Düşünürken rüya görmediğinizi fark ettiğiniz o an, sabah 6’da okula gitmek için uyanmaktan vazgeçiyorsunuz. Gidilmesi gereken yerlere gitmekten, yapılması gereken işleri yapmaktan, yerine getirilmesi gereken yükümlülükleri yerine getirmek için koşturmaktan vazgeçiyorsunuz. Üstelik hayatını tamamen bunlar üzerine odaklamış onlarca insanla aynı dünyada yaşıyor olmanıza rağmen.
Bu kabul edilebilir mi?
Başarıyı yakalamak için yarışan onlarca insan hata yapıyor olabilir mi?
Bu durumda karşımıza iki yol çıkıyor. Ya her gün aynı şeyleri yapmaya devam edip farklı sonuçlar bekleyeceğiz. Ya da bunun yerine inkarı seçip rüyamızdaki hayatı yeniden inşa edeceğiz.
Peki nasıl olacak?
1) Sezgilerinizin olduğunu fark edin.
Her insanın sezgileri vardır ve bunlar gelişigüzel tepkiler değildir. İnsanın sezgileri, çoğu zaman güvenilir bir rehberidir. Sezgilerimiz biz farkında bile olmadan çevremizde olup biteni ölçüp biçer, bizi tehlikelere karşı uyarır ve en uygun biçimde hareket etmemizi sağlar.Bu yüzden sezgilerinizi göz ardı etmeyi bırakın. Sezgilerinizi ilahi müdahale ya da kendi kişisel dehanızın bir kıvılcımı olarak düşünürseniz, sezgileriniz sizi her zaman hayal ettiğiniz yaşama götürme yeteneğine sahiptir.
2) Meditasyon yapın.
Meditasyon kavramı gülünç ya da korkunç gelebilir ama işe yarıyor. Eğer sessizlik içinde oturmak ve “düşünmek” için günde beş dakika bile ayırabilirseniz, ortaya çıkan kendi parlaklığınıza hayran kalacaksınız. Meditasyon, benliğinizle bağlantı kurmanıza olanak tanıyacak. Onunla birlikte rahatlayabilecek, kendiniz için daha iyi kararlar verebilecek ve yaşamın zorluklarıyla karşılaştığınız zaman çok kolay bir şekilde baş edebileceksiniz.
3) Buna değer olduğunuza karar verin.
Şu anda kendinizi geliştirme ile ilgili bir yazı okuyor olmanız sizin de yatırım yapmaya değer olduğunuz anlamına gelir. İşte bu bir adım. 2019 sizin yılınız! Kendiniz için şansınızı yakaladığınız, eski düşünce şekillerinize uymanız gerekmediğini ve bunun yerine yaşamak için daha güzel sebepler seçebileceğinizi kanıtlayan yıl. Her şey basit bir ifadeyle başlar: “Ben …”. Şimdi bu boşluğu tekrar tekrar doldurup, aynaya bakıp kendinize “Ben buna değerim!” deyin ve diğer kendinizi tanımlamayı seçtiğiniz canlandırıcı sözleri ekleyin, bu kelimelerin enerjisini toplayacaksınız ve “Ben …” sizi tanımlayan gerçek cümleler olacak.
4) Harekete geçin ve sezgilerinize güvenin.
Elbette bazı insanlar harekete geçmenin en zor kısmı olduğunu söyleyecektir. Belki de olabilir. Ama kendinize şunu sorun: Bu insanlar, özlem duydukları rüya hayatını gerçekten yaşamış mıdır? Muhtemelen cevap, hayır. Fakat siz kendiniz için bunu değiştirebilirsiniz. Kendinize ve özellikle sezgilerinize güvenin. Önce mutluluğunuzu oluşturan çocuksu bir parçanın olduğunu hatırlayın.Bunu hatırlamak için sadece sezgilerinizin size önderlik etmesine izin vermek zorundasınız. Böylece size daha önce hiç olmadığı kadar özgürlük ve hayat sevgisi kazandıracak kararlar verebileceksiniz.
Yani yeni bir şeyler deneyin ve kendinize güvenin. Hayalinizdeki hayat seçtiğiniz andan başlar. Sezgilerinizin hayatınız boyunca size rehberlik etmesine izin verin. Ya da diğer yandan, delilik savunmasına kulak verebilir, aynı sistemi koruyabilir, başkalarına güvenebilirsiniz. Fakat şunu söyleyebilirim ki her sabah 6’da işe gitmeyi seçmiş olanlar aldıkları maaşlarından dolayı hayatlarından memnun değiller. Kalbinizle yol alın ve hayat kararları verirken kafanızı yanınıza bırakın. Sezgileriniz içinizdeki çocuğu canlı tutmak için savaşsın. Bu her ne olursa olsun, size büyük bir tutku ve mutluluk getirecek ve rüyalarınızdaki hayatı inşa etmenizi sağlayacak. Sezginizin her zaman bir pusuladan daha iyi olacağını göreceksiniz. Dünyanın geri kalanı farklı görse bile içgüdülerinize güvenin. Sonunda, yaşadığınız hayat zaten onların olmayacak.
Sena Üreme
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.