Erasmus, her üniversiteli ve üniversite adayının hayâllerini süsleyen bir program. Avrupa’da öğrencilik deneyiminin yanı sıra Avrupa’nın pek çok yerini gezme şansı veren ve bir ihtimal hibe alırsanız Avrupa’daki eğitiminizi maddî olarak da destekleyen bu program keyifli olduğu kadar zor bir süreç. Erasmus tecrübesi edinmiş biri olarak Erasmus yapmayı düşünenler için kendi deneyim ve tecrübelerimi aktarmak istiyorum. Bu yazıda Erasmus için keşke zamanında bir bilene danışsaydım dediğim konuların üzerinde duracağım. Prosedürün bazı adımları okuldan okula farklılık gösterebilir, o yüzden mutlaka kendi okulunuzun gerekli birimlerinden danışmanlık alın. Umarım Erasmus yolculuğunuz esnasında bu yazının faydasını görürsünüz.
Tercih Yapma
Erasmus başvurunuz sırasında üniversite sınavı sonrasında yaptığınız gibi kendinize tercihler belirlemeniz gerekiyor. Tercihlerinizi hangi okullar arasından yapabileceğinizi okulunuzun size temin edeceği listeden öğrenebilirsiniz. Bölümünüzün anlaşmalı olduğu okullar arasından gitmeyi en çok istediğiniz üniversiteyi en üste yazacak şekilde bir tercih listesi oluşturmanız gerekiyor. Bu listeyi neye göre hazırlayacağınız tamamen size kalmış ancak konum, eğitim dili, derslerin sayılıp sayılmadığı gibi önemli detayları göz önünde bulundurarak daha sağlıklı bir tercih yapabilirsiniz.
Ders Seçimi
Başvuru ve karşı kurumdan gelecek kabul mektubu gibi bürokratik işleri atlattıktan sonra sıra gideceğiniz üniversiteden ders seçmeye geliyor. Ders seçimi en dikkatli davranmanız gereken noktalardan biri çünkü derslerinizin sayılmaması gibi bir durum mezuniyetinizi bile tehlikeye sokabilir. Ders seçimi konusunda muhakkak tecrübeli birilerinden yardım alın ve kendi okulunuzdaki programınızla en çok uyuşan dersleri almaya çalışın. Seçmeli ders alırken de alacağınız dersin muadilinin okulunuzdaki herhangi bir bölümde mutlaka veriliyor olması gerektiğini unutmayın. Ayrıca bir dönem içinde minimum 30 ECTS (AKTS) değerinde ders almanız gerekiyor. Kredi hesaplamasını iyi yapmalısınız. Ders seçimini Learning Agreement adlı belge üzerinde göstereceksiniz. Gitmeden önce, gittiğiniz dönem içerisinde ve döndükten sonra üç ayrı Learning Agreement teslim etmiş olmanız gerekiyor. Erasmus sürecinde uğraşmanız gereken resmî evrak sayısı maalesef çok fazla. Stres seviyenizi minimum düzeyde tutmak için evrak işlerini zamanında ve dikkatlice halletmeniz faydanıza olacaktır.
Vize Alma
Vize işlemleri tüm sürecin belki de en zorlayıcı kısmı olabilir. AB vatandaşı olmayan öğrenciler için ne yazık ki Avrupa’dan vize almak pek kolay değil. Avrupa içerisindeki regülasyonlar Türkiye’ye göre oldukça farklı olduğu için vize alırken büyük bir resmî evrak kalabalığı ortaya çıkıyor. Bundan ötürü konsolosluktan en kısa sürede randevu alırsanız gidiş tarihiniz öncesinde vizenizi erkenden alıp rahat edersiniz. Evrak kargaşasının içinden en iyi şekilde sıyrılmanın yolu ise konsolosluğu ya da aracı kurumları sık sık arayarak aklınıza takılan tüm soruları çekinmeden sormak. Bazen konsolosluğa bağlanmanız saatler alabilir, bazen aracı kurumlara ulaşmak için yirmi kişilik bir telefon sırasında beklemeniz gerekebilir ancak en doğru bilgileri elde etmek için pes etmeden gerekli birimlere ulaşmalısınız. Konsolosluklar tüm belgelerinizi en ince detayına kadar incelediği için son dakikada eksik bir belge yüzünden stres yaşamamak adına aklınızdaki tüm soru işaretlerini yok etmelisiniz.
