Humanspire’ın yeni röportajında kariyerine Decathlon’da başlangıç yapmak isteyenleri heyecanlandıracak bir röportaj ile karşınızdayız. Decathlon İnsan Kaynakları İletişim Lideri Meriç Aras’a merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık.
Decathlon’un son dönemde geçirdiği süreci, COVID-19 dolayısıyla yaşadığı değişiklikleri ve şirket kültürünün anlatıldığı röportaj için keyifli okumalar dileriz!
1. Röportajın okuyucuları için kariyer yolculuğunuzdan biraz bahsedebilir misiniz?
İstanbul Üniversitesi İngilizce İşletme bölümünde lisans eğitimimi tamamladım. Aslında kariyerime ilk adımlarımı fakültemizin İşletme Kulübü’ndeki çalışmalarımla attığıma inanıyorum. Aktif üyelikten, ekip yönetimine ve Halkla İlişkiler Direktörlüğü’ne uzanan harika yıllardı. Okul dönemimde Mazars Denge’de muhasebe stajı yaptım ve ude global’de yarı zamanlı olarak kurumsal gelişim alanında çalıştım. Hem dilimi geliştirmek hem de farklı bir tecrübe kazanmak adına Amerika’ya Work and Travel’a gittim. İnsan Kaynakları kariyerime 2016 yılında JPMorgan Chase Bank’ta başladım ve burada İK’nın tüm süreçlerine destek oldum. Ortaokul yıllarımdan başlayan, okul takımlarında ve hatta şu an şirket takımında devam eden tutku sporum voleybolun ve ilgilendiğim longboard, snowboard, futbol gibi farklı sporların da etkisiyle; spor tutkumu sevdiğim işe dönüştürme fırsatı buldum ve 2017 yılında Decathlon’da Ülke İşe Alım Sorumlusu olarak çalışmaya başladım. 2020’nin Mart ayından bu yana da İnsan Kaynakları İletişim Lideri olarak; işe alım, işveren markası, iç iletişim ve sosyal medya süreçlerinde çalışmalarıma devam ediyorum.
2. Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir?
‘’İnsan’’ değeri her zaman ilk sırada yer alıyor benim için. İnsan Kaynakları süreçlerinin verimli ve sürdürülebilir olması için odak noktasında ‘’çalışan deneyimi’’nin olması gerektiğine inanıyorum. ‘’Dinlemek’’ kavramının da her zaman kişiyi beslediğini, iletişimi güçlendirdiğini ve çalışan deneyimini destekleyen taşlardan biri olduğunu düşünüyorum. Gerektiğinde doğru şekilde geri bildirimde bulunmak, tavsiye almak, kendi yeteneklerinden aldığın kadar takımından da destek almak başarıya güçlü adımlarla ilerlemenin olmazsa olmazlarından.
3. Kariyerine insan kaynakları departmanı bünyesinde başlamak isteyen veya rotasını insan kaynaklarına çevirecek olan adaylara tavsiyeleriniz neler olur?
İnsan Kaynakları, insanların hayatına dokunduğunuz alanlardan biri. İçerisinde de farklı birçok fonksiyon bulunduruyor. Tabii her alanda olduğu gibi İK’daki roller de sektöre ve şirket kültürüne göre farklılaşabiliyor. Kariyer yolculuğuna İK’da başlamak isteyen adayların, öncelikle sektörü ve fonksiyonları araştırmalarını öneririm. Kişinin keyif aldığı bir alanda çalışması ve işini tutkuyla yapması, bireysel ve kurumsal dinamikler için oldukça önemli. Bu noktada; yeteneklerinin farkında olan, potansiyelini şirketiyle birlikte keşfetmeye hevesli olan adaylar da yaptıkları işlerde değer yaratacaktır.
