Diyelim gece geç bir saatte arabanıza doğru yürüyorken bir ses duydunuz. Bu ses, rüzgarın etkisiyle hışırdayan ağaçlar ya da çöp kutusunu karıştıran bir kedi gibi herhangi bir yer ya da şeyden gelmiş olabilir. Ancak sizin için durum biraz daha farklı. Bedeninizin gerildiğini, nefes alışınızın zorlaştığını, duyularınızın daha keskin bir hale geldiğini ve arabanıza bindiğinizde avuç içlerinizin terlediğini, tüylerinizin diken diken olduğunu ve titrediğinizi fark ediyorsunuz. Bu, tam da olması gerektiği gibi “kaç ya da savaş” içgüdünüzün devreye girdiğini gösterir.
Bir de aynı durumun tehlike altında hissetmediğiniz anlarda yaşandığını; evden her çıkışınızda, bir etkinlikte kendiniz tanıttığınızda ya da aile üyelerinizden biri eve 15 dakika geç geldiğinde bu şekilde tepki verdiğinizi düşünün. Eğer “Evet, ben de bunları yaşıyorum,” diyorsanız size bir haberimiz var: Hipervijilans yaşıyor olabilirsiniz.
Hipervijilans Nedir?
“Aşırı tetikte olma durumu” olarak da bilinen hipervijilans, Psikolog Dr. Susan Albers tarafından artmış bir farkındalık durumu olarak tanımlanıyor:
“Bu, beyninizin sizi koruma yöntemi; çevredeki tehlike işaretlerini taramak ve çevrenize son derece dikkat etmek,”
İlk olarak, hipervijilans’ın başlı başına bir rahatsızlık olmadığını; hem zihinsel hem de fiziksel birçok farklı durumla birlikte görülen bir semptom olduğunu belirtmek gerekiyor. Hipervijilans’ın temel bir insan hayatta kalma içgüdüsü olduğunu belirten Albers, “Bu mekanizma, avcıları ve güvenliğimizi tehdit eden unsurları algılamamıza yardımcı olur. Ancak hipervijilansta, sürekli olarak tehdit altında olduğunuzu hissedersiniz.” diye de sözlerine ekliyor. Bu durum aslında beyinde duyguları yöneten alan olan amigdalanın aşırı çalışması anlamına geliyor.
Hiç Bitmeyen Bir Kaç ya da Savaş Modu
Kaç ya da savaş olarak bilinen içgüdü, en basit haliyle algılanan bir tehlikeye karşı zihinsel ve fiziksel bir tepki olarak tanımlanıyor. Hayatta kalma çabasının bir sonucu olarak vücutta oldukça belirgin fizyolojik değişiklikler meydana gelir. Mesela, sindirim gibi bazı süreçler yavaşlar, kalp atış hızı artar, göz bebeklerimiz büyür ve adrenalinle dolup taşan bedenimiz tehdide tanıt vermeye hazır hale gelir.
Öte yandan, bu değişikliklerin her birinin evrimsel bir amacı vardır. Örneğin, hipervijilans anında renginizin soluklaşmasının sebebi, vücudunuz kanı beyin ve uzuvlarınıza yönlendirmesidir. Kaslarınızın gergin bir hal alıp gerilmesinin sebebi ise bedenizin hızlı bir şekilde çevik vermeye hazır hale gelmesidir.
Dr. Albers’a göre, beynimizin karar verme süreçlerinden sorumlu ön korteksi hormonlarla dolduğunda duygular o kadar yoğunlaşır ki mantık veya akıl devreden çıkar. Bu otomatik tepkiler, gerçek tehlikenin söz olduğu durumlarda oldukça faydalıdır, ancak hipervijilans yaşayan kişiler için kaç ya da savaş modu, varsayılan bir durum haline gelebilir. Bunun sonucunda da kişide zihinsel, duygusal ve fiziksel sorunlar baş gösterebilir.
Hipervijilans’ın Arkasında Ne Gibi Nedenler Yatar?
Kişilerde hipervijilansın tetiklenmesine yol açabilecek pek çok tıbbi ve zihinsel sağlık durumu vardır. Bu durumlardan bazıları şu şekildedir:
- Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) veya Kompleks Travma Sonrası Stres Bozukluğu (KTSSB)
- Anksiyete ve panik bozuklukları
- Depresyon
- Kişilik bozuklukları
- Demans gibi nörodejeneratif hastalıklar
- Adrenal bozukluklar
- Fibromiyalji
Öte yandan, Dr. Albers’a göre hipervijilans bu nedenlerden kaynaklandığı gibi sadece bir kişilik özelliği de olabilir:
“Bazen bir kişi çevresine veya diğer insanların duygularına daha fazla dikkat eder ve farkındalığı yüksektir. Ancak hipervijilans kronik veya şiddetli ise, genellikle bir zihinsel sağlık bozukluğunun belirtisidir.”
