Türkçe’ye “Çok şükür ki bugün cuma!” olarak çevirebileceğimiz “Thank God it’s friday!” (ya da kısaca “TGIF“) cümlesi yakında tarih olabilir gibi gözüküyor. COVID-19 pandemisi ile daha geniş çevrelerce benimsenen esnek ve uzaktan çalışma sistemi, 4 günlük bir çalışma haftasına yönelik tartışmaları da iyice alevlendirmiş bulunuyor. Çalışanların maaş ve sosyal yan haklarından feragat etmeden, aynı iş gücüyle haftada bir gün daha az çalışmasını öngören bu modelin iş-yaşam dengesini daha iyi bir hale getireceğini, üretkenlik ve çalışan memnuniyetini artıracağını savunanların sayısı da oldukça fazla.
Dünya genelinde birçok ülke bir süredir klasik haftada 5 gün çalışma düzeninden vazgeçerek haftada 4 gün çalışma sistemini test ediyor. Peki, bu yeni sistemi test eden ülkelerde sonuçlar bize neler söylüyor? Gelin bu sorunun cevabını aramaya haftada 4 gün çalışma modelini deneyen ülkelere bakara başlayalım.
Belçika
Avrupa’da 4 günlük çalışma haftasını yasallaştıran ilk ülke Belçika olarak karşımıza çıkıyor. 2022 yılında yürürlüğe girerek çalışanlarına 4 veya 5 gün çalışma arasında seçim hakkı tanıyan Belçika’nın başkanı Alexander De Croo, bu adımın işgücü piyasasını daha esnek hale getirmeye ve insanların özel hayatları ile iş hayatları arasında denge kurmaya yardımcı olmasını umduğunu söyledi. De Croo, yeni modelin daha dinamik bir ekonomi yaratacağını düşündüğünü de sözlerine ekledi.
- Eurostat’ın 2021’in üçüncü çeyreğine ait verilerine göre, Belçika’da 20 ila 64 yaş arası 100 kişiden 71’i çalışıyor ve bu sayı %73’lük Euro Bölgesi ortalamasının altında kalıyor. Ülke, 2030 yılına kadar istihdam oranını %80’e çıkarmayı hedefliyor.
Öte yandan, 4 günlük çalışma haftasının herkese uygun olmadığının da altını çizmek gerekiyor. Çalışma haftasını 4 güne düşürmek, kişilerin artık daha az çalışacağı anlamına değil de çalışılan gün sayısının artacağı, çalışma saatlerinin ise daha da yoğunlaşarak artacağı anlamına geliyor.
Almanya
Almanya halihazırda Avrupa’nın en kısa ortalama çalışma haftalarından birine sahip: Dünya Ekonomik Forumu verilerine göre Almanya’da çalışanların büyük bir kısmı haftada 34,2 saat çalışıyor. Ancak sendikalar, bu sürenin daha da azalması için baskı yapıyor.
Almanya, 2023 yılında 45 şirketin katılımıyla altı aylık bir 4 günlük çalışma haftası denemesi başlattı. Bu denemenin ardından yayımlanan raporlara göre katılımcı kuruluşların %73’ünün bu düzenlemeyi sürdürmeyi planladığı bildirilirken %20’sinin de beş günlük çalışma haftasına geri döneceği aktarıldı. Buna ek olarak çalışanların %83’ü 4 günlük çalışma düzeninin kalıcı olmasını isterken %90’dan fazlası da genel refahlarının arttığını belirtti.
- Forsa tarafından yürütülen bir ankete göreyse çalışanların %71’i 4 gün çalışma seçeneğini tercih ediyor. İşverenlerin %46’sı ise 4 günlük bir çalışma haftasının uygulanabilir olduğunu düşünüyor.
Gelgelelim haftada 4 gün çalışma fikrine herkes sıcak bakmıyor. İşverenlerin bir kısmı ekonomik zorluklar nedeniyle çalışma haftasının beş gün olması gerektiğini düşünüyor.
Portekiz
Haftada 4 gün çalışmayı test eden ülkelerden biri de Portekiz. OECD ülkeleri arasında haftada 40 saatten fazla çalışan sayısı %71 ile en fazla olan üçüncü ülke olan Portekiz, bu olasılığı, Haziran 2023 itibarıyla, 41 özel şirket ve bini aşkın çalışanla test etmeye başladı. Şirketlerin %95’i programı olumlu değerlendirirken haftalık çalışma süresinin %11,3 azalarak 41,1 saatten 36,5 saate düştüğü; iş-yaşam dengesini sağlamakta zorluk yaşayanların oranının da %46’dan %8’e düştüğü aktarıldı.
Dahası, çalışanların anksiyete oranlarının %21 azaldığı, genel iş yorgunluğunun ise %19 oranında düştüğü belirtildi.
İngiltere
Birleşik Krallık’ta 4 günlük çalışma haftasının denendiği altı aylık bir pilot programda yer alan şirketler, deneyi “son derece başarılı” olarak değerlendirdi. Haziran 2022’de başlatılan ve 61 şirketten 3.300’ü aşkın çalışan ile türünün en büyüğü olan bu pilot programda şirketlerin %92’si programı devam ettirme kararı aldı.
İspanya
İspanya, küçük ve orta ölçekli işletmelerin çalışma haftalarını maaşlara herhangi bir olumsuz yansıma olmadan en az yarım gün azaltmalarına olanak tanıyan bir program başlatmış; programa katılan şirketler için bir de 10 milyon euroluk bir hükümet fonu sağlanmıştı. Paylaşılan veriler, bu deneme ile birlikte çalışanların kendilerini daha sağlıklı ve enerjik hissettiği, daha az motorlu taşıt kullanımına bağlı olarak hava kalitesinin iyileştiği ve çalışanların stres seviyelerinde düşüş olduğunu gösterdi.
