Pandemi sonrası iş dünyasında önemli bir dönüşüm yaşandı ve birçok şirket uzaktan ya da hibrit çalışma modeline geçti. Ancak son dönemde Amazon’un çalışanlarını yeniden ofise çağırma kararı, hibrit çalışma modelinin geleceği hakkında soru işaretleri doğurdu. Amazon, 2 Ocak 2025 itibarıyla çalışanlarının haftada beş gün ofise gelmesini zorunlu kılacağını açıkladı. Bu karar, özellikle esneklik isteyen çalışanlar arasında dikkat çekti.
Amazon’un Kararının Arkasındaki Nedenler
Amazon CEO’su Andy Jassy, çalışanlara gönderdiği mektupta COVID öncesi çalışma düzenine dönme kararını duyurdu. Şirket, daha hızlı kararlar almak, yüz yüze iş birliğini artırmak ve kurumsal kültürü güçlendirmek gibi hedeflerle bu kararı aldığını belirtti. Amazon, bu geçişi kolaylaştırmak adına ofis alanlarını yeniden tasarlayarak çalışanlara bireysel çalışma alanları sunmayı planlıyor. Ancak bu gelişme, hibrit çalışma modelinin sona erdiği anlamına mı geliyor?
Genç Çalışanlar Hibrit Çalışma Modelini Tercih Ediyor
Youthall olarak gerçekleştirdiğimiz Gençlerin Beklenti ve Yönelimleri Araştırması hibrit çalışma modeline yönelik önemli bulgular ortaya koyuyor. Araştırmamıza göre, gençlerin %63,2’si hibrit çalışma modelini tercih ediyor. Sadece %26,7’si tamamen ofiste çalışmayı seçerken, %10,1’i uzaktan çalışmayı istiyor. Bu veriler, iş dünyasında esnek çalışma modelinin gençler için hala en çok tercih edilen yöntem olduğunu gösteriyor.
Ofise Dönüş Trend Mi Oluyor?
2024 yılında Youthall olarak gerçekleştirdiğimiz Gençlerin Beklenti ve Yönelimleri Araştırması, genç çalışanların %63,2’sinin hibrit çalışma modelini tercih ettiğini ortaya koydu. Bu sonuçlar, esneklik ve iş-yaşam dengesi arayışının hala güçlü bir trend olduğunu gösteriyor.
Peki, 2025’te bizi neler bekliyor? Amazon gibi büyük şirketlerin ofise dönüş kararları, iş dünyasında hibrit modelin yerini sorgulatırken, esnek çalışma düzeninin tamamen ortadan kalkması pek olası görünmüyor. 2025’te şirketler, hibrit ve uzaktan çalışma modellerini nasıl optimize edecek? Esneklik, iş dünyasında sürdürülebilir bir rekabet avantajı haline mi gelecek?
Bu sorular, 2025’te iş dünyasının yanıt arayacağı en önemli konular arasında yer alıyor.