Humanspire’ın yeni röportajında kariyerine Çimko’da başlangıç yapmak isteyenleri heyecanlandıracak bir röportaj ile karşınızdayız. Çimko İnsan Kaynakları Direktörü Çiğdem Gürbüz’e merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık.
Çiğdem Gürbüz’ün kariyerinden kesitlerine ve verimli tavsiyelerine yer verdiğimiz bu röportaj için keyifli okumalar dileriz!
Röportajın okuyucuları için kariyer yolculuğunuzdan biraz bahsedebilir misiniz?
Edebiyata ve sosyal bilimlere meraklı bir öğrenci olmama rağmen fen lisesinde okuyan ama son dönem dümen kırıp işletme eğitimi alan biriyim. Marmara İngilizce İşletme Bölümü’ndeki eğitimim sırasında muhasebe, finans ve pazarlama dersleri almıştım ancak üniversitede ilan panosunda gördüğüm staj ilanıyla kariyer tercihlerim tamamen değişti. Eğitim ve danışmanlık firmasında başlayan stajımda çok sayıda şirketteki farklı insan kaynakları uygulamalarını görme fırsatım oldu ve sonrasında da insan kaynakları alanında devam ettim. Bu alanda yüksek lisans yaptım. Stajla başlayan yolculuk, 5 yıllık bir danışmanlık deneyimine dönüştü. Sonrasında Eskişehir TEI’de İK Uzmanı olarak çalıştım. Kariyerimde önemli bir yer tutan Çimsa Çimento’da sırasıyla İK Uzmanı, Yetenek Gelişimi Yöneticisi, Kurumsal Gelişim ve Yetenek Yönetimi Müdürü olarak çalıştım. Ağır sanayide başlayan bu yolculuk Erdemir’de devam etti, yetenek yönetimi, performans ve son dönemde kurumsal akademi süreçlerinden sorumlu olarak çalıştım. 5 yıldır da Sanko Grubu bünyesinde yer alan Çimko Çimento’da İK Direktörü olarak çalışmaktayım.
Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir?
Esneklik ve sorgulayıcı olmak; olayların, durumların altındaki nedenleri anlamaya çalışmak temel ilkelerim arasında yer almaktadır. Staja başladığımda ilk görevim Peter Senge’nin “5 Disiplin” kitabını okumaktı. Peter Senge, “öğrenmenin bittiği yerde ölüm başlar” der. Öğrenmek, gelişmek, her zaman ikinci bir çözüm yolu bulmak, her zaman daha iyisini sorgulamak önceliklerimdir. Öğrenmenin en keyifli yöntemi de kolektif çalışmak, tek kişilik beyin fırtınası olmuyor, kalabalık bir ekiple olamasam bile çalışırken biriyle, birileriyle olmanın yaratıcılığı ve üretkenliği arttırdığını düşünürüm. Çalışma hayatında birlikte hareket etmeye, ekip çalışmasına önem veririm.
Kariyerine insan kaynakları departmanı bünyesinde başlamak isteyen veya rotasını insan kaynaklarına çevirecek olan adaylara tavsiyeleriniz neler olur?
Çok sayıda adayla karşılaşıyorum ve genel ifadeleri “insanlarla iletişimi seviyorum, insan kaynaklarında çalışmak istiyorum” oluyor. İletişim ön şart olmakla birlikte yeterli değil diye düşünüyorum. İnsan kaynakları sadece işe alım görüşmeleri yapan bölüm değil, çalışanın iyi gününde de kötü gününde de, çalışan deneyiminin her adımında eşlik eden ve şirketin stratejilerini hayata geçirebilmesi için en kritik ekip. Makineler, teknolojiler stratejileri gerçeğe dönüştürmeye yetmiyor. Burada hem ekip olarak bizlere hem de bizim süreçlerimizle destekleyeceğimiz insan kaynağına ihtiyaç var.
İşimizin vitrinde olan yüzü kadar özelliklerde krizlerde işimizin zor hatta bazı durumlarda sevimsiz yönü ortaya çıkıyor. Bugünün dünyasının yetkinlikleri arasında yer alan çeviklik, esneklik, eleştirel düşünmenin yanına İnsan Kaynaklarında olan kişilerin aslında tüm yöneticilerin diyebilirim zor kararları verebilmesi, dayanıklı olması ve en çok da pozitif demeyi çok sevmiyorum, umutkar olması, umut aşılaması gerekiyor. Bu alanda çalışmak isteyenlerin kendilerini bu anlamda sorgulamalarını ve geliştirmelerini tavsiye edebilirim.
Bir insan kaynakları profesyoneli olmanın en zor yanı sizce nedir?
