İstanbul Marketing Summit tarafından, 13-14-15 Aralık’ta Zorlu PSM’de gerçekleştirilen ve dolu dolu geçen etkinlikte biz de Youthall olarak yer aldık. Girişimciliğin ve sektörün gölge yanlarının derinlerine girerken bir yandan da etkinlikle ilgili görüşlerimi belirttiğim ve akış hakkında kısa bilgiler verdiğim bu yazıyı keyifle okumanız dileğiyle!
Perfection İstanbul Ajans Başkanı Selim Erdem, 2022’ye damga vurmuş ve 2023’te de oldukça konuşulacak esnek çalışma saatlerine vurguyla oturuma başladı. Aslında sadece çalışma saatleri ve yerlerinde değil, genel olarak her markanın kültür olarak da esnemesi gerektiğini söyleyen Erdem’e katılmamak pek mümkün gözükmüyor. Markaların su gibi olması gerektiğinin, dönemin şeklini kolayca alabilmeleri için oldukça önemli olduğunun üzerinde durdu. 2023’e girerken bu konu daha fazla konuşulacak ve şirketlerin insan kaynakları departmanını da fazlasıyla ilgilendirecek gibi duruyor.
Yakında yayınlayacağımız 2023 İK Trenleri e-book’u için takipte kalın!
Matrix ve marketing
Matrix her zaman gerçek dünya teknolojisinin potansiyeline ilgi duyan bir franchise oldu. Orijinal Matrix üçlemesinin tüm önermesi, yapay zekayı çevreleyen korkulara ve bilgisayarların insanların kontrol edemeyeceği kadar akıllı hale gelmesine dayanıyordu. Belki de Y ve X kuşağının çocukluğuna damga vurmuş bir film olan Matrix’e de atıfta bulunan Erdem, hem markaların hem de işverenlerin eğilip bükülebilir olmaları gerektiğini söyledi. Bu çağda ve bu koşullarda elimizdeki en büyük silah budur belki de.
Trend ol ya da kaybol
Türkiye’nin dörtte üçünden fazlasının her gün internete girdiğini biliyor muydunuz? Sadece bu da değil, %43’ü günde birden fazla internete giriyor ve %26’sı “neredeyse sürekli” çevrimiçi. Bir marka oluşturarak, dijital bir stratejiyle daha fazla potansiyel müşteri ve daha fazlasını getiren harika bir müşteri deneyimi sağlayarak, çevrimiçi reklam varlığıyla dijital dünyadan yararlanmak önemli. Günümüzde dijital pazarlama trendleri hızla değişiyor ve bazen markalar ayak uydurmakta zorluk çekebiliyor. Bu yüzden Selim Erdem’in “Trend ol ya da kaybol” mottosu markalar için dikkate değer görünüyor.
Hızlı karar almak
Birkaç yıl öncesine kadar üst yönetimdeki karar vericiler için aynı anda hem en iyi hem de en kötü zamanlar olduğu söyleniyordu. Bunun en mantıklı nedeni, daha fazla veri, daha iyi analitik ve genellikle kurumsal karar süreçlerini baltalayan bilişsel önyargıların nasıl azaltılacağına dair daha net bir anlayıştı. En kötüsü ise kurumsal dinamikler ve dijital karar alma işlev bozuklukları, tanıdığımız kıdemli liderler arasında artan düzeyde hayal kırıklığına neden oluyordu. Bu nedenle Selim Erdem’in değindiği hızlı karar alma becerisi dijital pazarlama sektöründe su götürmez bir gerçeklik oluşturuyor.
Z kuşağını kızdırmayalım
En fazla eleştirilen ve bütün gözlerin onlarda olduğu Z kuşağı için çok fazla analiz yapılıyor ve pazarlama sektöründe de hedef kitle haline geldiler. Samimiyet ve şeffaflığın bolca arandığı bu piyasada Z kuşağı tabiri caizse herkesi “cancel”* lamaya hazır durumda.
