Humanspire #77 İnsan Kaynakları Direktörü Ümmühan Pandır

insan kaynakları direktörü D&R

Humanspire’ın yeni röportajında kariyerine D&R’da başlangıç yapmak isteyenleri heyecanlandıracak bir sohbet ile karşınızdayız. D&R İnsan Kaynakları Direktörü, Ümmühan Pandır’a merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık.

Ümmühan Pandır’ın kariyerinden kesitlere ve verimli tavsiyelerine yer verdiğimiz bu röportaj için keyifli okumalar dileriz!

Röportajın okuyucuları için kariyer yolculuğunuzdan biraz bahsedebilir misiniz?

1999 yılında İstanbul Üniversitesi (İÜ) İşletme Bölümü’nü, 2000 yılında İÜ İşletme İktisadi Enstitüsü İnsan Kaynakları Sertifika Programı’nı tamamladım. İnsan Kaynakları alanında doğru çalışmak ve doğru bir başlangıç yapmak istediğime çok emindim, bu sebeple neredeyse 1 yıllık bir arayış sonrası Doğuş Grubu’nda işe başladım. Grup içerisinde sırasıyla Macrocenter, Humanitas Doğuş İnsan Gücü Yönetimi ve Garanti Bankası’nda çalıştım. Sonrasında Sütaş, Finansbank, Domino’s ve KFC şirketlerinde eğitim ve insan kaynakları fonksiyonlarını yönettim. Şu an D&R İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yapıyorum. 2022 yılında ICF onaylı koçluk eğitimimi tamamladım, öncelikli amacım profesyonel olarak koç olmaktan önce koçluğu yaklaşım olarak profesyonel hayatıma entegre etmekti. 

Kariyerimin ana çatısını finans ve perakende sektörleri oluşturdu diyebiliriz. Geride bıraktığımız 24 yılda içinde yer aldığım kurumların dönüşümlerine, büyümelerine, yapı değişikliklerine tanık ve ortak oldum. Her birinin çok kıymetli deneyimler olduğuna inanıyorum. 


Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir?

Adalet, dürüstlük, eşitlik gibi evrensel ilkeleri dışarda tutarsak şayet benim için ayrıştırıcı olan; kendini ifade edebilen, tüm fikirlerin tartışılabildiği, kurum için uygun ve öncelikli olanların inisiyatifle hayata geçirilebildiği çalışma ortamları. Kendi deneyimimden de yola çıkarak, bu tür iklimlerin insanı geliştirdiğini ve daha yaratıcı olmaya, farklı yöntemler bulmaya, yenilikleri kurcalayıp bulmaya teşvik ettiğini düşünüyorum. Aynı zamanda çok da eğlenceli buluyorum. Eğlenmeden olmaz, eğlenebilmek de lazım.


Şirketinizde genç yeteneklere yönelik ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz?

Perakende 2,2 milyon çalışan sayısı ile çok büyük bir sektör, doğası gereği özellikle saha çalışanları nezdinde ağırlığını gençlerin oluşturduğu bir sektör. Bizim ekibimiz de çok genç çalışanlardan oluşuyor.

D&R’da Merkez kadrolarında da oldukça genç bir ekiple birlikte yol alıyoruz. İlk çalışma yeri D&R olan grup, toplam çalışanlarımızın neredeyse %25’i. Buna rağmen, evinizde keyifle okuduğunuz kitabın raflarımızda bulunmasını 23 yaşında bir arkadaşım sağlamış olabilir. O kitabın imza gününü, yine 20’li yaşlarında bir başka çalışma arkadaşım organize etmiş ve sizi yazarıyla buluşturmuş olabilir. 

Biz gençlerimizin öğrenme iştahlarına güveniyoruz ve kendilerini seçtikleri alanda yetiştirmekten de keyif alıyoruz. Bu eğitim süreci ağırlıkla iş başında mümkün. Yanı sıra yıllık eğitim planlamalarımıza paralel olarak kendi seçtikleri eğitimlerle kişisel gelişimlerini sağlayabilecekleri platformlar yaratıyoruz. 

Bundan başka geliştirerek uyguladığımız bir staj programımız var. Bu program biraz sosyal sorumluluk projesi gibi. Üniversitenin son yıllarındaki gençlerimizin şirketlerin ticari döngülerini anlayabilmeleri, bölüm ve fonksiyonların yapılarını öğrenebilmeleri, farklı yönetici profillerini tanıyabilmeleri ve hangi alanı kendilerine yakın bulduklarını kavrayabilmeleri için tasarlanmış özel bir program. Çok olumlu geri dönüşler alıyoruz. Bu programa devam ediyor olmaktan biz de keyif alacağız.


İyi bir yönetici olabilmek için bireysel başarının yanında iyi bir ekiple de çalışmanın önemli olduğunu söyleyebiliriz. Siz ekibinizde çalışacak ideal bir adayın nasıl biri olmasını istiyorsunuz?