İzlanda
2015-2019 yılları arasında 2.500 kişinin katılımıyla haftada 4 gün çalışmayı test eden İzlanda’da çalışma saatleri haftalık 40 saatten 35-36 saate düşürüldü. Oldukça başarılı sonuçlanan bu deney, ülkenin işgücünün yaklaşık %90’ının çalışma saatlerinin azalmasıyla veya farklı düzenlerde çalışmaya başlamasıyla sonuçlandı. Dahası, çalışanların stres ve tükenmişlik seviyelerinin azaldığı; iş-yaşam dengelerinde iyileşme olduğu tespit edildi.
İsveç
İsveç, 2015 yılında 4 günlük çalışma haftasını test etmiş; bu deney oldukça karışık sonuçlar doğurmuştu. Yapılan öneriye göre deneme, herhangi bir maaş kesintisi olmadan günde sekiz saat yerine altı saat çalışılmasını öngörüyordu ancak bu deney için para harcanması fikri herkesçe olumlu karşılanmadı.
Deney sonucunda çalışanların stres seviyelerinde azalma ve iş-yaşam dengelerinde iyileşmeler gözlemlense de işverenlerin açıkta kalan saatleri kapatmak için işe alım yapmak zorunda kalması olumsuzlukla karşılandı. Tüm eleştirilerin ardından deney tekrar edilmedi ancak bazı şirketler, çalışma saatlerini kısaltma uygulamasını sürdürme kararından dönmedi. 10 yıl önce mekanikerler için çalışma saatlerini düşüren otomobil üreticisi Toyota da onlardan biri.
Haftada 4 gün çalışmayı test eden diğer ülkeler ise şu şekilde:
- ABD
- Birleşik Krallık ülkeleri
- Hollanda
- Japonya
- Fransa
- Yeni Zelanda
%100 Maaş, %80 Çalışma, %100 Verimlilik
İnsanların neredeyse %80’i, haftada bir gün daha az çalışmanın mutluluk ve refahlarını artıracağını düşünüyor. Kâr amacı gütmeyen bir organizasyon olan 4 Day Week Global tarafından başlatılan küresel denemeler ve yukarıda bahsettiğimiz veriler; 4 günlük çalışma haftasının refahı yeniden tanımlayarak iş-yaşam dengesini dönüştürebileceğine işaret ediyor.
ABD ile İrlanda’da çalışanların çoğunluklu katılımıyla gerçekleştirilen bir anket, haftada 4 gün çalışmayı deneyen çalışanların büyük bir çoğunluğunun eski sisteme dönmek istemediğini gözler önüne seriyor. Ankete katılan 495 çalışanın %97’si 4 günlük çalışma haftasına devam etmek istediğini belirtiyor. Katılımcılar bu süreçte üretkenlik ve performans açısından deneyimlerini 10 üzerinden 9 olarak değerlendirirken çalışanların stres, yorgunluk, uykusuzluk ve tükenmişlik düzeylerinde azalma; fiziksel ve zihinsel sağlıklarında da iyileşme olduğu aktarıyor.
4 Day Week Global tarafından dünya genelinde 33 şirketin katılımıyla yürütülen denemeler, 100:80:100 ilkesine dayanıyor. Bu model, çalışanların tam maaş almaya devam ederken çalışma sürelerini %80’e düşürmelerini ve %100 verimlilik sağlamalarını hedefliyor.
Yazıyı toparlayıp genel bir tablo çizecek olursak, sonuçlar çalışanlar için oldukça olumlu gözüküyor ancak bu, uygulamanın şirketler için olumlu sonuçları olmadığı anlamına gelmiyor. Buna göre, verimliliğin arttığı, gelirlerin %8 oranında yükseldiği, devamsızlık oranlarının düştüğü ve işten ayrılma oranlarında ciddi bir azalma olduğu ifade ediliyor.
Öte yandan, bu uygulamanın İsveç’teki denemede olduğu gibi kimi olumsuz sonuçları da bulunuyor. Örneğin, İngiltere’de bulunan Allcap ve Krystal isimli şirketler kısaltılmış çalışma haftasının daha yoğun ve yorucu iş günlerine yol açtığını, bunun da çalışanlarda stres ve yorgunlukla sonuçlandığını aktarıyor. Bir diğer şirket Citizens Advice ise planlama ve operasyonel karmaşıklık nedeniyle 4 günlük haftanın uzun vadeli uygulanabilirliğine pek sıcak bakmıyor.
Türkiye’de de Test Ediliyor
Geçtiğimiz yıl Aksa Akrilik de 4 günlük bir çalışma haftasını denemeye sokmuş ve Türkiye’de bunu gerçekleştiren ilk şirket olmuştu. 1.200 kişilik işgücünün 200’ü ile bu deneyi yürüten şirket, deney sonucunda 4 gün çalışmanın çalışan bağlılığını, üretkenliğini, motivasyonunu ve iş-yaşam dengesini %85’in üzerinde bir oranda desteklediği sonucuna ulaştı. Şirketin CEO’su Cengiz Taş iş başvurularında artış olduğunu belirtirken Ar-Ge ve sürdürülebilirlik grup müdürü Aslı Ertan da konuya ilişkin “Çalışma arkadaşlarımın ve ekibimin motivasyonu açıkça arttı,” ifadelerini kullandı.
İlginizi çekebilir: Esnek Çalışma Modeli Gündemde: Yeni Düzenleme Neleri Kapsıyor?