Başlıktan anlayacağınız üzere benim adım Güney. Marmara Üniversitesi İngilizce İktisat 3. sınıf öğrencisiyim. Bugün itibariyle Türkiye’nin parlayan girişimlerinden biri olan Stajim.net’teki stajımın birinci ayını bitirmiş bulunuyorum. Size bir start-up’ta staj yapmak nasıl bir tecrübe, artıları eksileri neler bunlardan bahsedeceğim. Ardından biraz daha stajim.net özelinde bizim nasıl çalıştığımızdan bahsedeceğim. Öyleyse başlayalım;
En baştan başlamak sanırım en doğrusu olacaktır, yani stajim.net ile nasıl tanıştığımın hikâyesiyle. Biz stajim.net olarak Türkiye’nin 81 ilinden 150’yi aşkın öğrenci kulübüyle işbirliği yapıyoruz ve kurucu ortağımız Elis bu öğrenci kulüplerinin hepsiyle teker teker görüşüyor. Ben de kendi okulumda mensubu olduğum kulüp için stajim.net’te ulaştığımda hiç beklemediğim samimiyette bir cevap aldım ve ardında Elis beni detaylı görüşmek üzere ofise davet etti. İşte benim stajim.net ve Elis’le tanışma hikâyem böyle başladı. Sonrasında kulüp dâhilinde yaptığımız çalışmalarla iletişimimizi arttırma fırsatı bulduk ve bolca mailleştik. Sonra bolca mailleşmeyle ilerleyen samimiyetimize güvenerek bir start-up’ta staj yapma kararı aldığımda ilk ulaştığım kişi de Elis oldu.
Ama isterseniz öncesinde neden bir start-up’ta staj yapmaya karar verdiğimden bahsedeyim. Bu kararı alırken beklentim şuydu; start-up’lar oldukça mikro ölçekli şirketler ve orada çalışan herkes bir çok role sahip oluyor. Kurumsal bir firmada bana tanımlanmış ve dışına çıkamayacağım işleri yapmaktansa bu tür bir staj yapmanın benim için daha verimli olacağını düşündüm. Bu düşüncem beni kesinlikle yanıltmadı. Oraya geleceğiz 🙂
Elis’e bir start-up’ta staj yapma fikrimden bahsettiğim bir mail attım ve CV’mi yönlendirdim. Aslında aklımda olan Elis’in beni stajyere ihtiyacı olan başka girişimlere yönlendireceğiydi fakat ardından Emre (diğer kurucu ortağımız aynı zamanda CEO’muz) bana kendilerinin bir stajyere ihtiyacı olduğuna ve istersem stajim.net’te staj yapabileceğime dair bir mail attı. Ve böylece Stajim.net’te staj yapma maceram başlamış oldu.
Ofise gittiğim ilk günden itibaren gerçek işler yapmaya başladım. Orada bulunduğum 20. dakikada çoktan sistemleri kullanmayı öğrenmiş ve Elis’le beraber içerik oluşturmaya başlamıştık. Sorumluluk alacağımı biliyordum ama açıkçası bu kadarını ben bile beklemiyordum. İlk günün sonunda sanki 1 senedir orada çalışıyormuşum gibi hissediyordum. Bütün işleyişleri öğrenmiş ve çoktan fark yaratan işler yapmaya başlamıştım bile. Tekrar ediyorum bu daha 1. günümdü. 🙂
Bir haftanın sonunda artık o kadar çok işin içindeydim ki sanki şirkette benim hissem varmış gibi hissediyor ve öyle de çalışıyordum. Sürekli jelibon yiyor (bizim ofisten jelibon hiç eksik olmaz CEO’muz sağolsun) ve içerik yazıyordum. Yaptığım işten de gerçekten keyif alıyordum. Kıyafet yönetmeliği, sıkı mesai saatleri, gereksiz resmiyetler gibi sınırlamaların olmadığı bir çalışma ortamı düşünün. Çalışıp, üretiyor ve bundan sıkılmadığımı hissediyorum. İşte bir start-up’ta çalışmak böyle bir şey.
Bu geçtiğimiz bir ayda öğrendiğim şeyleri başka hiçbir staj programında öğrenemeyeceğimi kesinlikle iddia ediyorum. Öğrendiklerim bir yana Elis ve Emre gibi iki tane arkadaş kazandım. Hatta onlardan aldığım ilham ve mentörlükleriyle ben de kendi girişimimi kurmaya doğru yelken açıyorum artık yavaş yavaş 🙂
Sonuç olarak bir start-up’ta staj yapmak girişimciliğe ilgi duyun veya duymayın kesinlikle tavsiye edeceğim bir tecrübe. Zaten yapacağınız bu staj sonrası girişimciliğe ilgi duyacaksınız garanti veriyorum 🙂