Eskilerin bir lafı var, uzun yaşamak isteyen toprakla, kısa yaşamak isteyen insanla uğraşır der. Ben buna katılmamakla birlikte odağında insan olan bir fonksiyonun işinin zor olduğuna katılıyorum.
İnsanla ilgili karar almak zorlu yanı ama zor dediğimiz şey geliştirici de olduğu için güzel. Bir de bazı durumlarda gelecekle ilgili kararları tüm açıklığı ile herkese anlatamadığınız durumlarda çalışanlar sadece bir aksiyonu görüp olumsuz yargıya varabiliyorlar. Oysa büyük resme bakıldığında ya da detayları öğrendiklerinde yargılarının haksız olduğunu görüyorlar. Bu nedenle süreçler ne kadar şeffaf yönetilirse bunu yönetmek kolaylaşıyor.
Çimko’da genç yeteneklere yönelik ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Staj, MT işe alım programlarınız ve genç yeteneklere yönelik projeleriniz hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Rutin stajların dışında bu yıl özel bir staj programı başlatıyoruz. ÇimKoza’da kelebek olmadan önceki koza sürecinin verimli geçmesi için stajyerlerimizin Çimko’daki farklı departman ve lokasyonlardaki iyi uygulamaları görebilecekleri bir program olacak. Yeni mezunlar için projelerin de olduğu bir gelişim programımız var. Bu program kapsamında başlayan bir çalışan mevcut işiyle ilgili teknik bilgilerin yanı sıra kurumsal yazışmadan, dijital ve finansal okuryazarlığa kadar çok sayıda farklı eğitime katılıyor. İçinde bulunduğumuz Sanko Grubu bünyesinde Geleceğin Yıldızları ve Genç Liderler Programı ile geleceğin liderlerini yetiştirmek amaçlı ayrı programlarımız var. Genç çalışanlarımızın katılmış olduğu gelişim merkezi uygulaması sonucunda her biriyle bireysel gelişim planları üzerinde çalışıyoruz. Gelecek için bir nevi fidanlar olan gençler için uygun suyu, güneşi; gelişebilecekleri çalışma ortamını yaratmak adına çalıyoruz.
İyi bir yönetici olabilmek için bireysel başarının yanında iyi bir ekiple de çalışmanın önemli olduğunu söyleyebiliriz. Siz ekibinizde çalışacak ideal bir adayın nasıl biri olmasını istiyorsunuz?
Aslında tüm adaylarda baktığım yetkinliklerle ortak ancak mevcut ekibin güçlü yönlerine ve gelişim alanlarına göre farklılıklar olabiliyor. Ben ekibimizde neye ihtiyaç varsa onu eklemeye çalışırım. Tüm adaylarda baktığım yetkinlikler ise gelişime açık olması, esneklik ve enerji. Her insanın iyi yaptığı ve yeterince iyi olmadığı hatta hiç iyi olmadığı alanlar var. Bunların farkındaysak sorun yok. Bu farkındalığı olan ve gelişime açık olan ekip arkadaşlarıyla çalışmayı tercih ediyorum. Teknik konular öğreniliyor, önemli olan öğrenmeye açıklık.
Kariyerinizin başındaki kendinizle bugün bir araya gelme imkânınız olsaydı o günkü Çiğdem Gürbüz’e neler söylerdiniz?
Bu soruyu geçenlerde meslektaşlarımızla bir konuşmada da cevapladım. “Çok güzel ve geliştirici bir alanda çalışıyorsun. Her daim oku, her daim araştır, çalışanlara her daim yakın ol, aceleci olma” derdim. Hep yaptığım ve gurur duyduğum özelliğim sorgulamak, sorgularken bazen katı olduğum durumlar oldu, bunları yumuşatırdım. Her sürecin bir evrimi var, şirket içinde bazı kaslar, kağıt üzerinde en ileri sistemler olsa bile yetkinlikler gelişmeden o sistemler işlemiyor. Yetkinlik gelişimi için zaman gerekli. İnsanlara bu zamanı tanı derdim.
Çimko olarak pandemi sürecine nasıl hazırlandınız ve bu süreci nasıl yönettiniz?
