İklim Krizinin Çözüm Sürecinde Karbon Nötr Olmanın Rolü Nedir?
Tüm dünyayı sosyal iş birliği yapmaya yönlendiren Covid-19 krizi için global çapta çalışmalar sürdürülürken, buzulların erimesi, kuraklık ve çölleşme gibi yıkıcı sonuçları olan iklim krizi için Küresel Adaptasyon Komisyonu gelişmiş ülkelerin dünyayı kurtaracak yatırımlar yapmasının acil bir ahlaki sorumluluk olduğunu savunuyor. Ülkeler iklim krizi için ne gibi çalışmalar sürdürüyor, şirketler ne yapıyor ve en önemlisi bir birey olarak “karbon nötr” için biz ne yapabiliriz? Gelin bu soruların cevabını birlikte arayalım.
Küresel ısınmadan kaynaklanan iklim değişikliğinin ne denli sonuçları olabileceğini ve aciliyetini vurgulamak adına uzmanlar artık “iklim krizi” ifadesini kullanmaya başladı. Yıllardır gündemde olan fakat fidan dikmekten öteye gidemeyen çevreci politikaların Greta Thunberg’in iklim değişikliğine acilen önlem alınması için başlattığı kampanya başta olmak üzere genç kuşakların gösterdiği hassasiyet sayesinde gelişimini günbegün gözlemlemekteyiz. Pek çok insan protesto gösterilerine katılarak devletleri sorumluluk almaya çağırırken devletler sürdürülebilir kalkınma için Paris İklim Antlaşması’nı, büyük şirketler ise Karbon Nötr ve Karbon Negatif gibi çevreci hedefleri gerçekleştirebilmek amacıyla çalışmalar sürdürüyor.
İklim krizinin başlıca sebepleri nelerdir?
- Ormanlık alanların azalması
- Kontrolsüz ve plansız ekonomik büyüme
- Kontrolsüz sanayileşme
- Kontrolsüz nüfus artışı
- Kontrolsüz sera gazı salınımı
Paris İklim Anlaşması Nedir?
1977’de imzalanan Kyoto Protokolü’nden beri gündemde olan iklim meselesi ilk olarak 2011 yılında Durban Platformu’nda uzlaşılmış olup 2015 yılında Paris’te “İklim Zirvesi” adı altında gerçekleştirilmiştir. 195 ülke temsilcisiyle imzalanan Paris İklim Anlaşması ana hatlarıyla küresel anlamda temiz enerjiye geçiş ve yenilenebilir enerji kaynaklarının artışı ile sanayileşen dünyada yoksulluğun ortadan kaldırılması ve sürdürülebilir kalkınmanın sağlanmasını amaçlıyor. Anlaşma küresel ortalama sıcaklık artışının sanayileşme öncesi döneme göre 2°C altında tutulması ve dünya genelinde karbon salınımının 2030’a kadar %50 azaltılarak, 2050’ye kadar sıfıra indirilmesine yönelik düşük emisyonlu ve iklim dirençli kalkınmanın sağlanmasını temel hedef alıyor. Gelişmiş ülkelerin finansman sağlayarak gelişmekte olan ülkelere masraf paylaşımı amacıyla destek vermesi ile emisyon hedeflerine en kısa sürede ulaşılması amaçlanıyor. Her 5 yılda bir gözden geçirilecek anlaşmanın ilk olarak 2025’te raporlanması planlanıyor.
- Türkiye’nin 2019 yılında anlaşmaya imza koymasına rağmen bunu parlamentosundan geçirmeyen tek G20 ülkesi konumunda olduğunu bilmekte fayda var. Türkiye’nin bunun nedeni olarak anlaşmada “gelişmiş ülke” grubunda yer alarak sorumluluklarını yüklenmesi fakat finansal yardım alamaması gösteriliyor. Türkiye anlaşmayı onaylamak için emisyon azaltımı ve yenilenebilir enerji için gerekli kredileri alarak kendisi ile benzer konumdaki ülkelerle aynı muameleyi görmesi gerektiğini savunuyor.
- 2020 yılında gerçekleştirilen ankete göre Türkiye’de her iki kişiden biri iklim krizinin virüsten daha büyük bir kriz olduğunu düşünüyor.
Karbon Nötr Nedir?
Doğada bıraktığımız karbon ayak izinin sıfır olması ile açıklanan Karbon Nötr, iklim krizinin yaratabileceği yıkıcı sonuçları önlemek adına gelişmiş ülkeler ve büyük şirketlerin başlıca hedefleri arasında yer alıyor.
Apple ve Microsoft iddialı bir hedef ile 2030 yılında karbon emisyonunu dengeleyeceğini açıklarken Amazon 2040 yılında çevreci enerji kaynaklarının kullanılmasını sağlayacağını duyurdu. Google, Mercedes-Benz, Nike ve Starbucks gibi birçok şirket ise bir tarih belirtmezken yakın zamanda karbon salınımını azaltan teknolojiler geliştireceğini söylüyor.
Trump’ın 2019 yılında resmen ayrıldığı Paris İklim Anlaşması’na Biden yönetiminin geri dönecek olması ile dünyanın en büyük karbondioksit üreticisi Çin’in 2060’a kadar karbon salınımını sıfıra indirme vaadi iklim krizi hedeflerine ulaşılması umutlarını arttırıyor.