Kuşak alfabesi sona erdiğinde, harf atamasını alan en son yaş grubu olan Z kuşağı söz konusu olduğunda bir “kesinlik” duygusu olduğunu söyleyebilirsiniz çünkü bu nüfus açıkça kendisinden önce gelen herhangi bir gruptan bir adım önde olmak istiyor, bu da bir dijital pazarlamacı olarak bu gelen grubun gerisinde kalmamak için hızınızı artırmanızı kaçınılmaz kılıyor. Evet, hizmet verdiğiniz “modası geçmiş” nesillerden tüketiciler hakkında bildiğiniz her şeyi öğrenirken koşmanız gerekiyor. Geleceğin en iyi müşterileri için dijital pazarlamanın tavşan deliğinden aşağı inin.
Eski Pazarlama Sihriniz Burada Çalışmıyor
Onlara yaklaşırken göz önünde bulundurulması gereken en önemli şeylerden biri, eski pazarlama hilelerinin onlarda işe yaramayacağıdır çünkü Y Kuşağı sonrası kişiler reklamlardan kaçınmaya eğilimlidir ve yüzdeler %69’a kadar çıkmaktadır. Aynı zamanda, eski moda reklamcılık dumanı ve aynalar yaklaşımının ötesini görmeyi öğrenmiş olan bu teknoloji meraklısı kişilerin, reklamlarından hem gerçek değer hem de sunum istediklerini aklınızda bulundurmalısınız.
Bu, pazarlama çabanızın, gösterişli olmak yerine gerçekliğe daha fazla dayanmaktan fayda sağlayacağı anlamına gelirken, bazı Z Kuşağı’nın etkileyici rollerinde “rakipleriniz” haline gelebileceğini de göz önünde bulundurun. Bu nedenle, bu popülasyon daha gerçekçi bir tada sahip reklamları büyük ölçüde tercih ettiğinden, reklamcılık yaklaşımınız hem içerik hem de amaç açısından özgünlüğe odaklanmalıdır. Buna paralel olarak, kendinizi tek bir ekosistem içinde onların değerli işbirlikçisi olarak sunmak, size hiçbir yatırım yapmadan büyük bir yatırım getirisi sağlayacak bir strateji olabilir. İşin püf noktası, buradaki “ben”in, içeriğin sağlayıcısı olarak siz ve bunun karşılıklı olarak anlamlı temellerine kolayca değer verecek Z kuşağı arasında kurulması gereken “etkileşimi” temsil etmesidir.
Perfectionism out, quirky absurd and authentic in
Mükemmeliyetçiliği putlaştıran bir dünyada yaşıyoruz. Çok küçük yaşlardan itibaren ebeveynler, koçlar ve öğretmenler bizi başarılı olmaya zorlar ancak bize dengeyi öğretmekte başarısız olurlar. Hayatlarımızı yüce hedeflere ulaşmak için her şeyimizi verme arzusuyla yaşıyoruz ama ne zaman geri çekileceğimizi bilmiyoruz. Ne zaman yeterli olduğumuzu bilemiyoruz. Çoğu insan mükemmeliyetçiliklerine sıkı sıkıya sarılır – onu bir ahlaksızlığa dönüşecek kadar bir erdem olarak yüceltirler. Bunu yapmak rahatsız edici araştırmalar, mükemmeliyetçiliğin depresyon, kaygı ve bir dizi akıl sağlığı sorunuyla bağlantılı olduğunu gösteriyor.
Dijital medyada her gün bu konuya maruz bırakıldığımızdan söz eden BBA Strategic Brand Consulting Burcu Ağma, dijital datanın önemine ve aynı zamanda da oldukça yanıltıcı olabileceğini ifade etti.
“Perfectionism out, quirky absurd and authentic in.” kalıbıyla bakış açısını anlatan Ağma, samimiyeti ve sektöre dair umutlu tavrıyla dikkat çekti.
