Evrimi Oluşturan Süreçler: Seçilim ve Genetizm

Evrim iki temel branş ile yaşar. Bunlardan ilki doğal seçilim, diğeri ise genetik sürüklenmedir. Doğal seçilim, yaşadığı ortama uyum sağlayabilen ve hayatta kalmayı başarabilen canlıların hayatlarını devam ettirebilmelerini, üremelerini bunun sonucunda genetik bilgilerini kendi çocuklarına aktarabilmelerini içerir. Bunun yanı sıra yaşadığı ortama uyum sağlayamayan canlıların ise üreme ve gen aktarımı şansını bulamayıp türlerinin yok olmasını içerir. Doğal seçilim sürecinde başarılı olan canlılar, canlı popülasyonunda baskın duruma sahip olur. Başarısız olan canlılar onların rakibidir. Popülasyonda baskın oldukları için başarısız türlerin yok olmasına sebep olurlar. Bu sayede daha sonra ortaya çıkan canlılar, atalarının güçlü genlerine sahip olurlar ve doğal seçilimde başarılı nesiller ortaya çıkarırlar. Güçlü atalardan evrilen canlılar, çevreye adaptasyon açısından başarılı olurlar.

Bir diğer süreç olan genetik sürüklenme, popülasyondaki genlerin görülme sıklığında es kaza veya diğer bir deyimle rastgele farklılaşmalara sebep olur. Bir türün neslinde görülen genetik sürüklenme, daha sonraki nesillere de aktarılır. Bu birikim yoluyla organizmalarda oldukça belirgin farklılaşmalara yol açar.


Doğal Seçilim


Evrim bilimine göre canlı neslinin devam etmesi ve bu nesillerin çeşitliliği ‘’doğal seçilim’’ süreciyle gerçekleşir. Doğal seçilim en önemli ve temel üç adıma sahiptir: kalıtım, çeşitlilik ve seçilim. Kalıtım, genetik karakterlerin devamını ve sürekliliğini sağlar. Çeşitlilik, birbirlerinden farklı karakterlere sahip olan popülasyondaki bireylerin çeşitliliğini ve bu türlerin çoğalmasını temsil eder. Seçilim ise, dünya üzerinde yaşayan milyonlarca canlı türünden en başarılı ve güçlü olanların hayatta kalmasını, zayıfların yok olmasını ifade eder. 

Doğal seçilim yöntemiyle gerçekleşen evrim, üremeyi sağlıklı hale getiren ve düzelten genetik mutasyonların, nesilden nesile aktarılan bir popülasyonda yaygın olarak görülmesi sürecidir. Doğal seçilimin gerçekleşmesi ve sürekli olarak devam etmesinin üç temel sebebi vardır. Bunlardan ilki; canlıların hayatta kalabileceğinden çok daha fazla sayıda yavru üretmesidir. İkincisi; doğan bütün yavruların hayatta kalma ve üreme kabiliyetleri birbirlerinden oldukça farklıdır. Aynı anne babadan doğmuş olmaları, bu gerçeği değiştirmez. Üçüncü temel sebep ise kalıtsal varyasyonların, popülasyonda yaşayan tüm canlı bireylerde mevcut olarak bulunmasıdır.

Bu süreçler yaşayan tüm canlı bireylerin arasında rekabete sebep olur. Doğal seçilim; hücreler, bireyler, organizmalar, bir neslin tüm farklı seviyeleri ve karakterlerinde etkisini hissettirebilir veya hareket edebilir. Doğal seçilim birçok seviyede hareket edebilir.


Yapay seçilim


İnsanların tercihlerine ve isteklerine göre bir canlı türünün özelliklerini seçmesidir. Evrim sürecinin doğal değil insan eli değerek farklılaşması sürecidir. Yapay seçilim, ev bitkilerinin ve evcil hayvanların insanlar tarafından kontrollü ve düzenli bir şekilde yetiştirilmesi ve geliştirilmesi sonucu gerçekleşen bir başkalaşım sürecidir. Bu seçilim türünde hangi canlıların ve hangi nesillerin genlerini devam ettireceğine yani üreyeceğine doğal hayat ve doğa karar vermez, onun yerine insanlar karar verir. Yapay seçilimin gözleminin en etkili ve ayrıntılı hali hayvanlar üzerinde incelenebilir. Aynı atadan gelmiş türler iki veya daha fazla cins ismiyle ve görünümle günümüze gelmiştir. Bunlardan biri çok büyükken, bir diğeri çok küçük bir cins olabilir. (Birbirlerinden oldukça farklı görünmelerine ve farklı özelliklere sahip olmalarına rağmen aynı kurt soyundan oluşan Danua ve Civava köpekleri gibi)

