Dünya var olduğu günden bugüne kadar birçok iklim değişimine şahit olmuştur. Bugüne gelindiğinde ise dünyanın yine bir iklim değişimi ile burun buruna geldiğini söyleyebiliriz. Özellikle de 1980 yılından sonra sanayi faaliyetlerinin birçok ülkede artmasıyla atmosferdeki sera gazları oranlarında ciddi bir artış yaşanmış ve bu artışlardan biri de karbondioksitte meydana gelmiştir. Artan sera gazları emisyon miktarında da yükselişe sebebiyet verdiği için küresel ısınmayı ve iklim değişimini de beraberinde getirmiştir.
İklim Değişiminin Okyanustaki Canlılara Etkisi
Bu iklim değişimi bütün dünya içerisinde yer alan gerek canlılar olsun gerekse okyanuslar olsun alışılmışın dışında bir olay olduğundan mikroorganizmasından tut ki en ufak unsura kadar etkisini derinden hissettirmiştir. Özellikle de iklim değişiminin okyanuslardaki ve denizlerdeki etkisi önemli ölçülere ulaşmaktadır. Dolayısıyla okyanuslar ve denizlerde yaşayan canlılar da etkilenenler arasında yerini alır. Örneğin su sıcaklıklarındaki artışlar okyanus veya denizlerin daha güney kısımlarda yaşayan canlıların her yıl belli bir mesafe kat ederek kuzeye göçmelerini tetikler. Kuzeyde bulunan soğuk sularda yaşayan canlılar ise bu durumu esasında en derin yaşayanlardan biri de diyebiliriz. Çünkü artık yeterli derecede soğukluklara erişemeyen canlılar ya o ortama adapte olabilmek için fizyolojik değişimler yaşar ya da türlerde azalmalar yaşayarak zamanla elenirler. Buradan da iklim değişiminin ne kadar hazin sonlara yol açabileceğini anlayabiliriz. Bunun yanı sıra okyanus ve denizlerde yaşayan canlıların beslenmesine katkıda bulunan alglerde ciddi bir artışın olduğuyla karşılaşılır. Dolayısıyla besin faaliyetlerine kadar etki ettiği rahatlıkla söylenebilir.
Okyanuslar Dünyadaki En Önemli Karbon Yutaklarıdır
Atmosferde artan karbondioksit oranını okyanus ve denizlerdeki asidite oranını gittikçe artırmaya başladığı yapılan araştırmalarca da ortaya konulmuştur. Okyanuslar atmosferdeki karbon dönüşümüne katkıda bulunan en önemli unsurlardan biridir. Dolayısıyla sürekli bünyesinde karbon barındırdığını da rahatlıkla söyleyebiliriz, Ancak artan karbon miktarı ile okyanuslar bünyesine çok daha fazla karbon dahil etmek zorunda kalır. Bu durum da okyanus ve denizlerdeki asit oranını da etkileyerek gittikçe daha da artmasına sebebiyet verir.
Sahil Bölgeleri ve Sular Altında Kalma Tehdidi
Deniz seviyesindeki yükselmeye ve sahil bölgelerine değinecek olursam da bugünkü iklim değişimi beraberinde küresel ısınmayı da getirdiği için dünyanın en büyük buzul kütlelerinde erimeler meydana gelmeye başlamıştır. Öyle ki 2100’e gelindiğinde dünya üzerinde yer alan buz kütlelerinin yaz aylarında tamamen erimiş olacağı öngörülmektedir. Bu erime beraberinde deniz seviyesinde de yükselmeye sebep olduğu için sahil bölgelerinde yer alan ülkelerin ciddi derecede etkileneceği bilinmektedir. Öyle ki Maldivler gibi adaların tamamen sular altında kalacağı da bilinenler arasındadır. Veya bazı ülkelerin sahil bölgelerinin tamamen sular altında kalacağı da öngörüler arasında yerini almaktadır. Dünya üzerinde yer alan çeşitli okyanus ve denizlerde de etkileri farklı olsa bile benzerlik gösterdiği görülür Zaten asit miktarında meydana gelebilecek artışta şu anlık engelleyici bir faaliyet söz konusu olmadığından her okyanustaki ve denizdeki asidite miktarı normal seviyeye göre oldukça fazladır.
İlginizi çekebilir: İklim Değişikliği Nedir? Bilinçlenmek İçin Basit Bir Rehber!