Humanspire For Startups #17 BlinkMinds Kurucusu Nazlı Erşen

Startup dünyasına adım atmak isteyenleri heyecanlandıracak yeni bir yazı ile karşınızdayız. Humanspire for Startups’ın yeni röportajında BlinkMinds Kurucusu Nazlı Erşen merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık.

Nazlı Erşen’in kariyer yolcuğuna ve BlinkMinds’ın girişimcilik hikayesine yer verdiğimiz bu röportaj için keyifli okumalar dileriz!

Bize biraz kendinizden ve eğitim hayatınızdan bahsedebilir misiniz? 

Ben 17 Ekim 1981 yılında İzmir’de doğup büyüdüm. Liseyi Tevfik Fikret Lisesi’nde okudum. Hayatımın ve aynı zamanda eğitim hayatımın başlangıcı 16 yaşında genç bir kızken piyangodan green card’ın çıkması ile oldu. İngilizce bilmeden, tam olarak ne istediğimi henüz keşfedemeden büyük bir değişikliğin içinde kendimi bulduğum 1999 yılıdır benim hayatımın değiştiği yıl.

Her şey birden kararmıştı çünkü belirsizliğin içerisinde buldum kendimi, zaten Türkiye’deyken okulda sınıfta çok aktif, kendini ifade edebilen, başarılı birisi olarak görülmezdim. O yüzden benim için büyük bir maceranın başlangıcıydı. Amerika’ya geldiğimde üniversitede 1 sene kaybettikten sonra Fransızca okuyup, Fransa’da 8 ay kaldım. Sonra Kansas Üniversitesi’nden mezun olduktan sonra New York hikayemin başladığını söyleyebilirim. 16 yaşında bilinmezliğe atılıp, mücadele ile ayakta durabildiğim için, artık benim için her macera aşılabilir bir yoldu. 

New York‘a ilk geldiğimde ücretsiz olan stajım iptal oldu. Para kazanıp hayatımı devam ettirebilmek için 5th Avenue’de bir mağazada görev aldım, Abercrombie‘de satis temsilcisi olarak devam ettim sonra da receptionist olarak çalıştım. Bir gün ilk başvurduğum kurumsal bir şirkette işe başlayıp  finans sektörüne girdim. Finans okumadığım için onu kariyerime ekleyip Columbia Üniversitesi’nde post baccalaureate eğitimimi bitirdim. 

Ondan sonra da kendimi New York Üniversitesinde  “insan kaynakları, organizasyonel analiz, gelişim” üzerine yüksek lisans yaparken buldum. 2012 yılında Türkiye’de 5 sene boyunca Coca-Cola, PepsiCo , Unilever gibi  kurumsal şirketlerde çalıştıktan sonra 2017 yılında Amerika’ya geri dönüş yaptım. 2019 yılının da benim hayatımın tekrardan değişmeye başladığı yıl olduğunu söyleyebilirim. Şimdi de hem kendi şirketim olan BlinkMinds’ı büyütüyor hem de Freedom Care Startup şirketinde operasyon ve strateji kısmında direktör olarak çalışıyorum.

Girişiminiz hakkında bilgi verir misiniz? Ne tip ürün/hizmetler sunuyorsunuz, ne tip bir ihtiyacı karşılıyorsunuz?

BlinkMinds’ın insanların hayatlarını aydınlatan ışık olduğunu söyleyebiliriz. BlinkMinds herkese hitap eden bir girişim. Kendini tanıyıp, mutlu olduğu yolu çizebilmeyi kim istemez ki? Ama baktığımızda araştırmalara göre dünyada % 90’a yakın bir kitle kendini bilmeden hayatında ve kariyerinde ilerliyor. Hayat amacını belirlemek yerine benim de olduğum gibi başarıyı girdiği şirketlerdeki pozisyonları ile ölçüp sonra o karmaşanın içerisinde mutsuz oluyorlar. İşte bu nedenden yola çıkarak ben insanların kendilerini tanıyıp başarıyı tanımlamaları ve mutlu oldukları yolu bulmaları için buradayım. Şu anda 3 alanda servis veriyoruz. Birincisi organizasyonlara verdiğimiz workshop’lar; ikincisi okullar, eğitim kurumlarında öğrencilerle buluşuyoruz ve “Yarın için Bugün” adlı seminerler düzenliyoruz. Ayrıca seçip , belirleyeceğimiz 4. sınıf üniversite öğrencilerine özel bir fellowship programı da 2023’te geliyor. 

Son olarak ise, girişimci gençlerimizle çalışıp hayallerine ulaşabilmeleri için yatırımcı ağımızı büyüterek onlara destek veriyoruz.

Kendi işinizi yapmak istediğinize ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bu girişim henüz plan aşamasındayken sizi heyecanlandıran yönleri nelerdi?

