Günümüzde iyi bir üniversiteden başarıyla mezun olmak ya da bir yabancı dili çok iyi konuşmak iş bulmada yeterli olmuyor. İşverenler gençlerde artık farklı özellikler arıyor. Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, “İş dünyası artık yaratıcı gençleri istiyor” diyerek ‘yaratıcılığın’ tercih edilen bir nitelik olduğuna vurgu yapıyor.
Her yıl 2 milyon genç, üniversiteli olmak için sınavlara giriyor. Bu sınavlara yıllarca hazırlanan gençler ve aileleri sadece “emek” harcamıyor aynı zamanda da sınavlara hazırlık için bütçe ayırmak zorunda kalıyor. Bu zorlu süreçten geçip, bir üniversiteye giren gençleri yaklaşık 4 yıl sonra başka bir “yarış” bekliyor. Bu kez de iş bulmak zorundalar. Her yıl üniversitelerden mezun olan yaklaşık 650 bin genç “iş bulma yarışına” katılıyor.
Gençlerin işi zor. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre Türkiye genelinde 15 ve daha yukarı yaştakilerde işsiz sayısı 2014 yılı Aralık döneminde 3 milyon 145 bin kişi olurken, işsizlik oranı yüzde 10.9. Yine aynı verilere göre 15-24 yaş grubunu içeren genç işsizlik oranı ise yüzde 20.2.
Üniversite ve yüksek okul mezunlarına baktığımızda işsiz gençlerin oranının neredeyse her yıl üniversiteden yeni mezun olan genç sayısı kadar 606 bin olduğunu görüyoruz.
Yıllardır hem yanımda stajyerlik yapan üniversiteli gençler hem de kariyer planlarını oluşturmak için fikir almaya gelenler hep aynı sorunun yanıtını almak istiyor: “Mezuniyetten sonra iş bulmak için nasıl avantajlı duruma geçebilirim, nasıl tercih edilen biri olabilirim?” İşte sürekli yanıtı aranan bu soruyu bu kez ben gençler adına Türkiye’nin en önde gelen sektörlerinin üst düzey yöneticilerine yönelttim.
İşe alırken nelere dikkat etmeniz gerektiğini, etkili bir CV oluşturmak için üniversite yıllarında hangi projelerde ve etkinliklerde yer almanız gerektiğini, nasıl fark yaratabileceğinizi onlar anlattı.
Bu dizi yazı iş arayan, henüz mezun olmamış ya da bu yıl üniversite sınavlarına giren tüm gençlere kariyer planlarını yapmalarında yardımcı olmak için hazırlandı. İnşaattan bilişime, havacılıktan finans ve bankacılığa, gıdadan perakendeye, turizmden otomotive ve beyaz eşyaya kadar değişik sektörlerin CEO’ları sizler için soruları yanıtladı. Onların tavsiyelerini dikkate alarak doğru bir kariyer planı yapabilir ve “fark yaratarak” bir adım öne geçebilirsiniz.
“YARATICILIĞINI VE FARKINI GÖSTEREN GENÇLER ARANIYOR”
“İyi bir üniversiteden çok iyi notlarla mezun olmak, iş bulmak için yeterli mi?” sorusuna iş dünyasının duayen isimlerinden biri olan Fiba Holding Yönetim Kurulu Başkanı Hüsnü Özyeğin, olumsuz yanıt veriyor. Tek ölçütün “akademik başarı” olmadığının altını çizen Özyeğin, “İş dünyası artık yaratıcı gençler istiyor” diyor. Bir üniversitenin de kurucusu olduğu için gençlerle sürekli birlikte olup onlara mentorluk da yapan Özyeğin iş bulmada nasıl fark yaratabileceğinizi bakın nasıl anlatıyor ve hangi önerilerde bulunuyor:
UZMANLAŞMA HEDEFİ OLMALI: İyi bir eğitim her zaman önemli ancak günümüzde fark yaratmak için yeterli değil. Bugün saygın bir eğitim kurumunda bir lisansüstü bursu alabilmek, iş hayatında iyi bir kurumda, iyi bir pozisyonda çalışabilmek, çalıştığı kurumda fark yaratıp fark edilir olmak için artık ne yazık ki sadece iyi bir akademik eğitim yeterli değil. İş dünyası hayatın farklı alanlarında yer almış, ufku geniş, kendilerinin farkında ve yaratıcı gençleri istihdam etmek istiyor. Kendileri ve gelecekte yapacakları mesleklerle ilgili öğrenme ve uzmanlaşma hedefine sahip olmayan gençler, şirketlere beklenen katkıları yapamaz.
