Startups dünyasına adım atmak isteyenleri heyecanlandıracak yeni bir yazı ile karşınızdayız. Humanspire for Startups’ın yeni röportajında TatildeKirala.com kurucusu Ruşen Mat’a merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık.
Ruşen Mat’ın kariyer yolcuğuna ve TatileKirala.com’un girişimcilik hikayesine yer verdiğimiz bu röportaj için keyifli okumalar dileriz!
Bize biraz kendinizden ve eğitim hayatınızdan bahsedebilir misiniz?
39 yaşında, evli, 2 çocuk babası ve Başkent Üniversitesi Ekonomi bölümü mezunuyum. 2004 yılından bu yana çeşitli internet girişimlerinde çalışan, yönetici, kurucu ve danışman olarak yer aldım. Buna ek olarak Garanti Bankası ve Turkcell gibi şirketlerde kurumsal hayatı tanıma deneyimim oldu.
Girişiminiz hakkında bilgi verir misiniz? Ne tip ürün/hizmetler sunuyorsunuz, ne tip bir ihtiyacı karşılıyorsunuz?
TatildeKirala.com, kısa dönemli ev, villa ve tekne kiralamaları için bir pazaryeri modeli ile çalışıyor. Tatil bölgelerinde villa veya teknesi bulunan iş ortaklarımız ücretsiz bir şekilde ilanlarını platformumuzda listeleyebilirken, misafirlerimiz ise diledikleri ev, villa veya tekneyi tamamen online bir şekilde platformumuz üzerinden ödeme yaparak rezerve edebiliyorlar. Karşıladığımız ihtiyaçları pandemi öncesi ve sonrası olarak 2’ye ayırmak mümkün. Pandemi öncesinde otel tatillerinde öne çıkan küçük oda, şezlong sırası, uzun yemek kuyrukları, rutin döngüler gibi olumsuz özelliklere karşı değer önerileri sunarken, pandemi sonrasında ise artan izole tatil anlayışına yönelik farklı değer önerileri maya başladık. Villa ve tekne kiralaması aslında Türkiye’de çok uzun yıllardır var olan 2 alternatif konaklama seçeneği olmasına karşın özellikle pandemi süreci sonrasında hem arz hem de talep tarafında bir sıçrama yaşandığını ve bunun sektöre hem ivme hem de sektörün kendini geliştirmesini sağlayan bir rekabet getirdiğini söyleyebilirin. TatildeKirala olarak pazara birçok yenilik getirdiğimizi ve hatta bu yeniliklerin bazılarının Dünya’da ilk kez Tatildekirala.com tarafından uygulandığını söyleyebilirim. Örnek vermek gerekirse parçalı tahsilat ve ödeme sistemi turizm sektöründe ilk kez tatildekirala.com tarafından uygulandı ve bugün kullanıcılarımızın neredeyse %95’i bu özellikten faydalanıyor. Buna ek olarak bir pazaryerinin riskleri üstlenerek satıcı kusurlarına karşın %100 para iadesi vermesi de bu sektörde ilk kez yaşanan bir durumdu. Burada yenilikçi bir sigorta ürünü çıkarmayı bile düşündük ancak sigorta firmaları ikna etmeyi maalesef başaramadık.
Kendi işinizi yapmak istediğinize ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bu girişim henüz plan aşamasındayken sizi heyecanlandıran yönleri nelerdi?
Çocukluğumdan bu yana içimde hep var olan merak, yenilikçilik ve daha iyisini yapabilir miyim soruları beni en konforlu koltuklarda otururken bile konfor alanının dışına çıkmam için ittiren ve hayatımda önemli değişimlerin durmaksızın devam etmesini sağlayan önemli etkenler oldu. Tatildekirala.com öncesinde son işimde kurumsal hayatta yaklaşık 60 kişilik bir şirketin yönetiminden sorumluydum ve hem yaptığım işten hem de gelirimden oldukça memnundum. Buna rağmen hem bu şirkette görev yaptığım dönemde hem de sonrasında bir çok side project diyebileceğimiz denemelerim oldu ve bunlardan birinden 6 ay içerisinde çok iyi gelir elde edip sonrasında da satarken Tatildekirala projesini ise değerleme odaklı ve uzun soluklu bir iş modeli olarak görüp sermaye arayışına giriştim. Tatildekirala projesinin beni en çok heyecanlandıran yönü, Türkiye’de bu alanda güçlü bir marka olmadığı için attığımız her adımın ve pazara getireceğimiz her yeniliğin karşılığını hızlı bir şekilde alabileceğiz düşüncesiydi ve bu anlamda da yanılmadığımı söyleyebilirim.
Nasıl bir sermayeyle yola çıktınız? Finansal açıdan sizi ilk destekleyenler kimlerdi? Girişiminizi büyütme sürecinde nasıl ilerlediniz?
Gittiğimiz bir yurtdışı tatilinde arkadaşım Onur Atakay ile sohbet ederken bu projeden bahsettim. O da bu tip yatırımlar yapmayı düşündüğünü ve projeyi beğendiğini söyledi. Sonrasında kendisine P&L ve Go to Market stratejilerini gönderdim ve neredeyse 1 aylık süre içerisinde ilk 7-8 ayı rahatlıkla yönetmemizi sağlayacak ve MVP’yi oluşturabileceğimiz tutarı şirketi de kurarak banka hesabımıza iletti. Şu an şirketin aylık giderlerinin bile aldığımız ilk yatırımı aştığını söyleyebilirim. Girişimi büyütürken doğru yatırımcı ile sürece başlayıp devam etmenin ne kadar kıymetli olduğunu çok iyi bir şekilde deneyimle şansım oldu çünkü 4 yıllık süreçte iş modeli ile ilgili problemler, iletişim kazaları, yasal regülasyonlar, pandemi ve rekabet gibi bir çok alanda defalarca ciddi problemler yaşadık ve bunları atlatırken ana yatırımcımızı hep samimi bir şekilde yanımızda hissettik. Daha sonrasında Sintek şirketinin ortağı Sedat Yılmaz ve Sintek Ağır Sanayi grubu ortağı Hüseyin Özkan da aramıza katılarak desteklerini gösterdiler.
