Dünyada dolaşımda olan paranın 5’te 1’i kara paradır, bu oran ise yaklaşık 18 trilyon dolara tekabül etmektedir. Dünyada her yıl yaklaşık 1.9 trilyon dolar değerinde kara para aklanmaktadır. Bu yazımda kara paranın ne olduğundan ve nasıl aklandığından bahsedeceğim.
Kara Para Nedir?
Kara para, illegal faaliyetler ile kazanılan yani yasa dışı yollardan elde edilen maddi geliri, yani suç gelirini ifade etmektedir. Her ülkenin, o ülkede hangi faaliyetlerin, hangi fiillerin suç sayıldığını düzenleyen düzenleyici kuralları mevcuttur. O kuralların suç saydığı fiilleri gerçekleştirerek bunu bir gelir kaynağı haline getirilmesi durumunda suç geliri ortaya çıkmaktadır. Örneğin Türk Ceza Kanunu ve ilgili mevzuat bakımından, uyuşturucu kaçakçılığı, uyuşturucu madde satışı, çocuk kaçakçılığı, organ kaçakçılığı gibi fiiller suç olarak düzenlenmişlerdir. Örneğin para karşılığı birini öldürülmesi sonucu ortaya bir kara para çıkarmaktadır çünkü paranın kaynağı olan olay kanunda suç olarak düzenlenmiş bir olaydır.
Kara paranın aklanması ise kanun dışı yollardan elde edilen bu suç gelirinin değerinin mümkün olduğunca korunarak, bu gelire bir kanuni gerekçe kazandırılarak legal bir gelir haline dönüştürülmesi ve ekonomik döngüye sokulmasıdır. Kara paranın aklanabilmesi için öncelikle ortada bir suç olmalıdır ve bu suçun işlenmesi ile bir gelir elde edilmelidir.
Peki Kara Para Neden Aklanmalıdır?
Para, ödeme aracı olarak kullanılan kağıt ya da metal nesneden ibarettir. Para eğer bir değerin, hizmetin, malın alınması karşısında ödeme aracı olarak kullanılamaz ise bir kağıt parçasından farkı kalmaz.
Suç gelirleri genellikle nakit formda el değiştirmektedir. Bunun sebebi büyük miktarda bir paranın bankalar aracılığı ile devrinin dikkat çekeceği ve kaynağının araştırılma imkanının doğmasıdır. Paranın nakit formda olması; paranın kullanımını, tüketimini, korunmasını ve taşınmasını zorlaştırmakta hatta imkansız hale getirmektedir. Kişi eğer kazancı illegal bir şekilde elde etmediyse o parayı ekonomik döngü içerisinde rahatlıkla kullanabilmektedir fakat ortada bir suç geliri olduğu durumda, bu suç gelirinin yani paranın ödeme aracı olarak kullanılabilmesi için finansal sisteme sokulması gerekir.
Kişilerin kazançları devletler tarafından her zaman denetlenmektedir.Gelişmiş her ülkede bu denetim mekanizmaları mevcuttur. Türkiye’de ise bu görevi MASAK yapmaktadır. Örneğin aylık ortalama kazancı 10.000 Türk Lirası olan bir kişinin bir ay 500.000 Türk Lirası kazanması bu denetim mekanizmasını tetikler ve bu paranın kaynağının kişi tarafından belirtilmesini, belgelerle bu kaynağın ispatını ister çünkü bu olağan dışı bir durumdur. Bu durumda suç geliri elde eden bir kişi bu geliri gidip bankaya kendi hesabına yatıramaz , çünkü bankaya yatırdığı anda bu denetimi mekanizması tarafından inceleme altına alınır ve yakalanma ihtimali çok yüksek olur. Bu sebeple parayı aklayarak paraya legal bir kılıf uydurulması gerekir. Bu olaya da kara paranın aklanması denmektedir.
Bunun yanı sıra her suç geliri aklanmayabilir. Örneğin, biri başka bir kişinin sınavlarına para karşılığı girmesi durumunda ortada bir suç vardır ve elde edilen gelir bir kara paradır ancak bu para meblağ bakımından denetime tabii olacak miktarda değilse paranın aklanması da gerekmez.
Kara Para Nasıl Aklanır?
