Humanspire’ın yeni röportajında kariyerine Mercedes-Benz Türk’te başlangıç yapmak isteyenleri heyecanlandıracak bir röportaj ile karşınızdayız. Mercedes-Benz Türk İnsan Kaynakları Direktörü Betül Çorbacıoğlu Yaprak’a merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık.
Mercedes-Benz Türk’ün son dönemde geçirdiği süreci, COVID-19 dolayısıyla yaşadığı değişiklikleri ve şirket kültürünün anlatıldığı röportaj için keyifli okumalar dileriz!
1. Röportajın okuyucuları için kariyer yolculuğunuzdan biraz bahsedebilir misiniz?
Liseyi İstanbul Erkek Lisesi’nde okudum, ardından 1998’de Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü’nde lisans ve yüksek lisans eğitimlerimi tamamladım. Yüksek lisans eğitimim esnasında 2 sene aynı üniversitede araştırma görevlisi olarak çalıştım. 2000 yılında katıldığım Mercedes-Benz Türk ailesinde Kurumsal Planlama ve Mali Kontrol bünyesinde çeşitli görevler aldıktan sonra, 2006’da Şirket Planlaması ve Raporlama Müdürü, 2012’de ise Satış ve Kurumsal Mali Kontrol Direktörü görevlerine atandım.
2016 yılının Nisan ayından bu yana Mercedes-Benz Türk İnsan Kaynakları Direktörü olarak tüm insan kaynakları süreçlerinin yönetilmesi ve koordine edilmesi, şirket ana stratejilerine bağlı olarak insan kaynakları politika ve stratejilerinin belirlenmesi görevlerini yürütüyorum.
Aynı zamanda 2016 yılından beri üyesi olduğum PERYÖN Türkiye İnsan Yönetimi Derneği’nde, 2019 yılı itibari ile Yönetim Kurulu’nda aktif görev alıyorum.
2. Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir?
İnsanı merkeze alan, güvene dayalı, farklı fikirlerden beslenerek gelişen bir çalışma ortamı oluşturmayı önemsiyorum. Benim için bunun temelinde açık ve yapıcı iletişim, etkin dinleme, şeffaflık, tutarlılık ve dürüstlük ilkeleri yer alıyor. Bunlarla birlikte çalışma hayatımda değer verdiğim ilkeler arasında; yeniliklere ve değişime açık olmak, sürekli öğrenme arzusu, hedef ve sonuç odaklılık, beraber çalıştığım kişilerle eğlenerek ve birbirimizi tamamlayarak çalışmak bulunuyor.
3. Kariyerine insan kaynakları departmanı bünyesinde başlamak isteyen veya rotasını insan kaynaklarına çevirecek olan adaylara tavsiyeleriniz neler olur?
Günümüz iş dünyasında olduğu gibi İnsan Kaynaklarında da dinamikler hızlı ve çevik olmayı, çabuk karar almayı, inovatif olmayı ve teknolojik olarak öncü olmayı daha önemli hale getiriyor.
İnsan Kaynaklarının gelecek vizyonu arasında iki kavram çok önemli: Çalışan deneyimi ve bunu hedeflenen seviyeye ulaştıracak insan yönetimi süreç altyapısı, yani dijitalleşme. Dijitalleşme, hem insan kaynakları çalışanlarının operasyonel vakit harcadığı konuları en aza indirgeyerek, daha çok çalışan deneyimine odaklanmayı sağlayacak, hem de dijital altyapı sayesinde edinilecek verilerin değerlendirilmesi ile geleceğe ışık tutacak içgörüler yaratılacak. Gelecekte İnsan Kaynaklarının stratejik rolünün çok daha önem kazanacağına inanıyorum.
İnsan Kaynaklarında kariyerine başlamak isteyen veya rotasını bu yöne çevirmeyi düşünen adaylara tüm bu gelişmeleri takip etmelerini ve kendilerini bu yönde geliştirmelerini tavsiye ederim. İçinde bulunduğumuz bu çağ, bildiklerimizi ve şimdiye kadar yaptıklarımızı unutup yeniden öğrenme ve sürekli olarak gelişme çağı. Dolayısıyla yaşam boyu öğrenci olmak çok önemli. İnsanı odağa alarak teknolojiden daha fazla fayda sağlama ve şirket için katma değer yaratma noktalarına odaklanmak fark yaratacaktır.