Pandemi öncesinde de önceliğimiz çalışanlarımızın sağlığı idi, bu süreçte önemi daha da arttı. Pandemi önlemleri konusunda öncü olduğumuzu söyleyebilirim. Yeni çalışma düzenine geçişimiz çok hızlı oldu ve bu konudaki çevikliğimizi tüm ekip olarak takdir ettik. Yönetim ekibini de içeren kriz masası olarak 1 yılı aşkın süre her sabah toplandık. Tedbirler konusunda yurt içi, yurt dışı iyi uygulama örnekleri varsa araştırdık, nasıl uygularız konuşup hayata geçirdik. Havalandırmadan, gelen kargoların sterilizasyonuna kadar her bir faktöre yönelik tedbirler aldık. Fabrikalarda HES kodu uygulanmazken biz uygulamaya başladık, sadece Çimko olarak değil Sanko Grubu olarak süreci iyi yönettiğimizi düşünüyorum. İlk vaka çıkar çıkmaz tüm önlemler alındı, Holding Yönetim Kurulu Başkanımızın önlemleri hatırlattığı videoyu SMS yoluyla tüm çalışanlarımıza ilettik. Destek paketleri ve ek ödemeleri tüm çalışanlarımıza sunduk.
Bu süreçte çalışanlarınızı işe bağlı tutmak ve motive etmek adına neler yaptınız?
Pandemi günlük hayatımızı alt üst etti. Uzaktan eğitim, çocukların bakımı… Çalışanlarımıza bu dönemde esneklik sağladık. Bazı ekiplerimizde dönüşümlü çalışıldı. En ufak bir sağlık problemi olduğunda birebir takip ettik. Her yıl bir araya geldiğimiz etkinlerimizi yapamasak da online olarak bir araya geldiğimiz buluşmalar düzenledik. Kaygıların giderilmesi, sağlıkla ilgili soruların cevaplanması amaçlarıyla saha ziyaretleri yaptık. Hastalanan çalışanlarımızla karantina sürecinde iletişim halindeydik ve işe geri döndüklerinde geçmiş olsun paketleriyle karşıladık.
Youthall’u takip eden genç yeteneklere kariyer hayatlarında neler tavsiye edersiniz?
Severek yapılan her işte başarı geliyor. Özellikle öğrenciyken tüm fırsatları kullanıp, farklı departmanlarda staj yapmaya çalışsınlar ki neleri sevdiklerini bulsunlar. Bir karikatür var kimler yazılımcı olmak istiyor, tüm eller havada, kim matematik öğrenmek istiyor denildiğinde eller iniyor. İşler vitrinden ibaret değil, arkasında bolca emek var.
Teknoloji kullanımını, dijitalleşme hayatımızın bir parçası. Sınırları olan ve dijitalleşmeden uzak bir gençlik düşünemiyorum.
Birçok bilgiye, iyi uygulama örneklerine internet üzerinden kolaylıkla ulaşılabiliyor. Sistematik olarak öğrenmeye zaman ayırmalarını, belirttiğim başlıklarda kendilerini sorgulamalarını ve geleceğe hazırlamalarını önerebilirim.
Dijital demişken sizce yeni dönemde çalışanlardan beklenecek yetkinlikler neler olacak?
Merak, öğrenmeye açıklık her dönemin önceliği olmakla birlikte geçmişte fark yaratırken şimdi zorunluluğa dönüştü diyebilirim. Bu kadar değişimin olduğu dünyada değişime uyum, esneklik, çeviklik; adına her ne derseniz deyin bu anlamda güçlü olmaya ihtiyaç var. En büyük ya da en güçlü olanlar değil, en iyi uyum sağlayanlar ayakta kalıyor. Deming’in çok sevdiğim bir lafı var; “Bunları yapmak zorunda değilsiniz, çünkü hayatta kalmak zorunda değilsiniz.”
Son olarak, sizin için faydalı olan ve genç yetenekler için de çok faydalı olacağını düşündüğünüz kitap, dizi, film, podcast vb. öneriniz var mı?
Kitap Önerilerim:
- Outliers – Malcolm Gladwell; Başarının tesadüf olmadığını çok güzel örneklerle anlatıyor.
- Gece Yarısı Kütüphanesi – Matt Haig; Hayatta bir şeyleri kaçırdığını düşünmenin anlamsızlığı üzerine güzel bir kitap. Hayıflanmak, isyan etmek bir tepki olmamalı, sahip olduklarınızın kıymetini bilerek umutla çaba harcanmalı diye düşünürüm, bu kitap bunu çok güzel bir hikayeyle anlatıyor.
- Bir iş kitabı değil ama klasik Bülbülü Öldürmek- Harper Lee; adalete ve cesarete ihtiyacımız var. Toplumlar daha mikro ölçekte işyerleri iyiye gidiyorsa cesur olanların, “rahatını bozanların” varlığıyla gidiyor. Rahatımızı bozabilmeyi, konfor alanlarımızın dışına çıkabilmeyi, bazı durumlarda tepkileri de göze alarak inandıklarımızı söyleyebilmeli, yapabilmeliyiz.
- Yetişin Gençler – Selçuk Şirin
Film Önerilerim:
- Bisiklet Hırsızları
- Hidden Figures
- Dangal
Çiğdem Gürbüz’e bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!