Kara paranın aklanmasının başlangıcı paranın doğduğu zamanlara kadar uzanmaktadır. Bir derebeyinin vergi almak istediği tüccarın kazancını bir kuyuya saklayarak vergi vermemesi veya bir korsanın bulduğu hazineleri dikkat çekmeden satması da bir kara para aklamadır ancak kara para aklama kavramı ilk olarak 1920’li yıllarda ortaya çıkmıştır. Yıllık 1.4 milyar dolar suç geliri elde eden Al Capone’un yasa dışı kazancını, işlettiği çamaşırhanelerden geliyormuş gibi göstererek yasal kılıf oluşturması ile kara para aklama sözü sözlüğe kazandırılmıştır.
Kara para aklamak belli aşamalardan oluşmaktadır. Bu aşamalar Al Capone’un mirası olan Çamaşır makinesi metoduna göre tasvir edilmiş aşamalardır.
-
Birinci Aşama: Yerleştirme Aşaması (Placement) – Çamaşırlar makineye atılıyor
Kara para aklamanın en zor aşaması olarak görülmektedir. Suçtan elde edilen gelirin nakit formundan kurtarılarak finansal sisteme sokulması amaçlanmaktadır. Bu aşamada para yurt dışına kaçırılır veya finansal sistemin içine yerleştirilir. Burada aklayıcıların amacı aklanan parayı elde edildiği yerden uzaklaştırarak yetkililerin denetiminden kaçırmak ve parayı nakit formundan uzaklaştırarak kullanılabilirliğini artıran formlara dönüştürmektir.
-
İkinci Aşama: Ayrıştırma Aşaması (Layering) – Çamaşırlar makinede yıkanıyor
Aklama sürecinin ikinci aşaması ayrıştırma aşamasıdır. Burada gelirlerin yasa dışı kaynağından karmaşık birtakım işlemlerle ayrılması ve denetim birimlerinden saklanılması söz konusudur.
-
Üçüncü Aşama: Bütünleştirme Aşaması (Integration) – Çamaşırlar temizlenmiş halde makineden çıkartılıyor
Paranın yuvaya döndüğü aşamadır. Suç geliri yasal kılıfı hazır bir şekilde ülkenin mali sistemine yeniden sokulur. Bu aşamada aklanan para normal bir finansal veya ticari bir işlemden elde edilmiş izlenimi verilerek illegal kaynağından uzaklaştırılır.
Bu aşamalar ayrı ayrı işleyebileceği gibi tek bir işlem ile de tek seferde yapılabilirler.
Kara Para Aklamanın Yöntemleri
Bu aşamanın gerçekleştirilmesi için tarihte bir çok farklı yöntem uygulanmıştır, bir yöntemin deşifre olmasıyla beraber yerine 5 – 6 farklı yöntem geliştirilmektedir. Günümüzde 180 civarı farklı yöntemin var olduğu bilinmektedir. Bunlardan günümüzde en sık kullanılanları;
-
Denetimin az olduğu ülkelerde finansal sisteme dahil edilebilir. (off-shore bankacılık,deniz kıyısı bankacılığı)
Kara para aklamanın ilk aşamasının gerçekleştirilmesi için vergi cenneti olarak adlandırılan bu ülkelerdeki finansal kurumlar ve bankalar en çok kullanılan aracılardır. Bu bankalarda çok sıkı bir şekilde sır tutma ilkesi uygulanır ve bu bankalar genellikle yerleşik olmayan kurum ve kişilerle iş yapmaktadırlar.
Bu bankalar yurt içi finansal piyasaların tabi olduğu düzenleyici ve denetleyici sistemden muaftırlar. Bu sebeple ki, güvenli bir yöntem olduğu için çok tercih edilen bir yöntemdir.
-
Off-shore borçlanma yöntemi
Kişi kıyı bankacılığı ile ilk aşamayı tamamladıktan sonra ülkesine dönerek bir bankadan kredi çekip off-shore hesabındaki parayı teminat olarak gösterir. Kişi borç alıp borcunu bilerek ve isteyerek ödemez. banka bu durumda teminat olarak gösterilen paraya el koyar. Bu şekilde para aklama işlemi tamamlanmış olur.
-
Suç geliri, küçük tutarlara bölünerek farklı zamanlarda, farklı kişiler tarafından açılmış belirli hesaplara yatırılabilir. (Şirinler Yöntemi)
Bu yöntemde büyük para, küçük tutarlara ayrılır ve farklı kişiler tarafından farklı zaman dilimlerinde dikkat çekmeyecek şekilde önceden belirlenmiş banka hesaplarına yatırılır. Geçmiş zamanlarda çok sık kullanılan bu yöntem denetim mekanizmalarının gelişmesi ile beraber günümüzde çok sık kullanılmamaktadır.