Hipervijilans ile Çocukluk Travması Arasındaki Bağlantı
Çocukluk travması ile hipervijilans arasında oldukça güçlü bir bağlantı bulunuyor. Dr. Albers’a göre bunun arkasındaki neden, kişilerin büyüme evresinde beyinlerinin çevrelerine yanıt verecek şekilde gelişmesi olarak öne çıkıyor. Başka bir deyişle, hipervijilans, travma geçmişi olan bir kişi için tekrar travma yaşamasını önlemeye yönelik bir kendini koruma mekanizması işlevi görüyor.
Dr. Albers, bu durumu stabil olmayan bir ev ortamında büyüyen bir çocuk üzerinden açıklıyor:
“Çocuk, tahmin edilemez bir ortamda büyür. Belki ebeveyni bazen iyi bir ruh halindedir, ancak bir anda öfkeye veya şiddete kapılabilir. Bu durumda çocuk, ebeveyninin ruh halini anlamak için çok ince ipuçlarını fark etmeyi öğrenir çünkü ebeveynin hangi durumda olduğunu bilmek, onun güvenliği için önemlidir.”
Hipervijilans Örnekleri
Hipervijilansın davranışsal belirtileri kişiden kişiye ve altında yatan nedenlere bağlı olarak değişebilir:
Çevreye Aşırı Odaklanma
Hipervijilans sırasında çevreye aşırı odaklanmak özellikle de şiddet yaşamış insanlarda sık sık rastlanır. Bu kişiler arkadan birinin yaklaşması ihtimalini düşürme hedefiyle sırtlarını duvara dayayarak oturmayı tercih edebilir. Buna ek olarak, bu kişiler en ufak bir ses ya da harekette güçlü bir şekilde irkilerek tepki verebilir.
Başkalarının Duygu ve Düşüncelerine Aşırı Odaklanma
Dr. Albers, hipervijilans yaşayan bir kişinin çevresindekileri davranış, tonlama, konuşma temposu, beden dili, yazılı iletişim veya cümle yapılarındaki en ufak değişiklikleri gözlemleyerek dikkatle takip ettiğini belirtiyor:
“Bu kişiler, insanların ruh hallerini ve ifadelerini — hatta metin mesajları gibi şeyleri bile — aşırı analiz etme eğilimindedir,”
Albers, bu davranışların özellikle şiddet ya da istismar mağdurlarında yaygın olduğunu da sözlerine ekliyor.
Kendi Bedenine veya Zihnine Aşırı Odaklanma
Kendisi veya bir aile üyesi ciddi bir hastalık, büyük bir tıbbi prosedür, zihinsel sağlık krizi geçirmiş kişilerin bedenlerinin normalden fazla farkında olması oldukça sık rastlanan bir durumdur. Bununla birlikte, bu durumun hipervijilansa bağlık sağlık kaygılarına neden olması da muhtemeldir.
Bu durumun görüldüğü kişilerde en ufak bir ağrı ya da sancı, hastalıklarının tekrar nüksettiği korkusuna neden olabilir. Kötü geçmiş bir gün, depresyon gibi sorunlarının geri döndüğü şekilde yanlış yorumlanabilir. Tüm bu endişeler de kişi de fiziksel belirtilere ve daha fazla endişeye yol açabilir.
Felaketleştirme (Catastrophizing)
Hipervijilansla başı dertte olan kişilerde zihin, genellikle her senaryonun en kötüsünü düşünür. Mesela, bu kişiler sevdiklerinden birkaç saat içinde geri dönüş alamadıklarında kendilerini bu kişinin başına kötü bir şey geldiğine inandırabilir. Bir mesaja geç cevap gelmesi ise yıllardır süre bir dostluğun ya da iyi giden bir ilişkinin sonu olarak algılanabilir.
Bir şeyleri felaketleştirme eğilimi, kişinin gardını indirmesinin ve mutlu anların tadını çıkarmasının önünde büyük bir engel oluşturabilir. Hipervijilans yaşayan bir kişi, her şey yolunda gidiyorken bile bir şeylerin ters gideceği beklentisine girerek endişe durumu yaşayabilir.
Kaçınma Davranışı
Travmatik bir deneyime yanıt olarak davranışlarınızı değiştirmeniz oldukça normal karşılanabilir, ancak hipervijilans yaşayan bir kişi bu tepkiler aşırı bir hal alabilir.
