Belki de herkesin zaman zaman kendine sorduğu “kaç takipçiyle fenomen olunur” sorusu hala tam anlamıyla yanıtını bulmuş değil. Ancak akademi alanındaki çalışmaların ilerleyebilmesi için kavramların ve tanımların net olmasına ihtiyacımız var.
Yaşamış olduğumuz dijital çağın kaçınılmaz sayısız getirisi var. Öyle ki kendimizi dijital olarak var etmeye daha fazla önem gösteriyor, sosyal medyadaki başarılarımızı fiziksel hayattaki başarılarımıza oranla daha fazla kıymetli buluyor ve vaktimizin büyük bir çoğunluğunu da kişisel markalaşma için feda ediyoruz. Bu doğrultuda ilerlerken her zaman karşılaştığımız tek bir kelime var. Influencer…
Defalarca kez maruz kaldığımız için belki de artık çok samimi ve zararsız olarak nitelendirdiğimiz “Influencer” kelimesi, kökenine bakıldığında “etkilemek” anlamını taşıyan “Influence” kelimesinden türetilmiş. Yani, kelime kökeni itibariyle “Influencer” etkileyen/etkileyici anlamını taşıyor. Sosyal medya fenomeninden nispeten daha uzakta bir tanım olsa da, kelimeler zamanla değişebiliyor ve yeni tanımlar kazanabiliyor.
Bu yazımızda, influencer olmanın sosyal medyadaki teknik gerekliliklerinin yanı sıra, insan psikolojisi düzleminde gerçekleştirilmiş olan araştırmalarda nasıl nitelendirildiğine gerekçeleriyle birlikte değiniyor olacağız.
Takipçi Sayınız Araştırmalarda Nereye Konumlanıyor?
Bazen, bazı durumları zihninizde konumlandırmak son derece zor olabilir. Örneğin hala birçok insan için net bir şekilde yanıtı olmayan soru, “bir kişinin influencer olabilmesi için kaç takipçiye ihtiyacı var?” sorusudur. Şimdi değineceğimiz araştırma, bu soruyu yanıtlandıran Campbell ve Farrell’in Business Horizons dergisinde yayınlanmış olan araştırması.
Campbell ve Farrell’e göre, 5 adet influencer türü bulunuyor. Bu influencer türleri büyükten küçüğe sırasıyla; celebrity influencer, mega-influencer, macro-influencer, micro-influencer ve nano-influencer.
Ünlü Influencerlar (Celebrity Inlfuencer)
Ünlü influencerlar, sosyal medya dışında halk tarafından tanınan ve büyük takipçi kitlesine sahip bireylerdir. Selena Gomez, Paris Hilton ve Kim Kardashian gibi isimler, sosyal medyanın evriminden bağımsız olarak üne kavuşmuş kişilerdir. Bu influencerlar genellikle 1 milyonun üzerinde takipçiye sahiptir ve tanınmış markalarla büyük anlaşmalar yaparlar. Ünlü influencerlar, genellikle daha önceki çalışmalarıyla (örneğin, müzik veya film) ilişkili markalarla işbirliği yapar ancak günümüze bakıldığında bu durumun çok net bir çizgide ilerlemediğini, birçok ismin konusundan bağımsız markalarla işbirliği yapabildiği de görülmektedir.
Mega Influencerlar
Sosyal medyada ünlüsünüz ancak daha öncesinde ünlü olmak için farklı bir sektörde yer almadıysanız, bu tanım sizi kapsıyor. Megainfluencerlar, sosyal medyada önemli takipçi artışı yaşayan ve bu platformlarda ünlü statüsü kazanan bireylerdir. Araştırmada belirtildiği üzere 1 milyondan fazla ve önemli takipçi kitlesine sahip olmaları sayesinde, gönderi başına dolar gibi yüksek meblağlar talep edebilirler. Mega influencerlar genellikle markalarla daha yakın bir şekilde ilişkilendirilir.
Macro Influencerlar
Macroinfluencerlar, henüz ünlü statüsü kazanmamış ancak son derece başarılı olmuş ve 100.000 ile 1 milyon arası takipçiye sahip influencerlardır. Bu influencerlar, güçlü etkileşim oranları ve geniş takipçi kitlesi sayesinde markalara önemli ölçüde marka maruziyeti sağlayabilir.
