Teknoloji, hayatımızın sınırlarını hızlı bir biçimde yeniden çiziyor. Hemen hemen her gün tükettiğimiz yazılı ya da sesli kaynaklarda; iklim değişiklikleri, yenilenebilir enerji kaynakları, fosil yakıtlar gibi başlıklar, gündemin en çok konuşulan maddeleri arasında. Tüm bu gelişmelerin ışığında, sürdürülebilirlik kavramı, belki de daha önce hiç olmadığı kadar önem kazandı. Geleceğin sürdürülebilir şehir planlamalarında önemli yer tutan e-Mobilite ve Akıllı Ulaşım Sistemleri (Intelligent Transportation Systems) gibi çözümler, otomotiv endüstrisini ve beraberinde motor sporlarını değişime sürüklüyor.
İklim ve çevre üzerinde ciddi bir etkiye sahip olan emisyonlar, insanlığın büyük bir endişesi haline geldi. Atmosfere gittikçe daha fazla CO2 salınması ve bunun sonucunda Dünya’nın daha da fazla ısınması, çözülmeyi bekleyen bir problem olarak dikkat çekiyor.
Otomobiller Elektrikleniyor!
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) tarafından yapılan bir araştırma, trafikteki araçların, dünya çapındaki CO2 emisyonlarının %23’ünü oluşturduğunu ifade ediyor. 2016 yılında yürürlüğe giren Paris İklim Anlaşması’nın belirlediği, küresel ortalama sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2°C’nin altında tutulması ve buna ek olarak 1.5°C seviyelerine çekilmesi hedefiyle belirlenen kurallar, otomobil üreticilerini, salınan emisyon gazlarını düşürmeye ve dolayısıyla ürün gamlarını güncelleyip yeni normlara uygun hale getirmeye zorluyor. Üreticiler, modellerini elektrik ve hibrit sistemlerle desteklemekte bir yarış halindeyken Avrupa Birliği’nin önde gelen ülkelerinden bazıları, fosil yakıt ile çalışan araçların satışı ve kullanımı ile ilgili düzenlemeler içeren yasalar çıkarıyor. İçten yanmalı motora sahip otomobillere kıyasla çok daha teknolojik, çevre dostu, verimli ve sessiz bu araçların tercih edilme oranı artış eğiliminde.
Otomotivdeki elektrikli değişim elbette motor sporları tarafında da yankı buluyor. Örneğin motor sporlarının zirvesi olarak görülen Formula 1’de sesi ile herkesi büyüleyen 8 silindirli motorlar yerlerini V6 düzenine sahip turbo hibrit motor ve ERS sistemiyle desteklenen güç ünitelerine bıraktı. Yerini aldığı motor düzenine kıyasla daha fazla güç üretmesine rağmen daha az yakıt tüketen güç üniteleri, halen Formula 1 hayranları tarafından yadırgansa da sporu sürdürülebilir kılmaya sağladığı katkı kritik bir noktada.
Formula E
Motor sporlarındaki elektrikli değişimin en iyi inovasyon örneklerinden biri olarak gösterilebilecek Formula E, dünyanın ilk elektrikli yarış serisi. İlki 2014 yılında düzenlenen şampiyona, batarya, fren sistemleri, çekiş kontrol sistemleri gibi bileşenlerde kullanılan yeni teknolojilerin ve farklı yaklaşımların geliştirildiği ve devamında yol otomobillerine aktarıldığı bir laboratuvar değeri taşıyor. 0-100 km/h hızlanmasını 3 saniye gibi bir sürede tamamlayan Formula E otomobillerinin, bunu yaparken tamamen yenilenebilir enerjiden güç aldığını düşündüğümüzde, elektrikli otomobilin geleceğine ışık tuttuğunu söylemek mümkün.
Pilotlar Yerine Teknolojiler mi Yarışacak?
Sürücüsüz otomobiller, yapay zeka ve nesnelerin interneti gibi teknolojilerin gelişmesiyle birlikte artık bilimkurgu filmleri kadar uzak değil. Otomobil üreticileri kadar Google, Tesla ve Uber gibi teknoloji odaklı şirketler de otonom araçların geleceğine yatırım yapıp ulaşım çözümleri geliştirmeye çalışıyor. Bu noktada sürücüsüz otomobillerin gelecekteki etkisi elbette ulaşım ile sınırlı değil.
Tıpkı Formula E gibi tamamen elektrikli bir yarış serisi olan Roborace, teknolojiyi pist ortamında sınırlarına kadar zorlayarak otonom yazılım geliştirmeyi hızlandırma ve dünyayı otonom sürüş konusunda bilgilendirme vizyonuna sahip. Yapay zeka, ultrasonik sensörler, optik hız sensörleri ve AI kameralar gibi teknolojiler kullanılan seride, otonom sürüş üzerinde yapılan geliştirmeler üzerinden teknolojik bir savaş yaşanıyor. Üreticilerin yeni teknolojiler geliştirmelerine yardımcı olan Formula E’de olduğu gibi, Roborace de otonom araçlar alanındaki araştırmaları ve yeniliği hızlandırma yolunda öncü oluyor.
Gelecekte tüm motor sporları disiplinleri %100 elektrikli olacak mı? Bu kesinlikle tartışılan bir konu ancak şimdilik elektrik destekli sistemler, sporu daha sürdürülebilir hale getirme yolunda atılan önemli bir ilk adım niteliğinde.
İlginizi çekebilir: Bilinçaltımızın Oyunu: Plasebo Etkisi