4. Decathlon’da genç yeteneklere yönelik ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Staj, MT işe alım programlarınız ve genç yeteneklere yönelik projeleriniz hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Aslında Decathlon Türkiye nüfusumuzun çoğunluğu genç yeteneklerden oluşuyor diyebilirim. Birçok işe alımımızda 0-3 yıl deneyimli adayları değerlendiriyoruz.
Mağaza tarafında, özellikle “Part Time Spor Lideri” pozisyonumuzda işletmeden hukuka, mühendislikten spor bilimlerine kadar birçok farklı bölümde öğrenci olan takım arkadaşımız var.
Finans, Pazarlama, Üretim, İnsan Kaynakları gibi neredeyse her departmanımız için de staj imkanı sağlamaktayız. Staj süreçlerimizi proje bazlı planlamayı tercih ediyoruz. Zorunlu ya da gönüllü olabilir. 1 ile 5 ay arasında süresi değişebilir. Önemli olan bir proje geliştirmek ya da var olan bir projeye katkı sağlamak ve değer yaratmak. Staj süreçlerinin bitiminde de; adaylarımızın kariyer planlamalarına ve şirketin ihtiyaçlarına göre bizimle çalışmaya devam edebiliyorlar.
Decathlon’un sunduğu haklardan biri de “ZigZag Kariyer” olarak adlandırdığımız süreç. Mağaza, ofis ya da depomuzda bizimle çalışmaya başlayan bir takım arkadaşımız kariyer yolunu, liderinin de desteğiyle birlikte kendi çizer. Mağazadan ofise, ofisten mağazaya, departmanlar arası ya da bir proje için yurt dışına gibi farklı geçişlerle de kariyer yolculuğunu planlayabilir. Ailemize stajyer olarak katılan biri için de bu süreç geçerli.
Bir de genç yetenekleri tanımaktan ve onlara kendimizi tanıtmaktan en keyif aldığımız projelerimizden olan, vaka çalışmaları ve sportif oyunlarla renklendirdiğimiz toplu mülakat sürecimiz var; “Decathlon Kariyer Günü”. Bu işe alım etkinliğimizi pozisyon bazlı yapabiliyor ya da üniversite iş birlikleriyle de gerçekleştirebiliyoruz.
5. İyi bir yönetici olabilmek için bireysel başarının yanında iyi bir ekiple de çalışmanın önemli olduğunu söyleyebiliriz. Siz ekibinizde çalışacak ideal bir adayın nasıl biri olmasını istiyorsunuz?
Decathlon için takım arkadaşı arayışımızda, pozisyon fark etmeksizin aradığımız bazı değerler var: Spor tutkusu, canlılık, sorumluluk, cömertlik ve özgünlük. Diğer davranışsal ve teknik yetkinlikler de pozisyonun ihtiyaçlarına göre şekilleniyor.
Okuduğunuz okul veya bölüm değil; o dönemde ne gibi projelerde, kulüplerde yer aldığınız, hangi sporlarla ya da sosyal sorumluluk konularıyla ilgilendiğiniz bizim için kritik noktalardan. Kendini geliştirmeye hevesli olan ve trendleri takip eden adaylar bizi heyecanlandırıyor.
Dünya da iş yapış şekillerimiz de bir anda değişebiliyor. Bu sebeple yeniliklere ve dijitalleşmeye açık, hızlı karar alabilen ve bunu aksiyona geçirebilen adaylar arıyoruz. Takım ruhuna sahip, insana, doğaya ve gezegenimize karşı bir endişesi olan takım arkadaşlarıyla çalışmak istiyoruz.
6. Decathlon olarak pandemi sürecine nasıl hazırlandınız ve bu süreci nasıl yönettiniz? Bu süreçte çalışanlarınızı işe bağlı tutmak ve motive etmek adına neler yaptınız?