Büyük şirketlerin ve ülkelerin iklim krizini kontrol altına almak için yaptıkları eylemlerin çoğu karbon emisyonlarını azaltmaya yönelik iken Elon Musk 2025’e kadar havadan karbon çıkarmak amacıyla en iyi teknolojik karbon yakalama sistemi geliştiricisine 100 milyon dolarlık ödül vereceğini duyurdu. Musk’ın hedeflediği sistem geliştirilebilirse salınandan daha fazla karbonun atmosferden çekilmesi ile net karbon ayak izinin negatif olması olarak tanımlanan Karbon Negatif olma hedefine ulaşabileceğiz gibi görünüyor.
Devletler ve şirketler çalışmalarını sürdürürken bireysel olarak karbon ayak izimizi azaltmak adına biz ne yapabiliriz?
Öncelikle bireysel olarak gelişen duyarlılık eğiliminin başkalarına yadsıdığını göz ardı etmemek gerekiyor. İnsan psikolojisine bakıldığında sürü psikolojisine çok yatkın olmakla beraber eylemlerimizi ve inançlarımızı çevremizdeki insanların ne yaptıklarını gözlemleyerek şekillendiriyoruz. Siz çatınıza güneş paneli taktıktan bir süre sonra tüm mahallede aynı değişikliği görebileceğinizi unutmamakla birlikte aşağıdakilere dikkat etmekte fayda var.
Üretimi için ormanların kesilmesi gereken kese kağıtları ile petrol rafinelerinin artıklarından üretilen plastik poşetleri kullanmak yerine çevre dostu bez çantaları tercih ederek enerji tüketimini azaltabilirsiniz.
Araştırmalara göre her gün hazırlanan yiyeceklerin yaklaşık 4’te 1’i çöpe gidiyor. Çöpteki yiyeceklerin ayrıştırılması ve taşınması için harcanan enerji karbondioksit emisyonunu arttırırken, çürümeleri ise metan gazı salınımına yol açıyor. İhtiyacınız kadar gıda satın alarak, ithal ürünler yerine yerli ürünleri tercih ederek ve et tüketimini sebze ile dengeleyerek ekolojik dengeye katkı sağlayabilirsiniz.
Bitki yetiştirmek, atmosferdeki karbon salınımlarını bizim yararımıza oksijen ve toprağa karışacak nitelikte karbona dönüştürürken aynı zamanda zehirli gazları havadan filtreleyerek temizlemeye de katkı sağlıyor. Evinizde bitki yetiştirerek veya bahçenize ekerek siz de karbon ayak izinizi azaltabilirsiniz.
Ampulleri enerji tasarruflu LED ampuller ile değiştirerek, A sınıfı beyaz eşyalar kullanarak, çamaşır makinelerini dolmadan çalıştırmayarak ve kurutma makineleri kullanmak yerine asarak kurutmayı tercih ederek enerji tasarrufunun sürdürülebilirliğine katkı sağlayabilirsiniz.
Kısa mesafelerde araba yerine yürümeyi ve bisiklet kullanımını, uzun mesafelerde araba yerine toplu taşımaları, uzun yolculuklar için ise en yüksek karbon salınımını yapan uçak yerine tren veya otobüs kullanımını tercih ederek karbon ayak izi miktarınızı ciddi oranda azaltabilirsiniz.
Pet şişelerin arkasında bıraktığı ekolojik ayak izinin önüne geçmek adına pet şişe yerine su mataraları kullanarak ekolojik dengeye katkı sağlayabilirsiniz.
Güneş, rüzgar, yağmur, bitkiler ve gelgitler gibi doğal kaynakların kullanımı ile elde edilen yeşil enerji sayesinde fosil yakıtlara bağlılık önemli oranda azalmaktadır. Evlere güneş enerjisi panelleri kurarak ve iyi bir yalıtım sistemine sahip olmasını sağlayarak güneş enerji sistemi ile karbon ayak izinizi azaltmada büyük bir adım atabilirsiniz.
Gereksiz elektrik ve enerji tüketiminin önüne geçmek amacıyla kış aylarında evde olmadığınız süre içinde doğalgazı, yaz aylarında ise klimayı kısarak enerji tasarrufunun sürdürülebilirliğine hizmet edebilirsiniz.
Kağıt, şişe, cam ve ambalaj gibi atıkları geri dönüşüm kumbaralarına atarak ürünlerin üretiminde harcanan enerji miktarını azaltabilir, ayrıştırılması için harcanan enerji miktarını minimuma indirerek geri dönüşüm bilincinin kazanılmasına katkı sağlayabilirsiniz.
Eğer siz de iklim krizinin önemine yakından bakmak isterseniz bu listeki belgesellere şöyle bir göz atabilirsiniz!
- An Inconvenient Truth
- 11th Hour
- Chasing Ice
- ThuleTuvalu
- This Changes Everything
- Before the Flood
- İklim Meselesi
- An Inconvenient Sequel: Truth to Power
- A Life on Our Planet
İlginizi çekebilir: Norveç’ten Bir Friluftsliv Felsefesi Almaz Mısınız?