Hibe
Ne yazık ki hibe Erasmus’a gidecek tüm öğrencilere çıkmıyor. Çıksa da oradaki tüm masraflarınızı yalnızca hibeyle idare etmeniz pek mümkün değil. Daha pahalı ülkeler için ayda 500, nispeten ucuz ülkeler için ise ayda 300 euro üzerinden hesaplanan hibe Avrupa’da gezme, yeme-içme, eğlenme giderleriniz için yeterli olsa da kira, market alışverişi, giyim gibi ihtiyaçlar için açığınız kalabilir. Kimi zaman hibe sizin gidişinizden bir ay sonra bile yatabiliyor. Bu süre zarfında sizi idare edecek bir miktar paraya ihtiyacınız var. Üstelik vize alma sürecinde bazı ülkeler bankada sizi garantileyecek bir miktar para da görmek isteyebiliyor. Bu koşullar altında gerçekçi olmakta fayda var. Erasmus’a gitmeden önce hibenin yanında ihtiyaçlarınızı karşılayabileceğinden emin olduğunuz bir birikiminiz olması önemli.
Avrupa’da Devlet Daireleri
Erasmus’la ilgili yanıltıcı bilgilerden biri de vize aldıktan sonra ülkeye yerleşip elinizi kolunuzu sallayarak her yere girip çıkabileceğiniz. Maalesef AB vatandaşı olmayanlar için böyle bir durum söz konusu değil. Eğer kısa dönemli Erasmus yapıyorsanız işiniz biraz daha kolay fakat her türlü gittiğiniz ülkelerin belediye ve benzeri devlet dairelerine belli belgeler teslim etmeniz gerekiyor. Erasmus süreniz boyunca o ülkede oturma izni olan biri olacağınız için gittiğiniz şehirde kayıtlı olmanız gerekiyor. Avrupa’da devlet daireleri Türkiye’den çok farklı değil. Üç basamaklı sıra numaraları, memurlarla anlaşmaya çalışma, saatlerce sıranın size gelmesini bekleme orada da yaşanması kuvvetle muhtemel sorunlar. O yüzden bu işlemleri yanınızda bir arkadaşla yapmak çok daha kolay olacaktır.
Avrupa’da Yaşam
Bu yazıda Erasmus’un çok bahsedilmeyen karanlık yüzünü sizlere yardımcı olmak adına biraz daha açmış oldum fakat tabii ki gideceğiniz ülkeye yerleştikten sonra geride bıraktığınız bu zorlukları hatırlamayacaksınız bile. Avrupa’da yaşamak, yeni arkadaşlar edinmek, farklı kültürler tanımak, birçok ülke gezmek, yeni diller öğrenmek Erasmus’un size katacağı en önemli özellikler. Her ülke birbirinden çok farklı olsa da Avrupa içerisinde şehirlerarası otobüse biner gibi seyahat etmek mümkün. Bazı ülkeler birbirine o kadar yakın ki bir ülkenin belediye otobüsüne binip indiğinizde başka bir ülkede olmanız mümkün. Seyahat kolaylığının yanı sıra Erasmus demek parti ve eğlence demek. Gittiğiniz ülkelerin yeme içme kültürlerini tanımak, ESN partilerine katılmak, festival ve karnavallara gitmek Erasmus’un olmazsa olmazları. Hayatta bir defa yaşanabilecek bu harika tecrübeyi her anını dolu dolu yaşayarak değerlendirmenizi öneririm. Ülkenize bambaşka bir insan olarak dönecek ve yapamayacağınız hiçbir şey yokmuş gibi hissedeceksiniz. Erasmus’a gidecek veya gitmeyi düşünenlere başarılar dilerim. Henüz öyle bir niyeti olmayanların ise vakit kaybetmeden konuyu araştıracağını ve bu fırsatı kaçırmayacağını ümit ediyorum.
İlginizi çekebilir: Nedir Bu Murphy Kanunları?