Günümüzde hedefledikleri yolu üstün bir başarıyla takip etme eğiliminde olan insanlar; kendilerine yüzde yüz güveni aşılamış ve gerçekten yeteneklerinin sınırlarını keşfetmiş bireyler olarak karşımıza çıkmaktadırlar. Onlar hayatlarında sonsuz olasılıkla ve yaptıkları işlerden yeterince tatmin olabilme hissiyatıyla yaşarlar. İrade, başarılı olma arzusu, potansiyellerini tam kullanmaya yönelik girişimleri, kazanacaklarına dair sınırsız inançları… Bu saydıklarımız sizin kapıyı açmanızı sağlayacak anahtar faktörlerden sadece biraz.
Konfüçyüs; ‘’Hayallerinizi aramak ve onların peşinden koşmak; yaşamanın en gerçek tanımıdır‘’ demiş. Kendinizi yeterince motive ettiğiniz zaman hayal ettiğiniz hayatlardaki hayatı yaşamak için kendi hayatınız size engel olmayacaktır.
1) Onlar gerçek anlamda iyiye motive olmuş insanlardır.
Yeni girişimler, beklenmedik seyahatler, planlanmadık kariyer fırsatları; sizlere yeni kapıları açarken, bir yandan size büyük korkular yaşatabilir. Bu tür durumlarda en güçlümüzden en zayıfımıza kadar hepimiz tanıdık yüzler tarafından aslına bildiğimiz sözcükleri duymak için sıraya gireriz. Bazı durumlarda bu çehreler yakımızda dolaşmayabilir ve aslında tam o durumlarda kendi kendine yetebilme alışkanlığı kazanmış olmamız gerekir. Rotanızı her daim zoru öğrenmeye, keşfetmeye, takılıp düşmeye hazırlamış bir şekilde çizmeniz gerekmektedir. Bu size az umut kırdırır ve çok zaman kazandırır.
2) Zamanlarını insanları eleştirerek veya karşılaştırmalar yaparak boşa harcamazlar.
Bu tür insanlar için zaman altın bir küre gibidir. Başka insanları yargılamak, gereksiz karşılaştırmalar yapmak ya da sürekli eleştirmek yerine; o insanların hatalarını, doğru ya da yanlış aldıkları yolları objektif bakış açılarıyla gözlemleyerek, bir nevi kendi önlerindeki çakıl taşlarını temizlerler.
3) Oldukça mütevazidirler.
Yaptıkları hatalar sonucunda; bunu kabul etmeye ve özür dilemeye hazırdırlar. Doğru yönde uygun adımları atabilmek için insanlardan gelecek her türlü geri bildirim ve eleştiriye büyük bir duyarlılıkla açıktırlar.
4) Sürekli yükselen güneşi takip ederler.
Kötü deneyimlere, yaşanan ufak tefek uğursuzluklara ya da yanlış atılan adımlara odaklanmak yerine gerçek anlamda rotayı nereye çevirebileceklerine odaklanırlar. Kendilerini yanlış giden bir şeylerin içinde bulduklarında, durumu nasıl anahtara çevirebileceklerinin ve nasıl fayda sağlayabileceklerinin hesaplarını yaparlar.
5) Gerçekçidirler.
Diğerlerinin ne düşündüğünün tersine oldukça gerçekçi ve ayakları yere basan fikirlere sahiptirler. Hayatlarını; çevrelerindeki insanların düşünceleri ve istekleri doğrultusunda yaşamak yerine kendi hedeflerini takip etmekten geri kalmazlar.
6) Kolaydan uzak dururlar.
Kendilerini hedeflerine odaklamış insanlar asla hayallerine giden yolları kısa ve ulaşılabilir tutmazlar. Kendilerini daha zora itmek ve mutfak dolabının en üst rafına ulaşabilmek için kendilerine gereken gücü verir, yollarını bu doğrultuda çizerler. Rafın üstündeki sütün daha taze ve daha lezzetli olduğunun her daim bilincindedirler.
7) Öğrenme arzuları hiçbir zaman bitmez.
Çok okur ve zekice gözlem yaparlar. Daha Yeni, daha etkili, daha hızlı yolları her daim araştırır, okur ve yakından takip ederler. Bunların bireyi her daim geliştirdiğini ve ufkunu açtığını bilir. Kendilerini öğrenme konusunda büyük bir tatminsizlikle yıkarlar.
8) Ne istediklerini bilirler.
Yaşadıkları veya yaşamak istedikleri hayatın, gerçekten olmak istedikleri bireylerin dışardan nasıl bir anlam ifade ettiğine dair sağlam, temiz ve ayakları basan yaklaşımlara sahiptirler. Vazgeçmenin ve kaçmanın aslında aynı anlama geldikleri bilincindedirler ve hepimizin aşina olduğumuz ‘’ Asla asla deme’’ ve ‘’ Her şey mümkündür’’ mottoları, yaşamlarındaki derin kırmızı çizgilerdir.
9) Asla vazgeçmezler.
Herhangi bir sorunla karşı karşıya kaldıkları zaman; her daim uygulayabilecekleri yedek planları ceplerinde taşırlar. Savaşı kaybetmenin en kolay yolunun vazgeçmek olduğu bilirler.
10) Diğerlerini suçlamaktan kaçınırlar.
Gün içinde meydana gelebilecek her türlü hatanın ya da sıkıntının, illa ki bireyin dikkatsizliği veya yetersizliğinden kaynaklanmadığı bilincindedirler. Bu tür durumlar dikkati şirket çalışanlarına yönlendirip keskin bir suçlu aramaktansa; çoraptaki söküğün kaynağını araştırmaya ve deliği genişleten sebeplerin varlığına odaklanırlar.