İyi bir yöneticinin performansı ekibinin performansının toplamı kadardır. Belki bir birim yukarı taşıyabilirsiniz bu performansı tek başınıza, ama 10 birim mümkün değil. Bu yüzden birlikte yol aldığımız ekip çok çok kıymetli.

Öğrenmeye istekli, denemeye cesaretli, değer üretmek için çaba sarf eden adaylar her zaman önceliğim oldu. Deneyim belli rollerde evet gerekli. Ancak teknik bilginin öğrenilebileceği göz önünde bulundurulmalı. 

Başlarda ilkeleri konuştuk, takım arkadaşlarınızla ilke ve değer setlerinizde en azından asgari müşterekte buluşmalısınız. Ayrıca çeşitlilik ve ahenk de bir o kadar önemli. Ekip bir makina gibi olmalı ve her türlü farklı fonksiyonun uyum içinde yerine getirilip bir makina bütünlüğünde çalışmalı. Ekip içinde birileri analitikken bir diğeri pratik zekâya sahipse, biri detayları inceleyip diğeri bütünden anlam çıkarabiliyorsa, biri konsept yaratabiliyor diğeri konsepti hayata geçirebilecek tüm detayları uygulamaya geçiriyorsa bu ekip çok üretken olabiliyor. O nedenle ekip kurgularında bu çeşitliliğe de önem vermeye gayret ediyorum.


Kariyerinizin başındaki kendinizle bugün bir araya gelme imkanınız olsaydı o günkü size neler söylerdiniz?

Şöyle derdim: “Sevgili kendim.1 yıl süresince iş aradığın döneme ilişkin sabrın ve kararlılığın için sana teşekkür ederim. İyi ki seni satışa yönlendirmeye çalışan tekliflere göz kırpmadın. Sayende istediğim mesleği yapıyorum ve sen de öğreneceksin ki; Konfüçyüs’ün dediği gibi insan sevdiği işi yapınca bir gün bile çalışmış olmuyor. Yorulmuyor, yaşıyor. 

Nerede çalıştığın kadar kimlerle çalıştığın da çok önemli. Sayende hem mesleki anlamda hem de hayat görüşü anlamında bize çok şey katacak insanlarla birlikte yol aldım. Bir kez daha teşekkür ederim.

Her şey her daim süt liman olmayacak. Zor günleri yaşamaktan, zorluklarla karşı kaşıya kalmaktan çekinme. Ne kadar uğraşsan da her şey mükemmel olmayacak. Bu yüzden hatalarınla yüzleşmekten korkma. Kendinin farkına vardıktan sonra, sis pus dağılıyor, yollar daha net görülüyor. Bu sebeple kendini dinle, anla, yokla. Sıklıkla şu soruyu sor kendine ‘şimdi ne mümkün?’” 


Şirketinizde yapay zekâ teknolojisini işe alım ve mülakat süreçlerinizde kullanıyor musunuz? Kullanıyorsanız nasıl kullanıyorsunuz? Kullanmıyorsanız gelecekte kullanma konusuna nasıl bakıyorsunuz?

Teknolojiyi birçok sürecimizde kullanıyoruz. Ancak teknoloji kullanımında iletişim odaklı konulardan ziyade daha operatif alanlara odaklandık ve bu alanda dijitalleşmeye devam ediyoruz. İşe alım ve mülakat süreçlerinde de bu tür teknolojilerin kullanılması elbette heyecan verici bir süreç. Gelişmeleri biz de yakından ve merakla takip ediyor olacağız.


Son olarak, sizin için faydalı olan ve genç yetenekler için de çok faydalı olacağını düşündüğünüz kitap, dizi, film, podcast vb. öneriniz var mı?

O kadar çok ki aslında bu tür kaynak ve araçlar artık. Genç yeteneklerimizin bu tür konularda sınırlayıcı davranmamasını ve çeşitliliği gelişim alanında da hayatlarına almalarını naçizane tavsiye ederim. İlk aklıma gelenler arasında Can Dostum (Good Will Hunting) var, müthiş bir zekânın keşfi ve ardından yaşananları aktarır. Liderlerin hayatımızdaki yerini kavramak açısından Ölü Ozanlar Derneği’nin hikayesinden ve Koç Carter’dan hâlâ çok etkilenirim. Ayrıca Daniel Pink’ in motivasyonu neredeyse bir sosyal bilim bileşeni olarak tanımladığı Drive isimli kitabını da önerebilirim. Mihaly Csikszentmihalyi’nin “Akış” isimli kitabı da bu yaklaşımın en detaylı aktarımıdır. Nerede olmak istediğimizden, hangi mesleği seçmemiz gerektiğine kadar çokça alanda bize cevap olabilecek bir yöntem öğretiyor.

Ümmühan Pandır’a bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!

Bir yanıt yazın