4. Bir insan kaynakları profesyoneli olmanın en zor yanı sizce nedir?
İnsan Kaynakları psikolojik sermayenin en öne çıktığı iş kollarından biri. Kişinin zorluklara karşı ayakta durabilmesi, kendini fark edip yönetebilme gücü ve kapasitesi kritik bir yetkinlik. Bir insan kaynakları profesyoneli de pek çok zorlu durumda, belirsizlik zamanlarında veya ihtiyaç durumlarında şirketin ve çalışanların çıkarını düşünerek hareket ediyor. Özellikle de Mercedes-Benz Türk gibi Türkiye istihdamına uzun yıllardır katkı sağlayan, çalışanlarına verdiği değer ile tanınan ve içinde çeşitliliği barından şirketlerde İnsan Kaynakları her adımda çok boyutlu düşünmek, hızlı ve doğru kararı vermek ve bunun iletişimini en doğru şekilde yapmak durumunda.
Bizim gibi bünyesinde hem ofis hem saha çalışanlarının bulunduğunu her daim göz önünde bulundurarak aldığımız tüm kararlarda kapsayıcı olmak herkes için en doğru ve etkili kararları hızlı şekilde organizasyonda uygular hale gelmek çok önemli. Tüm bu yönleri ile her karara çok boyutlu bakmak ve ona göre hareket edilmesi gereken bir yer İnsan Kaynakları.
5. Mercedes-Benz Türkiye’de genç yeteneklere yönelik ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? Staj, MT işe alım programlarınız ve genç yeteneklere yönelik projeleriniz hakkında kısaca bilgi verir misiniz?
Türkiye’de genç yeteneklerin potansiyelini önemsiyoruz. Hem onların kariyer gelişimlerine katkı sağlayan, hem de onlardan öğrendiğimiz programlarımız bulunuyor.
Bunlardan biri 2002 yılından bu yana çok önemsediğimiz ve başarıyla yürüttüğümüz PEP (Professional Experience Program) Uzun Dönem Staj Programımız. PEP ile 4 yıllık üniversitelerin son sınıfına geçen ve yüksek lisans öğrencilerine şirketimiz bünyesinde 11 ay boyunca staj imkânı sağlıyoruz. Program kapsamında stajyerlerimizi yapılandırılmış bir programla destekliyoruz. Program sonunda işe alım oranlarımız oldukça yüksek, yeni mezun işe alım ihtiyacımızı büyük oranda bu programdan sağlıyoruz. Ofis çalışanlarımızda, her 4 kişiden 1’i üniversite mezuniyetlerinden önce PEP programı ile aramıza kattığımız kişilerden oluşuyor. PEP ile bünyemize kattığımız çalışanlarımız arasında bugün çok sayıda yöneticimiz ve hatta direktörümüz bulunuyor.
Şirketimizde pek çok farklı staj imkânı da sağlıyoruz. Bunlardan bir diğeri “Summer Stars” yaz dönemi staj programımız. Üniversitelerin 3. ve 4. sınıflarındaki öğrencilere yaz dönemi boyunca şirketimizi tanıma ve farklı projeler geliştirme fırsatı sunuyoruz. Bunun yanı sıra yurt dışında okuyan genç yeteneklere sunduğumuz yurt dışı staj programımız da var.
