Startup dünyasına adım atmak isteyenleri heyecanlandıracak yeni bir yazı ile karşınızdayız. Humanspire for Startups’ın yeni röportajında Speedy Market kurucu ortağı Murat Ayrancı’ya merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık.
Murat Ayrancı’nın kariyer yolcuğuna ve Speedy Market’in girişimcilik hikayesine yer verdiğimiz bu röportaj için keyifli okumalar dileriz!
Bize biraz kendinizden ve eğitim hayatınızdan bahsedebilir misiniz?
Merhabalar, İşletme bölümü mezunuyum. Evli ve iki çocuk babasıyım. Çocukluk ve gençlik dönemim İstanbul’da geçti. Ticaret hayatıma 23 yaşında ortağım ile birlikte Saha Bilişim Teknolojileri şirketini kurarak başladım, çok başarılı bir 7 yıl geçirdim; ticarete atılım ve şirket yönetimi ile ilgili gerçekten çok şey öğrendim. Saha Bilişim benim için gerçek bir MBA programıydı. Orada kazandığımız tecrübeler ve birikimlerin ışığında da 2020 ortalarında Saha Robotik ve Speedy Market konseptini hayata geçirdik.
Girişiminiz hakkında bilgi verir misiniz? Ne tip ürün/hizmetler sunuyorsunuz, ne tip bir ihtiyacı karşılıyorsunuz?
Speedy Market, kompleks yapılarda lokal olarak çalışan otonom online market konseptidir. Dünyada ilk defa yapılan bu işi Mayıs 2021’de Skyland’de 3 robot ile devreye aldık, burada kullanıcıların evlerinde uygulamamız üzerinden verdikleri siparişleri %100 otonom şekilde dairelerine kadar robotlar ile gönderiyoruz. Bu vesileyle kullanıcılara benzersiz bir deneyim yaşatmanın yanında, operasyonel maliyetlerimiz çok düşük olduğundan teslimat ücreti ve minimum sepet tutarı kriterlerimiz olmadan bu hizmeti sunuyoruz.
Bunun yanında Speedy Market’e ismini veren Speedy robotlarımız ile de hastane, otel, restoran ve rezidanslarda teslimat & servis görevlerini icra ediyoruz. Teslimat & servis robotları geliştirip dünyada sayılı otonom mobil robot tedarikçilerinden biri olmayı hedefliyoruz.
Kendi işinizi yapmak istediğinize ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bu girişim henüz plan aşamasındayken sizi heyecanlandıran yönleri nelerdi?
Aslında ilk başta kendi işimi yapmaya değil de katma değerli bir şeyler üretmeye karar vermiştim. Başka yapıların içinde özgürce bu üretkenlikle çalışma şansım olsaydı ve bana gerekli maddi manevi desteği sağlayacak ortamlar oluşsaydı kendi işim olsun diye ısrar eder miydim bilmiyordum ancak beni bu yola iten en büyük sebep yeni fikirleri başka bir oluşumun içinde özgürce hayata geçiremiyor oluşumdu.
Speedy girişiminde ise plan aşamasında daha önce böyle bir konseptin hiç denenmemiş olması, Türkiye’de asansörle bir robotun daha önce insanlarla birlikte hiç kullandırılmamış olmasıyla birlikte işin doğru büyütüldüğünde çok fazla uygulama alanı olduğunu görünce ekipçe çok heyecanlandık.
Nasıl bir sermayeyle yola çıktınız? Finansal açıdan sizi ilk destekleyenler kimlerdi? Girişiminizi büyütme sürecinde nasıl ilerlediniz?
