Startup dünyasına adım atmak isteyenleri heyecanlandıracak yeni bir yazı ile karşınızdayız. Humanspire for Startups’ın yeni röportajında Livemedy’nin CEO’su Taylan Gürler Önerci’ye merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık
Taylan Gürler Önerci’nin kariyer yolcuğuna ve Livemedy’nin girişimcilik hikayesine yer verdiğimiz bu röportaj için keyifli okumalar dileriz!
Bize biraz kendinizden ve eğitim hayatınızdan bahsedebilir misiniz?
Babamın iş hayatı nedeniyle Samsun’da doğdum, Ankara’da büyüdüm. TED Ankara Koleji mezunuyum. Üniversite eğitimimi ise Orta Doğu Teknik Üniversitesi’nde 2009 yılında tamamladım. Elektrik-Elektronik Mühendisiyim. Mezuniyetimden yaklaşık 10 yıl sonra ise Hong Kong University of Science and Technology (HKUST) ve Skolkovo School of Management okullarının çift diplomalı ortak programında yurt dışında yönetici MBA’i yaptım.
Livemedy hakkında bilgi verir misiniz? Ne tip ürün/hizmetler sunuyorsunuz, ne tip bir ihtiyacı karşılıyorsunuz?
Livemedy, sağlığı herkes için daha erişilebilir kılmak amacıyla ve küresel bir vizyonla kurulmuş bir platform. Livemedy’de sadece doktorların değil, diş hekimi, psikolog, diyetisyen ve veteriner gibi sağlıkla ilgili diğer meslek gruplarının da olmasına dikkat ettik ve insanların sağlıkla ilgili herhangi bir problemi olduğu zaman veya merak ettikleri herhangi bir konu olduğu zaman kendilerine en uygun sağlık profesyonelini seçebilecekleri, seçtikleri sağlık profesyoneliyle canlı olarak ve diledikleri kadar görüşebilecekleri bir altyapı kurduk. Bu görüşmeler yapılırken kullanıcılar şikayetlerini laboratuvar sonuçları, MR görüntüleri, fotoğraflar vb. eklerle birlikte paylaşabildikleri gibi görüşmeyi de istedikleri zaman sonuçlandırmakta özgürler.
Platformda sağlık profesyonelleri de kendilerine özel profillerini oluşturabiliyor, uzmanlıklarına ve tecrübelerine göre kişiselleştirebiliyor, randevu saatlerini ve ücretlerini kendileri belirleyebiliyorlar. Hem mevcut hastalarının veya danışanlarının kendilerine çok daha kolay bir şekilde ulaşmasını sağlayabiliyor hem de coğrafi erişimlerini genişleterek birçok insana yardımcı olabiliyorlar. Başka bir ifadeyle ücretsiz bir şekilde dijital muayenehaneye sahip oluyorlar.
Kendi işinizi yapmak istediğinize ne zaman ve nasıl karar verdiniz? Bu girişim henüz plan aşamasındayken sizi heyecanlandıran yönleri nelerdi?
Aslında kendi işimi yapmak istediğim için bu platformu kurmadım, tam tersine bu fikri hayata geçirmek için kendi işimi kurdum. Bu fikir; doktor olan rahmetli babamın insanlara uzaktan telefonla yardım ettiği veya etmeye çalıştığı zamanlarda, yaklaşık beş sene önce onu gözlemleyerek ortaya çıkardığım bir fikir. İnsanların o kadar farklı hastalıkları veya şikayetleri olabiliyor ki tüm uzmanları her yerde ve her zaman hazır bulundurmak zaten pratik olarak mümkün değil, dolayısıyla uzaktan sağlık hizmetinin bir lüks veya kolaylıktan ziyade temel bir ihtiyaç olduğu kanısındayım.
Bu girişimin, beni en çok heyecanlandıran tarafının ise ileride dünyanın herhangi bir yerindeki bir insanın başka bir ülkedeki sağlık profesyoneline bile kolayca ulaşabildiği, doğru sağlık profesyoneline hızlı erişim sayesinde teşhislerin çok daha hızlı ve doğru koyulduğu, milyonlarca insanın merak ettiği konularda yerinden kalkmadan yardım alabildiği ve bunun yaratacağı maddi, manevi pozitif etki diyebilirim.
Nasıl bir sermayeyle yola çıktınız? Finansal açıdan sizi ilk destekleyenler kimlerdi? Girişiminizi büyütme sürecinde nasıl ilerlediniz?
150.000 USD tutarındaki bir sermaye ile yola çıktım ve beni bu projede destekleyen, aynı zamanda da melek yatırımcım olan Tuncay Altunsu’dur. Bundan sonraki süreçte hem organizasyonumuzu büyütmek hem de coğrafi olarak daha fazla yerde hizmet vermek amacıyla yeni yatırım turumuzu başlatmış bulunmaktayız ve çeşitli girişim sermayesi fonlarıyla da görüşmelerimiz sürmektedir. Bu sene bitmeden birkaç tanesiyle anlaşmaya varmayı planlıyoruz.
Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir? Size ilham olan isim veya isimler kimlerdir?
Bugüne kadar yaptığım her işi elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışarak yaptım, Livemedy için de aynı şey geçerli. Her şeyimizi ortaya koyarak sürekli nasıl daha iyisini yapabiliriz diye düşünüyoruz ve kendimize asla bir limit koymuyoruz. Dolayısıyla böyle bir süreçte en önemli ilkelerden birinin ‘sebat’ olduğunu söyleyebilirim. Bununla birlikte startuplar özelinde benimsenmesi gereken ve benim de çok önemsediğim bir diğer ilke ise iyi bir ekip olmadan fikrin hiçbir öneminin olmadığıdır.
Bu topraklarda doğmuş olmanın verdiği bir avantajla bana en çok ilham veren ismin “Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla yorulmazlar.” sözünün de sahibi olan M.K. Atatürk olduğunu söyleyebilirim. Uluslararası alanda ise bitmek bilmeyen merakı ve azmiyle hala dünyayı değiştirmeye devam eden Bill Gates’den ilham aldığımı söyleyebilirim.
Yaptığınız işin Türkiye ve dünyadaki pazar büyüklüğü ve gidişatını nasıl görüyorsunuz?
Özellikle pandemiden sonra pazarın çok hızlı bir şekilde büyüdüğünü ve bunun bir ihtiyaç olduğu konusunda kamu otoritelerinin de fikir birliğine vararak gerekli adımları atmaya başladığını söyleyebilirim. Tabii ki her ülkede internete erişim veya altyapı aynı düzeyde gelişmiş değil, dolayısıyla atılan adımlar da eşit büyüklükte olmuyor, fakat önemli olan aşağı yukarı her yerde bu amaçla ilerleme kaydediliyor olması.
Pandemiden çıkartılan en önemli derslerden bir tanesi de küresel bir salgınla ülkelerin ayrı ayrı savaşmasının mümkün olmadığıydı. Dünyanın tekrar ayrışmasının mümkün olmadığı bir iletişim çağında, sağlık alanında da birleştirici bir amaca hizmet edecek teknolojik gelişmelerin yaşanması elzem gözükmektedir. Livemedy olarak biz de bu hedef doğrultusunda platformumuzu adım adım büyütmeyi planlıyoruz.
Türkiye’deki girişimcilik ekosisteminin gelişimini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Girişimcilik ekosisteminin gelişmesi için gereken iki temel faktör var; birincisi eğitimli ve tecrübeli insanların serbestçe düşünebileceği ve yaratıcılığını ortaya koyabileceği ortamlar, ikincisi ise yeni fikirlere açık risk alan yatırımcılar. İlkinin gerçekleşmesi için sahip olduğumuz beşeri sermayenin hızla ülkeden kaçmaya çalıştığını görmek çok üzücü, oysa ki bu ülke hem pazar hem de imkan olarak gitmeyi planladıkları ülkeler de dahil olmak üzere dünyanın birçok ülkesine nazaran çok daha ileri bir seviyede. Buna mukabil, yeni neslin ideallerinin beyaz yaka olarak emekli olmak veya belli şeylere sahip olmaktan ziyade fark yaratmak yönünde ayrıştığını görüyoruz, bu da girişimciliği olumlu etkileyen bir faktör.
Yatırımcılar nezdinde ise maalesef kötüleşen ekonomi onların da risk algısını düşürüyor ve ayırabilecekleri risk sermayesini azaltıyor. Bu noktada yurt dışındaki yatırımcıların/fonların Türkiye’ye çekilmesi önemli bir fark yaratabilir ama o konuda da son birkaç yıldır olumlu bir gelişme göremiyoruz ne yazık ki.
Her şeye rağmen, dünyadaki konjonktüre baktığımız zaman konumu ve nüfusu gereği Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda bulunduğu bölgede ciddi şekilde pozitif olarak ayrışacağına inanıyorum.
Son olarak Youthall Blog takipçilerine kariyer planlama, girişimcilik ve iş dünyası hakkında tavsiyeleriniz nelerdir?
Youthall gerçekten çok farklı geçmişe ve tecrübeye sahip on binlerce gence hitap eden bir platform. Dolayısıyla hepsi için ortak bir tavsiye vermek çok kolay değil ama şunu söyleyebilirim ki, yapacakları işte ortaya çıkardıkları katma değer para olmasın; yine de parayla ölçülebilir olsun. Sadece para kazanmaya odaklanarak hiçbir yaratıcılık talebi olmayan yerlerden veya şirketlerden uzak dursunlar.
Taylan Gürler Önerci’ye bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire for Startups ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!