-
Suç geliri küçük tutarlara bölünerek farklı zamanlarda yapılan çok fazla işlem ile sisteme sokulabilir.
Bazı durumlarda şirinler yönteminin uygulanması için gerekli insan sayısına ulaşılması zor olabilir. Bu durumlarda para küçük tutarlara bölünerek birçok işlem ile paranın sisteme dahil edilmesi yöntemi kullanılabilir.
Örneğin 500.000 liralık bir tutarı 500 liralık tutarlar halinde sürekli eft/havale yolu ile Panama’daki bir bankaya gönderilmesi. (5.000 işlem)
-
Lüks yaşam, gayrimenkul, antika gibi ürünler alınabilir.
Bu yöntemde ise para suç kaynağından ayrılmak ve nakit formdan kurtarılmak için bir yatırım aracı olarak kullanılır fakat bu yöntemin belli sakıncaları bulunmaktadır. Alım-satım işlemlerinde paranın nakit el değiştirmesi denetim mekanizmasını tetikleyici bir etkiye sahiptir, bu sebeple diğer yöntemlere göre daha riskli bir yöntemdir.
-
Hisse senetleri, bono, çek, poliçe gibi kıymetli evraklara yatırılabilir.
-
Kripto para borsalarına yatırılabilir.
Günümüzde en yaygın kullanılan yöntemlerdendir. İnternet bankacılığı ile kripto para borsalarına aktarılan paranın takibi imkansıza yakındır ve para sisteme dahil edilmiş bir hale gelir.
-
Sahte / Paravan Şirket kullanılarak yapılabilir.
Bu şirketler sadece kağıt üzerinde vardır ve genellikle kara para aklayıcılar yasa dışı işlemden kazandıkları gelirleri vergi cennetlerindeki bu paravan şirketlere yatırırlar. Kara para aklayıcılar birden fazla paravan şirket kurarak paraları bu şirketler arasında sürekli bir dolaşım halinde tutarak paranın kaynağından ayrıştırmaya çalışırlar.
-
Hayali ticaret yapılabilir.
Bu yöntem ile ticari faturaların gerçekte olduğundan daha yüksek ya da daha düşük gösterilerek aradaki fark kadar kara paranın aklanması amaçlanır. Günümüzde sıklıkla kullanılan yöntemlerden bir diğeridir.
-
İnternet bankacılığı (Örneğin: Papara).
-
Nakit yoğunluğu yüksek işyeri işletme.
Bu yöntemde nakit para akışının yoğun olduğu restoran, oto yıkama, pizzacı, cafe gibi işletmeler işletilir. Bu yöntemin işleyişi ise satılan mal ve hizmetin muhasebe denetiminin oldukça zor olmasından dolayı bu satış-alış işlemlerinin denetlenmesinin zor olmasıdır. Günümüzde hala sıkça kullanılan bir yöntemdir.
-
Zengin bir iş insan ile anlaşıp paranın aklanması.
Zengin olan bir kişinin daha da zenginleşmesi olası bir durumdur ancak zengin olmayan birinin bir anda yüksek meblağlar kazanması olağandışı bir durumdur. Bu yöntemde ise zengin kişiye aklanılması istenen para verilerek paradan pay verilmesi karşılığında parayı yatırımlarda kullanması ve ardından paranın tarafa devri istenir. Bu şekilde para aklanmış olmaktadır.
Yukarıda bahsetmiş olduğum yöntemler dışında birçok yöntem bulunmaktadır ancak günümüzde ve geçmiş zamanlarda en sıklıkla kullanılan yöntemler bunlar olmuşlardır.
Referanslar:
MURAT YILMAZ,”Kara Para Aklama ve Türkiye Boyutu”, 2018 ,s 5-6
MURAT YILMAZ, “Kara Para Aklama ve Türkiye Boyutu” , 2018 ,s 5-6
MURAT YILMAZ, “Kara Para Aklama ve Türkiye Boyutu” , 2018 ,s 6-7
İlginizi çekebilir: Yatırımda Güven Veren Ve Vermeyen Para Birimleri: Sert Para Ve Yumuşak Para