KENDİNİZİ GELİŞTİRİN: Gençlere önerim, akademik çalışmalarının yanı sıra kendilerini pek çok alanda geliştirmeleridir. Eğitim süresince çeşitli sektörlerde iş deneyimi kazanın, staj yapın, sosyal sorumluluk projelerinde etkin rol alın, bir spor dalında başarı kazanın ya da bir kulübün faaliyetlerinde çalışın. Böyle mezunlar öncelikli tercih ediliyor.
GLOBAL BAKIŞ İÇİN ERASMUS: Global bakış açısına sahip ve dünya değişimlerine kolayca adapte olabilen çalışanlara daha çok ihtiyaç duyuluyor. Ne kadar erken uluslararası ortamlarda, farklı kültürlerle tanışmaya başlarlarsa, bu bakış açısı o gencin zihninde ve karakterinde o kadar erken yerleşiyor. Uluslararası değişim programları gençlerin global bakış açısını geliştirmede kilit rol oynuyor.
DİL OLMAZSA OLMAZ: Yabancı dil olmazsa olmaz bir kural. Hatta İngilizce bilmek bile artık fark yaratan unsur olmaktan çıktı. İngilizce şart, üzerine eklenecek diğer dünya dilleri ‘fark’tır. Başta İngilizce olmak üzere, en az 2 dünya dilini iyi bilmek global şirketlerde çalışabilmek için önemli bir tercih nedeni. Ayrıca uluslararası şirketler akademik başarı dışında mutlaka sosyal etkinliklere de dikkat ediyor. Bu tip tecrübeler, öğrenciye global ve bütünsel bir vizyon sağlıyor ve iş başvurularında rekabetin yoğun olduğu şirketler için fark yaratmasına sebep oluyor.
ZORUNLU STAJ YETMEZ: Zorunlu staj dışında ne kadar farklı alanda deneyim kazanılırsa kariyerlerini de kendilerine en uygun şekilde belirlerler. Yurtdışı staj programları da öğrenciye eşsiz deneyim kazandırır. Bu deneyimler aslında staj değil sosyal güvenlik kapsamında gerçek iş oluyor. Öğrenci mezun olduğunda geniş bir özgeçmişe sahip oluyor. Böyle bir genç iş hayatına atılmak istediğinde akranlarından farklılık gösteriyor.
ULUSLARARASI ORTAMLARI GÖRÜN: Eğitimi süresince mümkün olduğunca uluslararası ortamlarda bulunmak önemli bir artı. Gerek Erasmus gibi uluslararası öğrenci değişimleriyle, gerek yurtdışı stajları veya lisansüstü öğrenim ile tecrübe edinmiş olmak önemli.
HAYALİMDEKİ GENÇ: Hem akademik hem sosyal yönden kendini geliştirmiş, iyi iletişim becerilerine sahip, özgüveni yüksek, girişimci ruha sahip, insana ve topluma duyarlı, fikirleri ve vizyonuyla çalıştığı kurumda fark yaratacak gençler sadece benim değil, tüm iş dünyasının ihtiyacı.
‘SIRADAN OLMAYIN GELİŞİME AÇIK OLUN’
Dünyanın demografik ve sosyo ekonomik değişimin yanı sıra teknoloji devriminin de tetiklediği büyük bir dönüşümden geçtiğini hatırlatan Coca-Cola Türkiye, Kafkasya, Orta Asya Bölümü Başkanı Galya Frayman Molinas, bu değişimin nasıl gençleri aradığını bakın nasıl anlatıyor:
MESLEKLER FARKLILAŞIYOR: Geçirdiğimiz bu dönüşümde meslekler, yapılan işin içeriği ve ihtiyaç duyulan yetkinlik ve beceriler de farklılaşıyor. Bu çerçevede, dünyadaki gelişmeleri ve teknolojiyi takip eden, belirsizliği ve değişimi yönetebilen, farklı deneyimlere sahip, üretken ve yaptıkları işle ilgili heyecan duyan kişilerin öne çıkacağını düşünüyorum.
YETKİNLİKLERİ BELİRLİYORUZ: Bu değişimin içinde insan kaynağımızı önceliklendirdik. Çok güçlü bir yetenek havuzu oluşturmak, çalışanlarımızın kişisel ve profesyonel gelişimlerini sürekli kılmak ve ihtiyaç duyduğumuz yeni yetkinliklerin belirlenmesi, önceliklerimiz arasında.