Son 4 yıl içerisinde 3 devam yatırımı yapan yatırımcılarımız olmasa, Tatildekirala ilk krizde pes edecek ve bugün gelinen noktayı hayal bile edemeyecekti. Bu sebeple doğru yatırım tutarı veya doğru yatırımcı bir girişim için hayati öneme sahip demek yanlış olmayacaktır.
Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir? Size ilham olan isim veya isimler kimlerdir?
Açık iletişim, yılmadan çalışmak ve bir görevi çıktı oluşturacak şekilde uygulayabilmek benim için oldukça önemli konular. Kilit pozisyondaki ekip arkadaşlarımda da en önem verdiğim başlıklar genelde bunlar oluyor.
Trendyol’un kurucusu Demet Mutlu, Getir’in kurucusu Nazım Salur ve Hüsnü Özyeğin en beğendiğim girişimciler diyebilirim.
Yaptığınız işin Türkiye ve Dünya’daki pazar büyüklüğü ve gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Alternatif konaklama sektörü 2 yıl içerisinde yıllık 200 Milyar$ Pazar büyüklüğüne ulaşmış olacak. Bu hacimle birlikte toplam konaklama sektörü içerisinden aldığı payın %20’yi aşacağını ve artık ana akım konaklama modellerinden biri olacağını söylemek mümkün. Bu da artık bu sektörün bir trend olarak görülmeyeceğini ve hem arz tarafında hem de talep tarafında büyümenin süreceğini gösteriyor. Buna ek olarak ileride bu modelin içerisine tıpkı otel konaklaması ekosisteminde olduğu gibi bir çok ek hizmetin gireceğini düşünüyorum.
Türkiye’de ise sektör henüz yolun çok başında diyebilirim. Statista’nın araştırmasına göre 640 Milyon$’lık bir Pazar olduğu iddia ediliyor ancak bu hacmin hala çok büyük bir kısmı genel/yatay pazar yerleri üzerinden gerçekleşen offline işlemler aracılığı ile gerçekleşiyor. Hem misafilerin hem de ilan verenlerin tıpkı Dünya’da olduğu gibi Türkiye’de de birkaç yıl içerisinde tüm sürecin online olarak tamamlanabildiği TatildeKirala.com gibi platformlara daha çok yöneleceğini düşünüyorum. Ek olarak Türkiye pazarında 2022 yılında bu alanda çok daha yoğun bir rekabet bekliyorum. Bu durum da hem platformların hizmet kalitesinin hem de misafirler için sunulan seçeneklerin artmasını sağlayarak sektörü geliştirecektir.
Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye girişimcilik ekosistemi 2010 yılından bu yana çok hızlı bir gelişim gösterdi ve 2019 yılından bu yana da özellikle Getir, Trendyol ve Peak Games etkisiyle çok farklı bir yöne girerek devler ligine de oyuncu sokabileceğini gösterdi. Sektörün en problemli gördüğüm tarafı ise yatırım konusu diyebilirim. Yatırımcıların genel olarak FOMO ile hareket ederek her yıl trend olan sektörlere yönelmesi bizler gibi birçok metriğini sağlıklı büyüten şirketler için global pazara açılma konusunda fon bulma durumunu olumsuz etkiliyor. VC’ler bu şekilde ilerlerken yurtdışında çok popüler olan ve dev şirketlerin startuplarla M&A sürecine girerek sinerji oluşturması modelinin de Türkiye’de maalesef kurumsal şirket yöneticilerinin “bunu biz de yaparız” yaklaşımı sebebiyle gerçekleşemediğini bu sebeple de büyük potansiyel taşıyabilecek iş ortaklıklarının gerçekleşemediğini ve her iki tarafın da bunun kaybını yaşadığını söylememiz mümkün.
Son olarak Youthall Blog takipçilerine kariyer planlama, girişimcilik ve iş dünyası hakkında tavsiyeleriniz nelerdir?
40 yaşına gelmiş bir girişimci olarak belirli bir yaştan sonra insan psikolojisinin daha çok risk almaktan daha fazla konfor alanında kalmaya doğru yöneldiğini söyleyebilirim. Bu sebeple başarılı bir girişimci olmak isteyen gençlerin eğitim hayatı sonrasında kurumsal bir şirket yerine başarılı ve belirli bir büyüklüğe ulaşmış bir teknoloji girişiminde çalışmalarını öneriyorum. Başarılı bir teknoloji şirketi; hızlı ve çevik iş yapma modellerinin, güçlü kültürel kodların, doğru organizasyon ve yönetim mekanizmalarının bulunduğu bir şirket olacağı için bu deneyim, başarılı bir girişimci olmak isteyen biri için kendi yolunu bulmaya çalışırken oldukça faydalı olacaktır. Tanıdığım birçok başarılı girişimcinin geçmişine baktığımda bu model ile ilerleyenlerin başarı oranlarının daha yüksek olduğunu gördüm.
Ruşen Mat’a bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire for Startups ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!