Gelişimi ve nesiller arası etkileşimi artırmayı destekleyen bir diğer uygulamamız ise alışılmış mentorluk uygulamalarının aksine, genç yeteneklerin yöneticilere mentorluk yaptığı; yeni teknolojik trendleri, dijitalleşme, sosyal medya, girişimcilik, yapay zekâ gibi birçok konuda bilgi paylaşımı içeren “Tersine Mentorluk Programı”. Bu program ile hem iş hayatında farklı jenerasyonları yakınlaştırarak birbirlerini daha iyi tanımalarını ve anlamalarını sağlamayı; hem de yeni teknolojilerin iş hayatı üzerinde yarattığı farklı yaklaşımlarla, yeni iş modellerini geliştirecek bir iklimi şirket kültürünün ayrılmaz parçası haline getirmeyi hedefliyoruz. Program sayesinde çok farklı yaş gruplarından ve şirketin farklı bölümlerinden çalışan ve yöneticiler birbirleri ile çok samimi ve faydalı paylaşımlar yaptıkları deneyimler yaşadılar.
Bunların yanı sıra yıl boyunca katıldığımız aktivitelerle, Türkiye’deki gençliğin kariyer yolculuğunu şekillendirmesine ve gelişimine destek olmaya çalışıyoruz.
6. İyi bir yönetici olabilmek için bireysel başarının yanında iyi bir ekiple de çalışmanın önemli olduğunu söyleyebiliriz. Siz ekibinizde çalışacak ideal bir adayın nasıl biri olmasını istiyorsunuz?
İyi bir yöneticinin en büyük hazinesinin iyi bir ekip olduğuna inanıyorum. 21. yüzyılın iş dünyası yetkinlikleri bizler için de işe alımlarda aranan özellikleri belirliyor. Şirketimizde çalışacak arkadaşlarımızda aradığımız, benim de ekibime katacağım arkadaşlarda aradığım özelliklerin başında birlikte başarma tutkusu yer alıyor; bunun yanı sıra değişime hızlı adaptasyon, çeviklik, sürekli öğrenme isteği, kritik düşünebilme, sorgulayabilme, sonuç odaklı bakış açısı, çok iyi düzeyde yabancı dil bilgisi, yüksek iletişim becerileri olan bireyler olması geliyor.
7. Mercedes-Benz Türk olarak pandemi sürecine nasıl hazırlandınız ve bu süreci nasıl yönettiniz?
Mercedes-Benz Türk olarak önceliğimiz her zaman insan. Pandemi sürecinde de Mercedes-Benz Türk ailesinin her üyesinin sağlığı ve kendini güvende hissetmesi bizim için çok önemliydi.
Süreç boyunca dünyadaki ve ülkemizdeki Covid-19 ile ilgili gelişmeleri çok yakından takip ettik ve etmeye devam ediyoruz. Salgının gidişatına yönelik farklı senaryoları göz önünde bulundurarak hazırlıklarımızı yaptık. Global bir firma olmamız ve bu süreçte dünyanın farklı Daimler lokasyonlarında biriken tecrübeler, aldığımız tedbirler konusunda bize epey yol gösterici oldu. Pek çok sürecimizi yeniden tasarladık. Bu süreçte Acil Durum Yönetim ekibimiz, bireysel olarak alınması gereken önlemleri, şirkete girişlerde, ofis alanlarında, üretim sahalarında, çalışan servisi kullanımında, ortak alanlarda uygulanması gereken önlemleri aldı ve bilgilendirme için detaylı bir kılavuz hazırlayarak çalışanlarla paylaştı. Fabrikamızda ürettiğimiz maskeleri çalışma arkadaşlarımıza ulaştırdık. Şirkette ve servislerimizde dezenfeksiyon çalışmalarımıza sürekli devam ettik. Gerekli önlemlerin bu dönemde son derece hızlı ve çok geniş çaplı alındığını söyleyebilirim. Önlemlerin yanı sıra çalışanlarımızla iletişimimizi sürdürerek gelişimlerini destekleyici eğitim, buluşma ve yayınlarımıza devam ettik. Tüm bu aksiyonların başarıyla tanımlanmasında ve yürütülmesinde ciddi bir ekip dayanışması ve sorumluluk bilinci yatıyor.