TAKIM ÇALIŞMASINA İNANANLAR: Kurum kültürümüzün temelinde, insan odaklılık, yaratıcılık, pozitif liderlik, ekip çalışması, başarı ve sonuç odaklılık yer alıyor. Ayrıca çalışanlarımızın takım çalışmasına inanan, araştırmacı ve paylaşımcı olduğu kadar bireysel gelişime açık, entelektüel kapasitesi ve duygusal zekâsı yüksek, merak sahibi kişiler olmalarını önemsiyoruz. Bu özellikler birlikte çalışmak istediğimiz gençler için belirleyici unsurlar.
SEVMEK BAŞARI GETİRİR: Yaptığımız işi sevmek veya sevdiğimiz işi yapmak başarıya götüren yolda çok önemli. Genç arkadaşlarıma tavsiyem, sıradan olmamaları, zamanlarını iyi kullanmaları ve sahip oldukları en büyük değerin kendilerinin olduğunun farkında olmalarıdır.
‘ESNEK DAVRANIN VE İNSAN İLİŞKİLERİNE ÖNEM VERİN’
Günümüz dünyasını “mobilete ve teknoloji dünyası” diye tanımlayan ve bu dünyada değişimlerin hızla gerçekleştiğini anlatan Akbank Genel Müdürü Hakan Binbaşgil bu değişim içinde esneklik ve adaptasyonun ise çok değerli iki yetkinlik haline geldiğini vurguluyor. Binbaşgil, “Değişime açık olan ve kendini hızla adapte edenler profesyonel yaşamda bir adım öne geçiyor” diyerek gençlere önerilerini şöyle sıralıyor:
ALANLARINIZI BELİRLEYİN: Üniversite yıllarında aldığınız dersler ve yetkinlikler paralelinde kariyer planı yapmaya başlayın. Severek, gönülden çalışacağınız alanı belirledikten sonra, o alanda yükselmenizi destekleyecek konulara ve becerilere yönelirseniz rekabet avantajı sağlarsınız.
STAJLARINIZA BAŞLAYIN: Okurken staj imkânlarının da değerlendirilmesi çok önemli. İyi bir kurumda staj hem iş hayatına geçişi hızlandırır, hem de aynı şirkette iş bulmayı kolaylaştırabilir.
TREND VE TEKNOLOJİYİ TAKİP EDİN: İş dünyası ve rekabet değişmeye devam edecek. Bu değişimi en iyi şekilde anlamak ve değişime adapte olmak için günceli, trendleri ve yeni teknolojileri yakından takip etmek çok önemli. Değişime açık olan ve kendini hızla adapte edenlerin profesyonel yaşamda bir adım öne geçtiklerini izliyoruz.
İNSAN İLİŞKİLERİNE ÖNEM VERİN: Bilgi ve becerinin yanında insan ilişkileri, iletişim ve takım yönetimine önem verin. Bugünün liderleri yaratıcı, empati kurabilen, duyarlılıkları gelişmiş, birlikte değer yaratan profesyoneller.
‘BEN’ DEĞİL, ‘BİZ’ DEYİN: Bugünün liderleri IQ kadar EQ’ya da önem veriyor, ‘Ben’ yerine ‘Biz’ demeyi tercih ediyor. Farklılıkları zenginlik olarak görüyor. Dünya bugün çok daha sesli ve renkli. ‘Tek adamlık’ günler artık geride kalıyor. Gençler, analitik düşünce yapısını duygusal zekâ ile tamamlamalı, okul hayatında farklı projelerde ekip olarak çalışma tecrübesini edinmeli.
SABIRLI OLUN, ‘OLMAZ’ DEMEYİN: Gençlere sabırlı olmalarını, adımlarını doğru atmalarını da öneriyorum. Hemen ‘Olmaz’ dememek, nasıl olabileceğini zorlamak önemli. Liderler, yöneticiler olmazı değil, nasıl olabileceğini duymak istiyor. Haklılar da. Başarı da o şekilde geliyor. İnanın, inanmak, yılmamak işin yarısı.
TUTKULU OLUN: İşe tutkuyla yaklaşmak, en iyisini yapmaya odaklanmak lazım. Olanla yetinmemek, fark yaratmak, denenmemişi denemek, değişime kafa yormak hem geliştirir, hem ileriye taşır.
İlgini Çekebilir: Dünyadaki En İyi İnsan Kaynakları MBA Programları