Bana ilham veren oğlum oldu. Bir sabah bana “Anne bana pokemon almak için mi işe gidip para kazanıyorsun?“ diye sordu. Ben o gün bütün gün onu düşündüm. Gerçekten benim için finansal kazanç bir amaç mı yoksa araç mıydı? İşte o zaman “Acaba neden mutsuzum?” sorusunu daha fazla sorar oldum. 

Kendi işimi yapmak istediğime tam emin değildim çünkü kendi girişimci yönümü keşfetmemiştim. Kendimi daha tanıma fırsatım olmamıştı da diyebiliriz. 2019 yılında kendi hayat hikayem ile ilgili yazılar yazmaya başladım. İlk defa New York’da bir konferansa katıldığımda orada hayat ve kariyer hikayemde nasıl yol aldığımdan bahsederken, oğlum da dinleyiciler arasındaydı. İçimde sanki saklı bir ilham vardı dünyaya duyurmak istediğim. 

Konferanstan sonra yanıma seyircilerden gelip “Nasıl başardınız? Bu yolculuktaki motivasyon kaynağınız neydi?” diye sorduklarında bende bir uyanış oldu ve kendi başıma akşamları işten sonra web sitemi kurmaya başladım.  Her akşam çalıştım. Her önüme çıkan olumsuzlukları olumlu hale çevirmek için mücadele verdim. 

Bu girişim plan aşamasındayken beni en çok heyecanlandıran kısmı gizemli ve eğlenceli olmasıydı.  Çünkü kendimi keşfediyordum. Eğleniyordum çünkü bilmediğim bir alanda konfor alanımdan çıkıp birçok kere yenilgi yaşıyordum. Düşüp kalkınca, öğrendiklerimi uygulayıp çok mutlu oluyordum. Ne zaman ki Türkiye AIESEC ile tanıştım ve gençlerle buluştum, işte o zaman kendi işimi , başarımı dünyaya duyurmak istedim. 20 sene önceki Nazlı‘ya destek olmak gibi duygusal bir bağı var BlinkMinds’ın benim hayatimda. Dedim ki ben üniversitedeyken böyle bir şirket olsaydı, hayatım değişirdi. Şimdi de o tüm geleceğine emek verip, başarıyı tanımlamak isteyen herkesin kendini tanıma yolculuğunda onlarla olmak istiyorum. 

Nasıl bir sermayeyle yola çıktınız? Finansal açıdan sizi ilk destekleyenler kimlerdi? Girişiminizi büyütme sürecinde nasıl ilerlediniz? 

Benim kendi işim ile ilgili hiç sermayem olmadı. Her zaman kurumsal ya da startup bünyesinde çalışıp, kendi şirketimi destekledim. Bugün de her sabah işime başlıyorum, hafta sonları kendi şirketimi büyütmek için, dünyaya fayda sağlamak için emek veriyorum. 

Şu anda şirket bünyesinde 4 tane üniversite öğrencisi benimle çalışıyor. BlinkMinds’ın finansal açıdan desteklenmesi noktasında sadece kendi başıma ilerliyorum. Benim hayatımda oğlum ile geçinmemi sağlayacak parayı kazanıp ondan her seferinde biraz biriktirip kendi hayallerimin peşinden gitmek benim hikayemde büyük bir yer alıyor. 

Bir sermayeniz olmayınca girişimi büyütmek için biraz daha sabırlı olmak gerekiyor, hayat amacınızı belirleyip onun üzerine bir hizmet/ürün oluşturursanız başarıyı tanımlamanız daha kolay olur. Yani para kazancını amaç değil araç haline getirmemiz gerektiğine inanıyorum. Girişimi büyütme sürecinde her zaman kendi varmak istediğim noktaya inandım, kendime inandım. Mayıs 2020 yılından beri çok fazla ücretsiz workshop yaptım, seminerlere katıldım, yarışmalara katıldım, ödül aldım, Dubai ve Las Vegas’a gidip kendimi tanıttım. Unutmayın, bu yolculukta en önemli sermeyeniz kendinizsiniz.


Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir? Size ilham olan isim veya isimler kimlerdir?

Çalışma hayatımda benimsediğim ilkeler eşitlik, sonuç odaklılık, fikir alışverişi, saygı, takım çalışması, samimiyet, yardımseverlik ve çeşitlilik. 

Bana ilham veren insanlardan bir tanesi Elizabeth Napolitano şu anda çalıştığım FreedomCare şirketindeki yöneticim. Neden bana ilham veriyor? Çünkü benim öncelikle hayat amacımı gerçekleştirmek için kurduğum kendi şirketimi desteklerken bana inancını, güvenini gösteriyor. Samimiyeti ve üstün liderlik özellikleri ile beni önemli hissettiriyor olması beni her geçen gün daha çok çalışmaya ve başarmaya teşvik ediyor. 

