Hayatın pek çok alanını kolaylaştıran teknoloji, maalesef başkalarına zarar veren tehlikeli aksiyonların alınmasını da kolaylaştırabiliyor. Bu aksiyonların başında gelenlerden biri de dolandırıcılık olarak karşımıza çıkıyor. Teknoloji aracılığıyla gerçekleştirilen dolandırıcılığının phishing’ten oltalamaya pek çok türü bulunuyor.
“Küresel Dolandırıcılık Durumu 2023 Raporu”na göre, 43 ülkede 49.459 kişiyle yapılan bir anket sonucunda, katılımcıların yaklaşık %25,5’inin 12 aylık bir dönemde mali kayıp yaşadığı; bu kayıpların toplamının küresel çapta yaklaşık 1,026 trilyon dolar olduğu belirtiliyor. Avrupa Dolandırıcılıkla Mücadele Ofisi’nin (OLAF) yayınladığı son veriler ise Türkiye’deki teknolojik dolandırıcılığın boyutu gözler önüne seriyor.
Türkiye, Dolandırıcılıkta Zirvede
OLAF’ın raporua göre, Türkiye’nin, Avrupa’da dolandırıcılık vakalarının en çok yaşandığı ülke konumunda olduğu belirtiliyor. Bununla birlikte, Türkiye’de teknoloji araçlarının kullanımı ile gerçekleştirilen dolandırıcılık vakalarının geride bıraktığımız son 5 yılda 5 kat arttığı bildiriliyor.
- Eski TCMB Başekonomisti Hakan Kara ise enflasyondaki artışa bağlı olarak vakaların arttığına dikkat çekiyor.
Türkiye Gazetesi’nden Kaan Zenginli ise Türkiye’deki dolandırıcılık olaylarının teknolojik gelişmeler ışığında ile adeta çağ atladığını kaydediyor. Buna göre, Türkçede “oltalama” olarak bilinen “phishing” yöntemi ile 2020 yılında yılda 460 bin vaka meydana geldiği, 2024 yılına gelindiğinde ise bu sayının 2,3 milyon vakaya çıktığı aktarılıyor. Bununla birlikte, önüne geçilen girişimler ile birlikte toplam sayının 3,8 milyonu bulduğu bildiriliyor.
- Adalet Bakanlığı tarafından yayımlanan 2023 Adalet İstatistikleri, Türkiye’de en çok meydana gelen suç grubunun mal varlığına karşı yapılan suç grubu olduğunu gösteriyor. Bu suç grubuna karşı en fazla işlenen suç ise hırsızlığın ardından dolandırıcılık olarak karşımıza çıkıyor.
Vakalar Neden Artıyor?
OLAF verilerine göre, teknoloji kullanımı ile gerçekleştirilen suçların Türkiye’de bu denli artmasının ardında, “veri hırsızlığı ya da satışının bu kadar rahat yapılabilir olması” yatıyor. Başka bir deyişle, kişi ve kurumların verilerine erişimin kolay olması, dolandırıcılık vakalarının artmasına yıl açıyor.
Öte yandan, dolandırıcılık suçunu işleyenlerin karşılaştıkları cezaların yetersizliği de bu suçun artışında önemli bir etken olabilir gibi gözüküyor. Türk Ceza Kanunu’na göre, Türkiye’de dolandırıcılığın cezası 3 ila 10 yıl arasında hapis cezası olarak belirtiliyor. Gelgelelim, çoğu durumda bu cezanın tamamen uygulanmadığı, indirim uygulanması sonucu dolandırıcıların çok daha kısa sürede beraat ettiği aktarılıyor.
- ABD’de ise bu tip dolandırıcılıkların cezası 10 yıla kadar kesin hapis ve 10 bin ila 25 bin dolara kadar kesin para cezası olarak karşımıza çıkıyor.
İlginizi çekebilir: Dünyanın En Hızlı İnternetine Sahip Ülkeler Belli Oldu: Türkiye Kaçıncı Sırada?