Hepimiz hayatın bir dengeden ibaret olduğunu biliriz. Nasıl iyi ve kötünün, gece ve gündüzün kendi içinde bir dengesi varsa insanın da farkında olmasa bile bir dengesi vardır. Bu denge insanın ailesinden, arkadaşlarından, iş yaşamından / eğitim hayatından ve tabi ki özel yaşamından oluşur. Aynı dengesi bozulan bir terazi kefesi gibi insanları ayakta tutan bu denge bozulduğunda; ister istemez yorulmaya, mutsuz olmaya, gitmek ve uzaklaşmak isteğiyle dolmaya başlarız. Çünkü yorgun bir bedenle iş yaşamı ve karamsar bir bakış açısıyla özel yaşam bir arada yürümez. Çevrenize baktığınızda çoğu başarılı insanın bu dengeyi sağlayabildiği için gerçekten başarılı olduğunu görebilirsiniz.
Deloitte tarafından 2017 yılında yapılan Y kuşağı araştırmasına göre Türkiye’de Y kuşağı çalışanların %65’i iş ve özel yaşam dengesinin kurumların hedeflerine ulaşmadaki başarısını olumlu etkilediğini belirtiyor. Özellikle Y kuşağının iş hayatında yer almaya başlamasının ardından iş yaşamı ve özel yaşam arasındaki dengenin önemi de araştırmalara bir hayli sık konu olmaya başladı.
Peki iş yaşamı & özel yaşam arasındaki dengeyi sağlamak için nelere dikkat etmelisiniz?
Duygu Yansıtmasından Kaçınmak
Öncelikle çok sık yapılan hatalardan biri “duygu yansıtması”dır. Zorlu geçen bir iş gününün, uzayan toplantıların veya artan sorumlulukların kişide yarattığı gerginlik gün sonunda ikili ilişkilere aktarılarak ilişkilerde ciddi hasarlara neden olmaktadır. Bireysel olarak çevrenizdeki insanlarla yaşadığınız tartışmalar, alınan olumsuz kararlar veya haberler; birlikte çalıştığınız insanlara gün belki de hafta boyunca yaydığınız negatif enerji sonucunda yaptığınız çoğu işin yarım yamalak olmasına neden olacaktır. Gerçekleşen bu yarım yamalak işler uzun vadede size daha çok zarar veren ve içinden çıkılmaz bir hal alan durumlara dönüşebilir.
Kimi zaman insanlar yaşanılan kötü durumlara karşı içindeki duyguyu kusma yanlısı bir tutum içine girer. Karşınızdaki insana belki haberi bile olmadığı olaylar, tartışmalar için kırıcı, eleştirel veya öfkeli davranmak emin olun ki çözüm değildir. Yaşadığınız olumsuzluğu gidermediği gibi, yeni yeni tartışmalara, küslüklere, aksayan işlere neden olacaktır.
Zamanın Verimliliğini Hissetmek
Pek çok kişiyi sıkıntıya sokan diğer bir durum da “zaman yönetimi sorunu”dur. Şüphesiz ki iş yaşamında sorumlulukları yerine getirecek kadar, özel yaşamda da kendinizle ve sevdiklerinizle ilgilenecek kadar zaman bulamıyorsanız bu durum stres, yorgunluk, özlem, uzaklaşma gibi duygularla karşı karşıya kalmanıza sebep olacaktır.
Özellikle Türkiye’de insanların bir hayli fazla -mış/muş gibi yaptığını düşünen biri olarak bu noktadaki en önemli ipucu zaman bulamamanın sizden kaynaklanıp kaynaklanmadığını bulmaya çalışmak olacaktır. Çalışıyor-muş, ilgileniyor-muş gibi mi yapıyorsunuz? Gün içinde halledebileceğiniz işleri rahat bir şekilde yaptığınız için fazla mesaiye kalıyor ve yaptığınız fazla mesai özel hayatınızda gerçekleştireceklerinizi engelliyorsa bu durumda zamanı verimli kullanma konusunda gözden geçirmeniz gereken şeyler var demektir.
Yaptığınız işlere yeterli zaman ayırıyorsanız ama yine de hayatımda dengeleyemediğimi düşündüğüm bir şeyler var diyorsanız bu noktada düşünülmesi gereken en önemli konu ayırdığınız zamanı verimli geçirip geçirmediğiniz. Yaptığınız işi, yaşadığınız anı verimli geçirmeye odaklandığınız zaman hayatınızda yaşanan dengesizliğin çözülmeye başlayacağını hissedebilirsiniz.
Aklınız; işyerinde ona yeterli zaman ayırmadığınız için artık eskisi gibi olmadığınızı ve değiştiğinizi söyleyen çocukluk arkadaşınızda/ ailenizde/ sevgilinizde, aynı şekilde gittiğiniz sinemada, aile yemeğinde vs. yazmanız gereken raporlarda, hazırlamanız gereken sunumlarda olmadığında yaşadığınız andan gerçekten tat alacaksınız.
Aslında mevzu çokta karmaşık sayılmaz, biraz eskileri dinleyip eve iş getirmemek lazım sanki..
Bunlara ek olarak, insanların hayata karşı bireysel bakış açıları, önem listeleri, olaylara verdikleri tepkiler, duygusal stabiliteleri gibi pek çok faktör iş yaşamı ve özel yaşam arasındaki dengesi doğrudan etkilemektedir.
İş yaşamı ve özel yaşam arasındaki dengeyi sağlamanın da bir yetenek olduğunu ve zamanla kazanılacağını unutmamak gerekir. Böylece iş yaşamında daha az efor sarf ederek daha yüksek verime; özel yaşamda da daha samimi bağlarak ve huzura kavuşabilirsiniz.
Eğer henüz iş yaşamına atılmamışsanız, bu dengeyi sağlamanın pratiklerini yarı zamanlı çalışarak, öğrenci kulüplerinde aktif görev alarak, sivil toplum kuruluşlarının bünyesine katılarak yapabilirsiniz. Okul devam ederken yaşadıklarınıza verdiğiniz tepkileri gözlemleyerek kendinizi bu konuda geliştirip güçlendirebilirsiniz.
Güç ve denge sizinle olsun!
Sevgilerimle,
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.