Startup dünyasına adım atmak isteyenleri heyecanlandıracak yeni bir yazı ile karşınızdayız. Humanspire for Startups’ın yeni röportajında LojiPark Co-Founder İbrahim Ercankal’a merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık.
İbrahim Ercankal’ın kariyer yolcuğuna ve LojiPark’ın girişimcilik hikayesine yer verdiğimiz bu röportaj için keyifli okumalar dileriz!
Bize biraz kendinizden ve eğitim hayatınızdan bahsedebilir misiniz?
2006 Sakarya Üniversitesi Endüstri Mühendisliği bölümü mezunuyum. 2012 yılında da Gebze Teknik Üniversitesi’nde yüksek lisans yaptım. 2 çocuk babasıyım. Yaklaşık 13 yıllık beyaz yaka kariyerimi, son çalıştığım yerde üst düzey yönetici olmama rağmen gemilerle beraber limanı da yakıp girişimciliği gömleğini giydim.
LojiPark hakkında bilgi verir misiniz? Ne tip ürün/hizmetler sunuyorsunuz, ne tip bir ihtiyacı karşılıyorsunuz?
Yurt içi B2B taşımacılık operasyonlarını dijitalleştiriyoruz. Özetle; genel olarak dünyada yurt içi nakliye operasyonları bireysel kamyoncu dediğimiz araç sahipleri üzerinden ilerleyen bir proses. Biz de mobil app & web portalımız sayesinde lojistik firmalarının araç sahiplerine, araç sahiplerinin de lojistik firmalarına tek tıkla ulaşmasını sağlıyoruz. Bu da hız, ölçülebilirlik, sürdürülebilirlik ve dijitalleşme demek. İnsanlarında cep telefonlarında, Whatsapp gruplarında ya da kişisel networkleri ile ilerlediği yük bulma ve araç bulma prosesini öncelikle ülkemizde dijitale taşıyıp sonrasında, globale de hızlıca entegre olmak istiyoruz. Ayrıca şu an ülkemizde sadece 1 lojistik firmasının sahip olduğu, yurt içi operasyonlarını yönetebileceği mobil uygulama altyapısını, tüm lojistik firmalarına kendi adları ve logoları sunuyoruz ve dijitalleşmelerini sağlıyoruz.
Kendi işinizi yapmak istediğinize ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bu iş henüz plan aşamasındayken sizi heyecanlandıran yönleri nelerdi?
Aslında ilk beyaz yaka iş günümde karar verdim desem doğru söylemiş olurum. Yıllarca beyaz yaka olarak birçok firmada çalıştım ama aklımdaki tek şey kendi işimi yapmak idi. Farklı girişimlerimde oldu. Günün sonunda anladım ki bu iş gemileri yakmadan olacak bir şey değil ve kurumsal hayatıma son verip girişimcilik ekosistemine girdim. Sektördeki açığı zaten gördüğümüz için sürecimizi başlattık.
Nasıl bir sermayeyle yola çıktınız? Finansal açıdan sizi ilk destekleyenler kimlerdi?
Girişiminizi büyütme sürecinde nasıl ilerlediniz?
İlk sermaye haliyle kendi bütçem oldu. Ellimde ne varsa, arabam dahil satıp, hayatımı idame ettirdim ve kurucu ortaklarımın desteği ile LojiPark’ı yaşattık. Bu süreçte kurucu ortaklarım maddi olarak çok ciddi destek oldular. Sonrasında kitlesel fonlama ile 11 milyon TL değerleme üzerinden ilk yatırımımızı aldık.
Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir? Size ilham olan isim veya isimler kimlerdir?
Beyaz yaka kafası ile girişimci kafası tamamen farklı şeyler. Her iki tarafı da gördüğüm için hatta hiçbir alakası yok desem abartmış olmam. Hatta girişimcilik ile klasik ticaret yapmakta çok farklı. Girişimcilik bana göre tek bir ilke var o da “Göze Almak”… Göze alabildiğiniz ölçüde başarı gelecektir. Örneğin, haftada 3 -5 gün artık dışardan yemek yiyemeceğinizi, özel sağlık sigortanız olmayacağını, arabanızın olmayacağını, şu pantolon çok güzel hemen alayım diyemeceğinizi, işte çok yoruldum gidip eve yatayım diyemeceğinizi göze almanız lazım. Göze alırsanız zaten ona göre motive olduğunuz için ona göre çalışıyorsunuz, ona göre üretiyorsunuz ve ona göre hayatınızı idame ettiriyorsunuz.
Yaptığınız işin Türkiye ve dünyadaki pazar büyüklüğü ve gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Ülkemizde lojistik sektörü ne yazık ki henüz dijitalleşebilmiş değil. Bu hem iyi hem de kötü bizim açımızdan. Olmayan birşeyi anlatmak ya da olanı değiştirmek ciddi ve sancılı bir süreç. Hele ki karşınızdakiler B2B iş yaptığınız için firmalar ise bu proses daha da zorlaşıyor. Türkiye’de günlük 1 milyar TL civarı navlun ödemesi yapıldığını biliyoruz ve 850 bin civarı kamyonet ve üstü araç olan ülkemizde çok ciddi bir bireysel araç sahibi şoförümüz vardır. Dünyaya baktığımızda ülkemizin lojistik dikeyinde dijitalleşme sürecinin çok geride kaldığını açıkça görebiliyoruz.
Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Açıkçası özellikle yeni mezun olup startup ekosistemine giren arkadaşları görünce ben çok mutlu oluyorum ve ülkem adına inanılmaz seviniyorum. Bugün dünyadaki ilk 10 şirkete bakın birçoğu teknoloji şirketidir. Günün sonunda ülkeye katma değeri katacak olan şey klasik ticaret değil, girişimcilik olduğunu düşünüyorum. Ne kadar çok startup çıkarsa, ülke olarak totalde o kadar çok başarı olasılığı artacaktır.
Son olarak Youthall Blog takipçilerine kariyer planlama, girişimcilik ve iş dünyası hakkında tavsiyeleriniz nelerdir?
Korkmayın, geri durmayın, sadece fikrim var param yok, destekçim yok, herkes bana karşı, demeyin. Eğer gerçekten inanıyorsanız ve bir tutku ile bağlı iseniz inandığınız şeyin peşine gidin. Tutku ile bir işe bağlı olup olmadığınızı ölçmenin en basit yolu, gece kafanızı yastığa koyduğunuzda uykunuzu kaçıracak derecede projenizle uğraşıyorsanız bana göre tamamsınız demektir. Girişimci olabilir miyim bunu nasıl ölçerim diyorsanız da, göze alabileceğiniz şeyleri yazın, yukarıda bahsettiğim şeylerin ve çok daha fazlasının ne kadarını göze alabilirsiniz, göze alabildiğiniz ölçüde başarılı olacaksınız.
İbrahim Ercankal’a bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire for Startups ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!
Bir yanıt yazın
Yorum yapabilmek için oturum açmalısınız.