Ekonomik araştırmalarda belirli kurumsal yapıların her zaman veri olarak kabul edilmesi nedeniyle önemli bir yaklaşım içeren ekonomik sistemler; ne, nasıl ve kimler için üretileceği sorularına toplumsal olarak kurumsallaşmış cevapların bir düzeni olarak tanımlanır, ancak bu üç ana sorunu çözmenin çözümleri ve yöntemleri toplumdan topluma farklılık gösterebilir. Bu tür sorunları çözmenin farklı yollarını içeren çeşitli ekonomik sistemler vardır. Ülkeler arasında farklılık gösteren ekonomik sistemleri liberal (kapitalist) sistem, sosyalist sistem ve karma ekonomik sistem olarak gruplandırabiliriz.
1) Kapitalist Sistem
Özel girişim sistemi de denilmektedir. Üretim ve tüketim mallarında sınırsız mülkiyet hakkının tanındığı, bireylerin diledikleri konuda serbestçe sözleşme yapabilecekleri ekonomik sistemdir. Bu sistemlerin temelinde, toplumda kendi çıkarlarını en üst düzeye eriştirecek biçimde hareket eden bireylerin ve firmaların aldıkları kararla toplum yararının da en yüksek düzeye çıkarılacağı varsayılır. Bu sebeple kapitalist sistemde savunma, adalet, sağlık, eğitim, çevreyi koruma gibi ortak ihtiyaçlar için devlet tarafından alınan kararlar bir yana bırakılırsa toplumdaki tüm üretim kararları, kendi çıkarları için hareket eden firmalar tarafından alınmaktadır. Bu sistemde üretici ile tüketicinin karşı karşıya gelmesi, piyasa fiyatını oluşturur. Arz ve talebin bir araya gelmesi ise piyasayı oluşturur. Temel ilkesi bireyselciliktir. ABD, Japonya, İsviçre, Kanada, Avustralya, Hollanda, Almanya, İspanya, Fransa gibi ülkeler kapitalist ekonomik sisteme sahiptir.
2) Sosyalist (Merkezi) Sistem
Sosyalizm, üretim araçlarının mülkiyeti kamuya ait olduğu, bu araçların insanların ihtiyaçlarını karşılamak üzere toplumu yöneten organ tarafından üretime tahsis edildiği iktisadi organizasyon biçimidir. Temel ilkesi toplumcu düşüncedir. Bu sisteme göre bireyler, kendi çıkarlarını maksimum kılmak için diledikleri gibi davranmaya bırakılmamalıdır. Bireylerin refahı ancak toplum refahı ile gerçekleşir. Toplumun çıkarları her şeyin üstünde olmalıdır. Her alanda toplumcu düşünce hâkim kılınırsa sosyal adaletsizlik önlenebilir.
Sosyalizme yapılan en büyük eleştiri, toplumsal çıkarlar uğruna bireysel özgürlüklerin kısıtlanıyor olması ve merkezden yapılan planların her zaman halkın tercihlerine uygun olmayacağı şeklindedir. 1980’lerden başlayarak 1990’lardan itibaren artan biçimde SSCB ve sosyalist bloğun çökmesinden sonra sosyalist ekonomiden kapitalist ekonomiye geçiş sorunlarının doğması, ekonomik sistem ve karşılaştırma çalışmalarına yeni canlılık getirmiştir. Küba, Çin, Vietnam ve Kuzey Kore gibi ülkeler sosyalist ekonomik sisteme sahiptir.
3) Karma Ekonomik Sistem
İki sistemin birleşmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Temelinde hem bireysellik hem de toplumsal çıkarlar yatmaktadır. Bu sisteme göre toplumda insanlar özgür olmalıdır, özgürlük insanın tabiatında vardır. İnsanoğlu geleceğinin güvende olmasını ister, kendi çıkarlarını düşünür ve tatmini maksimum kılmak ister. Bunun yanında toplumsal organizasyon, insanın doğasına ve isteklerine cevap verecek yapıda olmalıdır. Hem şahsi çıkarlar gözetilmeli, tüm insanlara fırsat eşitliği sağlanmalı, hem de toplum düzeni ve toplumsal çıkarlar gözetilmelidir. Kısacası bu sistem, iki sistemin aksayan yönlerini atarak daha iyi bir sistem ortaya koyma çabasının bir ürünüdür.
İlginizi çekebilir: Ekonomi Ve Borsa Ile İlgilenenlerin Cebinde Bunlar Olmalı!