Diğer bir kişi de BlinkMinds şirketimi kurarken tanıştığım Özenay Özdinç. Neden ilham veriyor çünkü benim kendimi tanıma yolculuğumda hep yanımda oldu, elimden tuttu. Her seferinde bana bilmediğim bir yanını öğretti hayatın. Düştüğümü hissettiğimde beni yukarı çekip başarımı alkışladı. Benim mutluluk yolumda görmem gerekeni gösterirken hep inancımı korumam gerektiğini öğretti. Tekrardan doğup kendini tanıyıp bir hayata başlar ya insan işte o benim mutluluk reçetemi verdi. Her zaman bana ilham veren sözü “Sabırlarımın yanına şükürlerimi koydum.” Seçilen değil, seçen ol Nazlı.“ dedi. Kendisi ile birlikte birçok insanın hayatında fark yaratmak için dünyayı geziyoruz.


Yaptığınız işin Türkiye ve Dünya’daki pazar büyüklüğü ve gidişatını nasıl görüyorsunuz?

Herkesin mutlu olduğu, kendini tanıdığı yolu bulmaya ihtiyacı var. O yüzden tabii ki de Türk vatandaşı olarak önce Turkiye’deki gençler ve organizasyonlarla iletişimdeyim ama aslında tüm dünyadaki pazar büyüklüğü her geçen gün daha da artıyor.  Daha önce de dediğim gibi kim istemez ki kendini tanıyıp, mutlu olduğu yolu çizmek. Türkiye ve Dünya pazarındaki herkes şunu söylüyorum hep: “Hayalin var ise, keşfedecek bir hayat amacın vardır.” 


Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Türkiye’deki girişimcilik ekosistemini çok iyi görüyorum. Covid zamanında dünya çapında herkesin hayatında birçok şey değişti ancak en önemli değişiklik insanların kendileri ile daha fazla zaman geçirip, kendini tanıma süreçleri oldu. Ben de bu kişiler arasındayım. Türkiye’deki girişimcilik ekosistemi de tam o zamanlarda büyümeye başladı ancak bu büyüme esnasında herkes girişimci olmak istedi, ümit bağladı, yarışmalara katıldı, sunumlar hazırladı ve yaklaşık %80’e yakın girişimci şirketlerini, fikirlerini sonlandırdı. Buradaki en büyük eksik daha önce bahsettiğim gibi bir hayat amacını belirlemeden yola çıkmak oldu. Çoğu kesim bu girişimcilik yolunda finansal kazanç odaklı gitti ama yatırımcı bulmak ya da şirketi büyütmek isterken insanın önce kendisini tanıması, hangi özellikleri ile dünyada fark yaratmak istediğini bilmesi çok önemli. Herkes girişimci olmamalı ya da lider. Herkes kendinin mutlu olacağı yolda olmalı. Eğer bu yolda gidersek girişimcilik ekosisteminin gelişmesinin daha sağlam olacağına ve Türkiye’ye fayda sağlayacağına inanıyorum. BlinkMinds ile de o girişimci ruhlara ulaşmayı hedefliyorum.


Son olarak Youthall Blog takipçilerine kariyer planlama, girişimcilik ve iş dünyası hakkında tavsiyeleriniz nelerdir? 

Girişimcilik yolunda belirsizlikler var ve bu belirsizlikleri yönetirkenki sabır çok önemli. Hayat bazen size tek bir yerden sürprizlerle gelmiyor. 2019 yılından beri beni hem özel hem de iş hayatımda zorlayan devreler oldu. Bazen hayat sizi bir anda aşağıya çekiyor işte o zaman nasıl ayağa kalkarsınız, nasıl güçlü ve mutlu bir insan olursunuz öğreniyorsunuz. Her zaman olumsuz gibi gözüken bir olay ya da yaşanan bir an size mutluluk getirebilir. Buna açık olmak gerekiyor.

İşte bu belirsizlikleri, zorlukları aşabilmek için inancın ve kendi inandığınız bir gelecek için verdiğiniz emekler çok önemli. Bunu yaparken de etrafımızdaki insanların sizi aşağıya çekip, moralinizi bozmasına izin vermeyin. Onların sizin yükselmenizi, başarınızdan rahatsız olmaması, olumsuzlukları değil de olumlu yönünden bakıp sizi destekleyebilecek insanların olması sizin başarıya ulaşmanızda çok kritik bir rol oynuyor. 

İş hayatının her devresinde, bakış açısı da çok büyük bir yer tutuyor. Ya ne olacak ki tutmaz bu iş, kaç yaşına geldik olmaz ki bir şey, olsaydı olurdu zaten, sermayem de yok büyütmek için işi, ya yenilirsem, kaybedersem gibi düşünceleri aklımızdan çıkarıyoruz. Çünkü biz bir şey yapsak da yapmasak da zaman geçiyor. Hadi gelin; bu zamana en güzel, verimli ve mutlu olarak geçirelim.


Nazlı Erşen’e bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire for Startups ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!

Bir yanıt yazın