Dünyanın birçok yerinde Daimler AG ve alt kuruluşları olarak Covid-19 salgını mücadelesinde dünyaya ortak oluyoruz. Mercedes-Benz Türk olarak, Covid-19 salgını sebebi ile ortaya çıkan medikal malzeme ihtiyacını karşılamak üzere Hoşdere Otobüs Fabrikamızda ve Aksaray Kamyon Fabrikamızda sağlık çalışanlarının korunması için ürettiğimiz entübasyon kabinlerini ve numune alma kabinlerini Sağlık Bakanlığı’na bağışlayıp ihtiyaç duyulan hastanelere teslim ettik.
8. Bu süreçte çalışanlarınızı işe bağlı tutmak ve motive etmek adına neler yaptınız?
Uzaktan ve esnek çalışma şirket olarak yıllardır uyguladığımız bir süreç olduğu için bu geçişi de kolay bir şekilde atlattığımızı ve bu döneme hızlı adapte olduğumuzu söyleyebilirim. Bu dönemde evden çalışma uygulamasına ilk geçen şirketler arasındaydık. Dijital altyapımız bu duruma hazırdı.
Verimlilik açısından iş-yaşam dengesi anlamında da zorlayıcı bir dönemden geçtik. Bu süreçte çalışanlarımıza evde hem verimli hem de keyifli zaman geçirebilmeleri için önerilerde bulunduk, stresi yönetebilmeleri için online iç eğitimler sunduk, etkileşimi artıracak paylaşımlar yaptık. Fiziksel olarak birbirimize uzak olsak da, hala Mercedes-Benz Türk ailesi olarak tek bir çatı altında olduğumuz hissiyatını yaşatmaya çalıştık. Tüm yöneticilerimiz, çalışan iletişimine çok daha fazla özen gösterdi, hem bilgilendirme, hem de çalışanlarımızın ihtiyacı olan psikolojik desteği sağlamak için iletişimi önemli ölçüde artırdık.
Tüm dünyayı etkisi altına alan bu beklenmedik süreci hep birlikte atlatacağımıza olan inancımız tam. Şirket içi etkinlik ve eğitimleri online platformlarda devam ettik. Mümkün olan tüm iş süreçlerimizi uzaktan çalışma şeklinde sürdürdük, sahada bulunması gereken çalışanlarımız için ise tüm tedbirleri en üst düzeyde uyguladık. Bizi biz yapan değerlerimizle üretmeye, değer katmaya, geliştirmeye aynı özveri ile devam ettik ve ediyoruz. Bu süreçte çalışanlarımızın şirkete bağlılıklarını, mutluluk ve motivasyonlarını da ölçümlemeye çalıştık ve bu doğrultuda tüm yönetim ekibi olarak aksiyon planları kurguladık.
9. Youthall’u takip eden genç yeteneklere kariyer hayatlarında neler tavsiye edersiniz?
Kişinin kendini tanıması ve güçlü yönlerini fark etmesinin çok önemli olduğunu düşünüyorum. Bunun için de genç yeteneklere öncelikli tavsiyem; kariyer hayatlarına başlamadan önce üniversitede olabildiğince fazla imkandan faydalanmaları, bu zamanlarını hem eğlenebilecekleri hem de öğrenebilecekleri aktivite ve çalışmalarla zenginleştirmeleri olacaktır. Bu katkı; sosyal kulüplerde veya sosyal sorumluluk projelerinde gönüllü olarak yer alma olabileceği gibi, farklı staj deneyimleri, yurt dışı programlarına ve değişim programlarına katılım gibi faaliyetler de olabilir. Önemli olan bu dönemde kendilerini keşfetmelerini sağlayacak aktivitelerde yer almaları. Yenilikleri mutlaka takip etmeliler. Genç yeteneklerin kendine kattığı her şey onları hem iş başvurularında hem de kariyer hayatlarında bir adım öne geçirecektir.
Hızla gelişen teknoloji ve değişen iş dünyasında gelişmeleri takip eden ve öğrenme yeteneği güçlü, iletişimi kuvvetli genç yeteneklerin kariyer hayatlarında başarılı olacaklarına inanıyorum.
Mercedes-Benz Türk’e ve Betül Çorbacıoğlu Yaprak’a bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!