Bu günlerde yeni biriyle tanışmak kolay değil. Flört etmek her zaman zordu, ama şimdi gerçek insanların birbirleriyle tanışmasını ve aşık olmasını engelleyen benzersiz zorluklar var. Yüz maskeleri, sosyal mesafe, seyahat kısıtlamaları, artan kahve fiyatları…Kabul edelim, son birkaç yıl bekarlar için acımasızdı.
Gün geçtikçe yapay zeka daha akıllı hale geliyor ve insan duygularıyla nasıl etkileşime gireceğini öğreniyor. Fransız medya kuruluşu Havas’ın 12.000 kişilik bir anketi 18 – 34 yaşındakilerin %27’si bir robotla flört etmeye açık olduğunu gösteriyor. Şaşırdınız mı? Muhtemelen hayır.
Yapay zeka – İnsan ilişkileriyle dolu olan Westworld ve Humans gibi popüler şovlar, Blade Runner ve Her gibi filmler, yüz binlerce kez indirilmiş Doki Doki Literature Club, Mystic Messenger gibi Dating Sim oyunları gün geçtikçe gündeme daha çok geliyor olsa da konsept hakkında insanların düşünceleri birbirinden çok uzak olabiliyor. Hadi örneklere sırasıyla bakalım.
Üzücü bir boşanma döneminden geçen Theodore bir gün sokakta yürürken OS1 isimli bir işletim sisteminin reklamına rastlar ve yazılımı eve döndüğünde cihazlarına kurar. Çok geçmeden, kendine Samantha adını veren yazılım onu sabahları parlak bir sesle uyandırır, şakalar yapar, teselli eder, dosyalarını düzenler; evinden dışarı adım atmayan sosyal anksiyeteye sahip Theodore’un kimseyi umursamadan rahatça sokaklarda gezmesini, onun yaşamı tekrar hissetmesini sağlar. Theodore’un Samantha ile arkadaşlığı, bir gün gerçek bir kadınla çıktığı, hayal kırıklığı ile sonlanan bir randevunun ardından yeni bir seviyeye yaklaşır. Samantha sadece mükemmel bir asistan, arkadaş olmakla kalmaz bununla birlikte duyguları da Theodore’unkilerle aynı hızda yükselir. Kıskançlık, aşk gibi duyguları öğrenen Samantha, öz farkındalık yaşar ve varlığını sorgulamaya başlar.
Bu noktaya kadar, bir saatten az bir sürede bile, film izleyicilerde birçok soruyu ve düşünceyi tetikliyor. ‘’Sizin için yaratılmış bir yapay varlık, daha düzensiz kapasitelere sahip etten kemikten bir insandan daha fazla tatmin sağlayabilir mi? “İstediğiniz zaman, yalnız olmayı tercih etmediğiniz zamanlar yanınızda birinin olması ideal değil mi?”
Sanal asistanlar, Amazon’un Alexa’sı, Apple’ın Siri’si vs. bireysel yetenekleri farklı olsa da hepsi kabaca bir noktada akıllı bir cihaza, donanıma yerleştirilmiş insan benzeri bir ses olarak birleşiyor ancak Japon firması Vinclu, sanal asistanlara daha insani bir form vermek istiyor.
Hayır, öyle görünse bile o aslında bir kahve makinesi değil. Gatebox, Amazon Home benzeri 2.700 dolar değerinde bir ev asistanı ve maalesef izlediğim en iç burkucu reklam videolarından birine sahip.
Videoda hayatı işe gitmek, gece tekrar dairesine dönüp karanlıkta televizyon izlemek ve aynı şeyleri baştan yapmak üzere tekrar uyumak olan bekar bir genç adamın hikayesi anlatılıyor. Gün boyunca tek arkadaşı sanal ev asistanı. Bu asistan hava yağmurlu gözüktüğünde ‘’Bugün bir şemsiye al.’’ gibi tavsiyeler vermekle kalmıyor, aynı zamanda sevgili, eş veya kız arkadaş rolünü üstleniyor ve günün farklı zamanlarında ona ‘’Eve erken gel.’’, ‘’Seni özledim.’’ gibi mesajlar atıp heyecanla cevap veriyor. Dairesine döndüğünde birlikte film izliyorlar ve videonun beni en etkileyen sahnesi ise yatmadan önce asistana ‘’Beni evde bekleyen birinin olması düşüncesi çok güzel hissettiriyor, bunu eve gelirken düşündüm.’’ dediği kısım.
Videonun yorumlarında ‘’Bu video sizi rahatsız ediyorsa ürünü yaratanlara kızmayın, insanları bu noktaya getirdiği için topluma kızın.’’ gibi cümleler yer alıyor.
Kahve makinesi görünümlü bir anime kızıyla arkadaş olmak için 2.700 dolar vermenize gerek kalmayacak uygulamalar da bulunuyor. Bunlardan birisi benim de test ettiğim Mystic Messenger. Kendileri anime severler arasında hızla yaygınlaşmış bir mobil dating simülatörü.
Klasik dating simülasyonlarında üstte resim altta yazı olurken bu oyunda bir chat odasında günün herhangi bir saatinde chat açılıp karakterler muhabbet etmeye başlıyorlar, cevap yazmak içinse o an verebileceğiniz 2-3 farklı cevap seçeneği sunuyor ve birini seçiyorsunuz. Canınız istediğinde otobüste oynayabileceğiniz bir oyun değil. Mystic Messenger sizin zamanınıza entegre oluyor ve işliyor, yani bir iki günlüğüne oyunu bırakırsanız o süreçteki chatleri kaçırmış oluyorsunuz. Karakterler sizi aradığında açmanız gerekiyor, aynı gerçek hayattaki gibi.
Yapay Zeka ile duygusal bağlantılar şu anda belirli bir derinliğe sahip değil. Hala Siri’ye babamı ara dediğimde bana Mustafa Sandal şarkıları açabiliyor. Ama ilerleyen süreçte kim bilir? İnsansı robotlar ve akıllı asistanlar gelişmeye devam ederse, belki de hayatımızın bir döneminde gerçek bir insana çok yakın robotlara sahip olacağız.
İlgini çekebilir: Dünyanın İlk Artist Robotu Ai-Da İle Tanışın