İlk destekleyenler aile ve ekip arkadaşlarımız oldu. Maddi sermaye tabii ki gerekli bu tip işlerde ama doğru ekibi ve sinerjiyi yakalayamadığınızda istediğiniz kadar sermaye olsun başarıya ulaşmanız çok zor oluyor. Robotik, çoklu disiplin içeren bir konu bu yüzden ekip içindeki herkesin tabiri caizse ahenk içinde çalışması gerekiyor ve her birinin işi ayrı bir startup konusu desem abartmış olmam. Benim ilk görevim aslında bu çoklu disiplini geliştiren ekibi bir araya getirip onlar için doğru şartları sağlamaya çalışmak oldu. Aslında girişimin başlangıç aşaması bir nevi getir-götür, sil-süpür ile geçti diyebilirim ☺
Finansal kısma da şöyle bakalım;
Girişimlerde yatırıma benzin diyebiliriz. Girişime benzin dökebilmeniz için elinde benzin bidonu olan yatırımcılara kıvılcımı göstermiş olmanız gerekiyor, yani yatırımcı benzini döktüğünde büyüdüğünü görmek ister, o yüzden sizin fikrinizi, iş modelinizi realize edip gerçeğe dönüştürmeniz gerekiyor. Yatırımcılar ellerindeki kısıtlı benzini kıvılcım ya da ateş olan yerlere döküyorlar. Teoride isterseniz dünyanın en harika şeyini icat edin kıvılcımı kendiniz oluşturamazsanız kimseden benzin dökmesini beklemeyin. Ezcümle fikre kimse para yatırmaz, fikri gerçeğe dönüştürmeye yetecek sermaye şart; bir de aile, ekip varsa tedarikçi vb. destekleri şart.
Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir?
Aslına bakarsanız bir kooperatif sistemi getirmeye çalışıyorum, bu tip çoklu disiplinli teknoloji işlerinde zeki insanların bir araya gelmesine ihtiyaç var ve bu insanların ortaya koyduğu katma değerin çıktısından da hep birlikte nemalanabilecek bir kurgu oluşturuyoruz. Dolayısı ile ülkemizde yüksek tek
noloji ürünleri üretmenin yanında da yeni bir iş ve kazanç modeli de getireceğiz. Bunun yanında en önemsediğim ilkeler; etik, dürüstlük, doğaya saygılı olmak, yaratıcı ve serbest düşünceyi desteklemek.
Yaptığınız işin Türkiye ve Dünya’daki pazar büyüklüğü ve gidişatını nasıl görüyorsunuz?
2020 ve pandemi ile birlikte dünyada insanların yaşadığı ve çalıştığı alanlara robotlar girmeye başladı. Artık gelişmiş ülkelerde bir çok restoranda, otelde, hastanede teslimat & servis robotları kullanımı başladı. Hep söylüyorum şu an her ne kadar ütopik görünse de bundan 4-5 sene sonra restoranda yemeğimizi robotun getirdiğini görünce şaşırmayacağız ya da otelde resepsiyondan istediğimiz bir şeyi robot kapımıza getirdiğinde şaşırmayacağız, artık o kadar normal olacak o iş. Şu anda zaten fabrika ve depolar içinde fazlasıyla kullanılıyor benzer mobil robotlar. Şu an yaklaşık 5 Milyar $ bir pazar büyüklüğünden bahsediyoruz ve ülkemizde ne yazık ki işgücü ucuz olduğundan robotik uygulamalara geçişte ilk 20 ülke içinde değiliz ancak bizim hedefimiz teknolojiyi ülkemizde geliştirip dünya pazarına girmek. Bu hedefte de emin adımlar ile ilerliyoruz. Önümüzdeki aylarda yeni duyurularımız olacak.
Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Ülkemizin ekonomik durumuna göre, gerek girişim hızlandırma programı olsun gerek VC sayısı gerekse girişim sayısında bence baya iyi durumdayız. Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin eksik olan tek yanı ekosistemde dolaşan paranın azlığıdır. Şu anda herkesin aklına gelen iyi yatırım alan girişimlerin aldığı yatırımları dikkate almayın, onlar zaten ülkemizin kabuğundan çıkıp global startup olmuşlar, geriye biz bize kaldığımız durumda sistemde dönen fona baksanız dünyadaki diğer ülkelere istinaden çok düşük kaldığını görürsünüz.
Son olarak Youthall Blog takipçilerine kariyer planlama, girişimcilik ve iş dünyası hakkında tavsiyeleriniz nelerdir?
Sizin gibi platformları takip edip bol bol başarı ve başarısızlık hikayelerini takip etmelerini ve bunlardan ders çıkarmalarını öneririm. Çevresel baskıları çıkarınca önceliğinin para kazanma değil de katma değerli işler üretme olduğunu düşünen arkadaşlarıma da iş fikirlerini tüm detaylarına kadar hazırlayıp bir kenarda tutmalarını, doğru zamanın geldiğini düşündüklerinde de harekete geçmelerini öneririm.
Murat Ayrancı’ya bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire for Startups ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!