdan bahsedebilir misiniz?
1988 Adana doğumluyum. 2011 yılında Boğaziçi Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği bölümünden mezun olduktan sonra PayPal’da Satış Mühendisi olarak işe başladım. Burada birçok startup ile ödeme süreçleri ile ilgili çalışma ve bu vesileyle kurucu ekiplerle tanışma fırsatım oldu. Bu dönemde ayrıca Boğaziçi Üniversitesi Mühendislik ve Teknoloji Yöneticiliği bölümünde yüksek lisansımı tamamladım. Bir süre Visa Consultancy’de danışman olarak çalıştım ve bankalarla özellikle KOBİ’lerin dijitalleşmesi alanında projeler yaptım. 2015 yılında Kolay İK’nın kurucu ekibine katıldım.
Girişiminiz hakkında bilgi verir misiniz? Ne tip ürün/hizmetler sunuyorsunuz, ne tip bir ihtiyacı karşılıyorsunuz?
Kolay İK bir çalışan işe girdiği andan şirketten ayrıldığı ana kadarki bütün süreçleri kolaylaştırmaya çalışan bir uygulama. Temelde 3 konuyu çözüyoruz. Birincisi hiçbir çalışan şirketten hiçbir talebini telefonla, maille veya yüz yüze yapmasın, her talep bir sistem üzerinden hatta mobil uygulama üzerinden ilerlesin. İkincisi; şirketler bilgi ve verilerini Excel vb. karmaşık programlarda dağınık bir halde tutmasın, her bilgi tek bir yerde takip edilebilir ve raporlanabilir olsun. Son olarak mavi yakalar dahil her çalışan kolaylıkla kullansın ve sisteme dahil olsunlar.
Kendi işinizi yapmak istediğinize ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bu girişim henüz plan aşamasındayken sizi heyecanlandıran yönleri nelerdi?
PayPal’da çalıştığım dönemde birçok girişimle tanıştığımdan bahsetmiştim. Bu dönem bir noktada bir girişime başlamaya karar vermiştim. 2015 yılına geldiğimizde şirketlerin dijitalleşme ihtiyaçlarını ve buna bağlı yazılım arayışlarının arttığını gördüm. Tam bu dönemde Efecan Erdur ve Gizem Sevinç ile tanıştım ve Kolay İK’yı kurmaya karar verdik.
Nasıl bir sermayeyle yola çıktınız? Finansal açıdan sizi ilk destekleyenler kimlerdi? Girişiminizi büyütme sürecinde nasıl ilerlediniz?
Hiçbir sermayemiz olmadan yola çıktık. Ailemizden veya arkadaşlarımızdan alabildiğimiz bir maddi desteğimiz de olmadı. Bu nedenle ilk dönemlerde çok zorlandık. Özellikle Kworks ve Pilot hızlandırma programları bize ilk dönemde çok destek verdi. Sonrasında Galata Business Angel (GBA)’dan küçük bir yatırım alarak ilk hamlelerimizi yapma şansımız oldu. Girişimimiz büyürken GBA yatırımcılarının büyük destekleri oldu.
Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir? Size ilham olan isim veya isimler kimlerdir?
Çalışma hayatımda birçok ilkeye bağlıyımdır. Bu kavramlardan en değer verdiğim ise makuliyettir.. Bir talebin, bir işin, bir konuşmanın, bir itirazın nedenleri ile beraber sunulmasını ve makul olmasını isterim. Bir şey istediğimde veya yaptığımda da en çok buna önem veririm. İlham aldığım doğrudan bir kişiyi söylemek beni eğiten, bana öğreten diğer herkese büyük bir haksızlık olur. Yolculuk boyunca herkesten olabildiğince fazla öğrenmeye çalıştım. Bana öğreten herkese minnettarım.
Yaptığınız işin Türkiye ve Dünya’daki pazar büyüklüğü ve gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Yaptığımız iş Local HR SaaS şeklinde adlandırılıyor ve halihazırda, son 5 yılda bu alanda 10’dan fazla unicorn çıktı. Çalışanlarına izin kullandıran, çalışanlarına zimmetli eşya veren tüm şirketler -ki bu dünyadaki tüm şirketlere tekabül ediyor aslında- bir noktada bir İK yazılımı kullanacaklar. Bu anlamda henüz pazarın %5’i bile alınmış değil. Sadece Türkiye’de 15 milyon kamu dışı çalışan var ve bu çalışanlar sonsuza kadar şirketten taleplerini kağıtla yapmayacaklar. Türkiye’deki pazarın sadece %3’ü bir yazılım kullanıyor. Yani alacak daha çok fazla yolumuz var.
Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Beyin göçü ve ekonomik zorluklar nedeniyle olması gerekenden çok ama çok daha yavaş ilerliyor. Potansiyelimizin altındayız. Oyun alanında ve e-ticaret alanında gelen başarılar çok değerli. Bunun yanında Scoutium, IntenseEye, Teleporter, Evreka vb. çok beğendiğim girişimler var ve bu girişimler güzel yatırımlarla güzel büyümeler yakalıyorlar. Yine de Boğaziçi Üniversitesi’nin önünde çevik kuvvetin beklediği bir dönemde hem yeteneğe ulaşmanın hem Türkiye’deki toplam fonu büyütmenin hem de girişim ekosisteminin büyümesinin çok zor olduğunu söyleyebilirim.
Son olarak Youthall Blog takipçilerine kariyer planlama, girişimcilik ve iş dünyası hakkında tavsiyeleriniz nelerdir?
Bu alanda verilebilecek belki binlerce tavsiye olabilir. Ben bu yazıyı okuyanlar için iki tane not bırakabilirim. Birincisi kariyerinizde kazandığınız para ve öğrendiğiniz bilgi kadar önemli üçüncü konu bağlantılarınız yani network’ünüz. Başarılı olmak için olabildiğince fazla kişiyle telefonla arayıp bir şey rica edecek kadar yakın olmanız gerekiyor. İkincisi girişimci olacaksanız girişimcinin ne iş yaptığıyla ilgili daha fazla bilgi edinmenizi tavsiye ederim. Basitçe söylemek gerekirse girişimcilik, iş insanlığının bir alt kolu. Bu nedenle “dünyaya değer katarak hızlı büyüyen bir şirket kurmak” vb. tanımlar tam olarak girişimciliği yansıtmıyor. Bir iş insanı ne yapar, nasıl çalışır bunu daha iyi anlamanızı tavsiye ederim.
Çağlar Yalı’ya bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire for Startups ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!