Micro Influencerlar
Micro influencerlar, influencer olarak kariyer yapabilen ancak macro influencerlardan daha küçük ölçekte ve kapsamda olan kişilerdir. Takipçi sayıları genellikle 10.000 ile 100.000 arasındadır. Bu influencerlar, takipçileriyle daha yüksek düzeyde etkileşim kurar ve genellikle takipçileri, micro influencer’ın önerilerini daha samimi ve gerçek bulurlar. Bu nedenle, microinfluencerlarla çalışan pazarlama yöneticileri, daha yüksek otantiklik ve güven seviyelerinden yararlanabilir.
Nano-Influencerlar
Nanoinfluencerlar, kariyerlerinin başında olan ve takipçileri çoğunlukla arkadaşları, tanıdıkları ve yakın çevresinden oluşan bireylerdir. Takipçi sayıları 10.000’in altındadır. Nanoinfluencerlar, yüksek derecede kişisel erişilebilirlik ve otantiklik sunarlar ve genellikle en yüksek etkileşim oranlarına sahiptir. Nanoinfluencerlar, markalar için ücretli ortaklıklar yerine ücretsiz ürün örnekleri karşılığında işbirliği yapmaya daha açık olabilirler.
Türlerine Göre Influencerlar Kategori Edilir mi?
Yapılan araştırmalar incelendiğinde pazarlama sektöründe; entertrainer (eğlendirici) ve informer (bilgi verici) gibi kategorizayon yapan araştırmalar (ilgili araştırma) mevcut olduğu gibi, review influencer (tam anlamıyla çeviri yapmak için uzman değilim ancak Uras Benlioğlu bunun için iyi bir örnek) ve lifestyle influencer (yurtdışı influencerları örnek olarak gösterilebilir) olarak kategorileştiren araştırmalar (ilgili araştırma) da mevcut.
Yapay Zekanın Yeni Tehdidi (?) : Sanal Influencerlar
Influencer türleri ve tipleri, daha çok merak edilen konular olsa da son zamanlarda görmezden gelinemeyecek kadar ciddi bir duruma doğru evrilen sanal influencerlarımız mevcut. İlerleyen günlerde, daha kapsamlı ve detaylı şekilde ele almayı planladığım sanal inlfluencerlar, şirketler veya kurumlar tarafından oluşturulan ancak hiçbir şekilde gerçekte var olmayan kişileri temsil ediyor. Bu durumun hızla yayılmaya başlamasının ardından hukuk, pazarlama, psikoloji ve sosyoloji gibi alanlarda çok büyük soru işaretleri ortaya çıkmaya başladı.
Model “Kaprisi” Yerine Prompt Kaprisi
Bahsi geçen sanal influencerlar, belki de birçok influencer’dan daha fazla dikkat çekiyor ve Tommy Hilfiger, Adidas, Channel gibi çeşitli markalardan sponsorluk alan bu influencerlar henüz Türkiye’de olmasa bile yurt dışında ciddi anlamda ilgi ve odak konusu. Marka pazarlamasını sanal influencerlar üzerinden yürüten şirketlere neden böyle bir ürün ortaya çıkartmaya ihtiyaç duydukları sorulduğunda ise, modellerin “kaprislerinin” ve çekim maliyetlerinin çok fazla olmasından kaynaklı bu yola başvurduklarını duyabilirsiniz. Yani modellik düşünen kişiler, sanal influencerları göz önünde bulundurarak bu meslekteki kariyerlerini tekrar gözden geçirmek isteyebilir. .
Hiç var olmayan bir “kişiden” tavsiye almak size nasıl hissettirirdi sorusu, bundan 20 yıl önce sorulduğunda ciddiye alınmayacak bir soru iken günümüzde bu sorunun kendi kendisini yanıtlaması ise işin düşündürücü tarafı.
İlginizi çekebilir: Instagram Terapistlerini Dinlemeli Misiniz?
Youthall’u takip et iş ve staj ilanlarını da kaçırma
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.