Hayvanların yanı sıra yapay seçilim örnekleri bitki türleri için de oldukça fazladır. İnsanlar onlara yiyecek veren yararlı bitkileri yetiştirip, büyümelerine ve gelişmelerine yardımcı olurken; işlerine yaramayan bitkileri kendi hallerine bırakmış ve çoğalması, büyümesi için herhangi bir işlemde bulunmamışlardır. Bunun sonucunda insanların yararına olan bitkilerin türleri artarken diğer bitkiler doğal seçilimle gelişme gösterebilmişlerdir.

Gen aktarımlı bitkiler, genetik mühendisliği yöntemleri ile bitkilerin olumsuz çevre koşullarına karşı dayanıklı olması ve olabilecek en az maliyetle olabilecek en verimli ürünü vermeleri için organizmaların gen bölgelerinin laboratuvar ortamında yapay yolla değiştirildiği bitkilerdir.


Genetik Sürüklenme


Genetik sürüklenme süreci, bir canlı türünün genetik diziliminde rastgele ve plansız oluşan değişiklikleri kapsar. Sürüklenme sürecinde, bir popülasyona ait canlı türünün genetik özelliklerinden birkaçı yok olur. Bunun yanı sıra bu sürüklenme süreci sadece yok olan karakter özelliklerini değil aynı zamanda bir canlı türünün yaygın hale gelmesini de kapsar. Bu yaygın hale gelme sürecinde türler alellerinden bağımsız olarak çoğalırlar.

Bir popülasyonda üremeyi gerçekleştiren canlıların sayısında artış oldukça, genetik sürüklenmenin etkisi azalır. Genetik sürüklenmenin etki mekanizması en fazla bir popülasyonunun kaderinin sadece bir değil birden fazla canlıya bağlı olması durumunda ortaya çıkar. Bu durum biyolojide ‘’kurucu prensibi’’ olarak adlandırılır.


Genetik Otostop


Rekombinasyon, aynı DNA dizisi üzerinde olan alellerin birbirlerinden ayrılması sürecini yönetir. Fakat bu özelliğinin yanı sıra rekombinasyon oranları oldukça düşüktür. Bu periyot sonucunda, kromozomlar üzerinde birbirlerine yakın seviyelerde olan genler karıştırma metodu ile birbirlerinden ayrılamazlar. Bunun sonucunda birbirlerine yakın seviyede bulunan genler, genetik transfer yoluyla toplu olarak kalıtıma uğrar ve diğer nesillere miras bırakılırlar.

Bir grup içerisinde kalıtılmış olan ve miras olarak aktarılan alel dizisine ‘’haplotip’’ adı verilir. Doğal seçilim süreci, haplotip içindeki öbür alellerin bir popülasyonda yaygın hale gelmesine yol açan seçici süpürme sürecinin gerçekleşmesini tetikler. Bu gerçekleşen süreç genetik otostop olarak adlandırılır.


Gen Akışı


Dünya üzerinde yaşayan türler ve popülasyonlar arasında genlerin alışverişinin yapılması süreci gen akışı olarak adlandırılır. Gen akışı sürecinin gerçekleşmesi veya gerçekleşmemesi, evrim sürecinin gidişatını önemli bir oranda etkiler. Popülasyonlar arasında genetik açıdan benzersizlikler çoğalırsa gerçekleşecek olan gen akışı süreci, var olan popülasyonun içindeki dezavantaja sahip olan alellerin ortaya çıkmasına ve çoğalmasına yol açar. Bununla birlikte genetik açıdan birbirlerinden çok uzak olan popülasyonlarla diğer popülasyonların çiftleşmesine engel olan ve sonuç olarak atalarından farklı olan benzersiz türler ortaya çıkması ile sonuçlanan mekanizmalar gelişir. Canlı popülasyonları arasında gerçekleşen gen alışverişi, biyolojik açıdan tür kavramının gelişmesi için oldukça önemli bir yere sahiptir.

İlginizi çekebilir: Akıllı Cihaz Devrimi: “Yeni Nesil” Hayat

Youthall’u takip et iş ve staj ilanlarını da kaçırma!

Bir yanıt yazın