Büyük gölette küçük bir balık olmak
Kişiye özel organik menstrual ürünler üreten Beije’nin kurucusu Naz Özbek ise, büyük bir gölette küçük bir balık olmanın faydalarından bahsederek, girişimcilik kariyerine sahip olmak isteyenlere bu kadar büyük bir sektörün içinde Nasıl hayatta kalınabilirin tüyolarını verdi. İhtiyacı yönelik boşluğu doldurmanın önemini vurguladı ve kadın sağlığı konusunda Türkiye’deki bilimsel bilgi açıklığından bahsetti. Kadın bir girişimci olarak bu ekosistemde var olmanın önemini vurgulayan Özbek, deneyimlerin paylaşıldığı bir platform kurduğunu dile getirdi.
Bu konuyla ilgili olarak kadın girişimciler hakkındaki yazımız ilginizi çekebilir.
Solo ekonominin yükselişi yeni tüketim modellerini yönlendiriyor
Tek kişilik hanelerin dünya çapında en hızlı büyüyen hane tipi olmasıyla, tüketim kalıpları hızla dönüşüyor. Genellikle “tek kişilik ekonomi” veya “tek kişilik ekonomi” olarak adlandırılan bu hane biriminin artan yaygınlığının, uzun süredir varsayılan hane halkının birden fazla kişiden oluştuğunu varsayan tüketici markaları için birçok etkisi olacaktır. Geleneksel olarak, tüketim malları güçlü bir etkiye sahipti. çekirdek aileye odaklanmak ve bu odak, tasarımdan paketlemeye ve pazarlamaya kadar tüm ürün geliştirme döngüsünü bilgilendirdi. Büyük ev aletlerini, aile boyu ürün ambalajlarını veya dört kişilik ailelerin yer aldığı reklamları düşünün.
Bu nedenle azalan evlilik oranları, yaşlanan nüfus ve artık kendi başına olmayı istenmeyen bir şey olarak görmeyen zihniyetlerdeki genel değişim ile, tek kişilik hanelere hitap etmek isteyen markalar için yeni ve kazançlı bir pazar var. Evde 24’lü büyük paketler saklayacak yeri olmayanlar için tek kullanımlık kahve makinelerinden dev tuvalet kağıtlarına kadar, tek başına yaşamayı daha rahat ve eğlenceli hale getiren çok sayıda yeni ürün ve hizmet ortaya çıkıyor.
Değişim sadece ürünlerle de sınırlı değil. Hizmet ve eğlence endüstrileri de bu büyüyen demografiye hizmet etmek için yetişiyor. Restoranlarda tek kişilik masalar ve yalnız seyahat edenler için tasarlanmış seyahat paketleri ile işletmeler, deneyim tasarımını yalnız yaşam tarzı ve kimliğin özlemleriyle uyumlu hale getirmek için yeniden düşünüyor. Bu değişim, özellikle hızla büyüyen orta sınıfın giderek daha fazla lüks ve yalnız deneyimler talep ettiği Asya’da belirgindir. Örneğin Japonya’da, büyük şehirlerde tek kişilik karaoke odaları ve mini ızgaralı tek kişilik barbekü restoranları açılıyor.
Humanz Head of Marketing & Strategy Semiha Kayaalp, tam da bu noktada 2023’te solo ekonomiye olan yatırımın daha da artacağından ve tek kişilik yemek/masa/Seyahat paketlerine olan talebin de bu doğrultuda yükseleceğinden bahsediyor.
*Cancel culture: İptal etme kültürü veya çağrı kültürü, 2010’ların sonları ve 2020’lerin başlarında çağdaş bir ifade olup, birinin sosyal veya profesyonel çevrelerden – çevrimiçi, sosyal medyada veya şahsen – dışarı atıldığı bir dışlanma biçimine atıfta bulunmak için kullanılır. . Bu dışlanmaya tabi olanların “iptal edildiği” söyleniyor. “Kültür iptali” ifadesi çoğunlukla olumsuz çağrışımlara sahiptir ve ifade özgürlüğü ve sansür tartışmalarında kullanılmaktadır.
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.