Tüm dünya olarak böyle bir pandemi sürecini ilk defa deneyimledik aslında. Bu sebeple hızlı düşünmek ve doğru hareket etmek oldukça önemliydi. Bu dönemdeki birinci önceliğimiz; takım arkadaşlarımızın ve ailelerinin sağlığı ve güvenliği oldu. Tüm gelişmeleri, virüsün Çin’de görüldüğü ilk günden itibaren yakından takip ettik ve düzenli olarak tüm Decathlonluları bilgilendirdik. Ülkemizde ilk vakanın görülmesinin ardından ise; kurulan ‘’Kriz Ekibi’’ ile tüm resmi açıklamaları göz önünde bulundurarak ilerledik, ilgili tüm tedbirleri uyguladık ve tüm hazırlıklarımızı yaparak evden çalışma sistemine geçtik. Tüm süreçte; mağaza, ofis ve depo takım arkadaşlarımız için en doğrusu olacağına inandığımız şekilde bir çalışma planı çizmeye gayret ettik.
Çalışmalarımıza verimli bir şekilde devam edebilmek ve hepimiz için zorlu olan bu süreci en sağlıklı şekilde geçirebilmek adına, iletişim konusu ana odağımız oldu. Takım arkadaşlarımızı ilgilendirecek resmi açıklamaları ve şirket içi alınan kararları şeffaf bir şekilde paylaştık.
Tüm liderler ve İnsan Kaynakları ekibi olarak takım arkadaşlarımızla optimum seviyede iletişimde kaldık. Toplantılarımız dışında kahve molalarımızdan günlük sporlarımıza kadar bir araya gelmeyi tercih edebildiğimiz bu süreci online şekilde omuz omuza geçirdik.
Odaklandığımız ikinci konu ise eğitim ve gelişim alanı oldu. Bu süreçleri de dijitale taşıdık ve takım arkadaşlarımızın gelişimi için sürece uyarlanmış planlamalar yaptık. Hatta tüm dünyadaki Decathlonlar arasında, bu dönemde online eğitime ayırdığımız zaman ile ilk sırada yer aldık.
Ek olarak şirket spor hocalarımızın Decathlonlular için hazırladığı spor videoları ile spordan uzak kalmadık. Psikolog canlı yayını, çocuklarla sportif oyun önerileri, takım arkadaşlarımızdan gelen yaratıcı içeriklerin paylaşımı gibi çeşitli aktivitelerle de tüm Decathlon ailemizi her zamanki gibi enerjik tutmak istedik.
7. Youthall’u takip eden genç yeteneklere kariyer hayatlarında neler tavsiye edersiniz?
İnsanın dokunduğu her alanda dünya gün be gün değişiyor. Hepimiz öncelikle, dokunduğumuz her şeyin bir değeri ve bedeli olduğunu görmeli; dünyamıza, doğaya ve insana karşı sorumlu hissetmeliyiz. Bu sosyal hayatımızdan kariyer hayatımıza kadar bizi etkileyen bir döngü.
Bu döngü içinde zamanla, yaşam ve iletişim biçimleri, teknoloji ve trendler değişiyor, bununla birlikte çalışma şekilleri ve alanları da dönüşüyor. Bu değişim ve dönüşüm sürecini iyi takip etmek, kendi yeteneklerini ve ilgi alanlarını anlamaya yönelmek ve bunları kullanabileceğin sorumluluk alanlarını keşfetmek önemli. Kişisel gelişimden vazgeçmemek ve dünyanın hareketliliğine ‘’kendi çerçevende’’ ayak uydurmak da gerekli.
Akıllı teknoloji, veri analizi, kullanıcı memnuniyeti, çalışan deneyimi gibi alanların ön plana çıkmaya başladığı bu süreçte; analitik düşünen, verileri yorumlayabilen, yaratıcı, yazılı ve sözlü iletişimi güçlü kişilere de talep artıyor.
Bilginin hızla ve kolayca yayıldığı bugünlerde, yetenekleri tutku duyulan bir alanda kullanmak ve becerileri de yeni deneyimlerle pekiştirmek değer yaratacak ve kişiyi başarıya götürecektir.
Youthall olarak Decathlon ve Meriç Aras’a bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!