Mesela, trafik kazası geçiren bir kişinin daha güvenli bir araba almak istemesi oldukça anlaşılabilir bir tepkidir. Öte yandan, kaza korkusuyla iş fırsatlarını kaçırmak, tatile gitmemek, bir daha asla araba kullanmamak gibi tepkiler aşırı olarak kabul edilir. Bu gibi aşırı durumlarda kişiler, tehdit olarak gördüğü yerler, kişiler ve durumlara karşı agorafobi, yani açık alan korkusu geliştirebilir.
Hipervijilans kişinin eğitimini, kariyerini ve hayatının diğer alanlarını etkileyebilir. Dr. Albers, konuya ilişkin olarak “Bazı insanlar, bir şeyi iyi yapamamaktan korktukları için yeni aktiviteleri denemekte veya yeni şeyler öğrenmekte zorlanır,” diyor ve başkalarının onları yargılayacağından veya sevmeyeceğinden endişe duyabileceklerini de sözlerine ekliyor.
Güvensizlik
Hipervijilansın temelinde tehditleri mümkün olan en kısa sürede belirlemek, tehditlere yanıt vermek ya da bu tehditleri önlemek yatar. Travma geçmişi olan kişilerde bu, kendisi çeşitli şekillerde gösterebilir.
Hipervijilant kişilerde yapışkanlık, insanları memnun etme eğilimi, duygusal düzenleme sorunları ve güven sorunları görülebilir. Bu kişiler çoğu zaman çatışmadan kaçınmak için kendi ihtiyaçlarını göz ardı edebilir ve bunun bir sonucu olarak da kişilerin rahatlaması çok zor bir hale gelir.
Tüm bunlar da fiziksel, zihinsel ve davranışsal durumlarınızı etkileyebilir ve ilişkilerinizin zarar görmesine neden olabilir.
Hipervijilans ile Nasıl Baş Edilir?
Hipervijilansın hayatımızı pek çok farklı yönden etkileyen oldukça zorlayıcı bir durum olduğu doğru, ancak Dr. Albers’a göre bu durumla başa çıkmanın birçok yolu var:
Terapi
Dr. Albers, hipervijilanstan muzdarip olan kişilerin bir ruh sağlığı uzmanıyla çalışmasını öneriyor. Dr. Albers, his ve gerçeği ayırt etmek ve geçmişteki travmaların bugün üzerindeki etkilerini çözmeye yardımcı olan terapinin, bizi neyin tetiklediğini anlamamızı sağlayacağını belirtiyor.
Kendi Kendini Rahatlatma Egzersizleri
Dr. Albers’ın bir diğer önerisi ise nefes alma, sayma, kendi kendine konuşma gibi rahatlatıcı ve dengeleyici aktiviteler. Albers, konuya ilişkin “Kaç ya da savaş tepkisini sakinleştirmek, felaket senaryoları üretmeyi durdurmanıza, daha mantıklı düşünmenize ve anın içinde kalmanıza yardımcı olur,” ifadelerini kullanıyor.
Mindfulness (Farkındalık)
Kendi kendini rahatlatma aktiviteleri tetikte olduğunuz anlarda etkili olabilir, ancak kişinin genel stres ve anksiyete seviyesini düşürmesi de oldukça kritiktir. Bunu yapmanın yollarından biri olan “mindfulness” (farkındalık), dış dünyadansa iç dünyanızda olanlara odaklanmanızı sağlar. Böylece başkalarının başkalarının davranışlarını izleyip ne hissettiklerini anlamak yerine kendi düşünce hislerinizi ön plana alabilirsiniz. Öte yandan, bunu başarmak için yapabileceğiniz birçok aktivite vardır, bu yüzden önemli olan size en uygun olan aktiviteyi seçmektir.
İlaç Tedavisi
Bazı kişiler, sinir sistemlerini gevşetip sakinleştirmek için ekstra ilaç yardımına ihtiyaç duyabilirler. Bu durum, özellikle de hipervijilansı tiroidit gibi fiziksel hastalıkların bir yan etkisi olarak deneyimleyenler için geçerlidir.
Alkol ve Kafein Tüketimini Sınırlama
Hiç kahveyi biraz fazla kaçırdığınızda titrediğinizi fark ettiğiniz oldu mu? Dr. Albers, anksiyeteyi artırabileceğini belirttiği kafeinin hipervijilansa yol açabileceğini belirtiyor. Bu nedenle, hipervijilans yaşayan kişilerin kafeine ek olarak anksiyete dahil pek çok ruh sağlığı sorununa neden olabilen alkolün tüketimini azaltmaları fazlasıyla yardımcı olabilir.
İlginizi çekebilir: Kaderimin Efendisi, Ruhumun Kaptanıyım: Hayatın Kontrolünü Ele Almak