Humanspire’ın yeni röportajında kariyerine ebebek’te başlangıç yapmak isteyenleri heyecanlandıracak bir röportaj ile karşınızdayız. ebebek İnsan Kaynakları Direktörü Nisa Dizdar’a merak ettiklerinizi sorduk ve ilham verici cevaplar aldık.
ebebek’in son dönemde geçirdiği süreci, COVID-19 dolayısıyla yaşadığı değişiklikleri ve şirket kültürünün anlatıldığı röportaj için keyifli okumalar dileriz!
1. Röportajın okuyucuları için kariyer yolculuğunuzdan biraz bahsedebilir misiniz?
Üniversite dahil tüm eğitimimi, doğduğum ve büyüdüğüm Eskişehir’de tamamladım. Anadolu Üniversitesi, İletişim Bilimleri Fakültesi, İletişim bölümü mezunuyum. Henüz mezun olmadan, üniversitenin 2. sınıfında stajlarla başlayan İnsan Kaynakları ve Eğitim alanı üzerine çalışma deneyimim 24 yılı doldurdu. Bu sürede farklı sektörlerde çalışma ve bu sektörleri tanıma imkanı yakaladım. Toprak’ın Bozüyük fabrikasında yaptığım ilk stajımda, beni Eczacıbaşı Vitra’ya yönlendiren yöneticilerim vasıtası ile son iki yılımda Vitra’da uzun soluklu bir staj yaptım. Vitra’daki stajımda o kadar çok şey deneyimledim ki çok değerli yöneticilerimin yönlendirmesi ile, bitirme tezimi de yine bu kurum üzerine yazarak, iş hayatına İstanbul’da, işin merkezinde başlamaya karar verdim. Beni İstanbul’da bir Eğitim Danışmanlık şirketine yönlendiren de yine Vitra’daki yöneticilerimdi. 1999 yılında deprem öncesinde İstanbul’da kariyerime başladım. Sırası ile eğitim danışmanlık, bir üretim şirketi, satış şirketi, çok uzun soluklu perakende şirketleri ve bir denetim şirketi kariyeri ile birlikte aralarda danışmanlık, eğitmenlik ve koçluk da yaptığım 21 yılı geride bıraktım. Şu an perakendede, anne bebek sektöründe, hem mağaza zinciri hem de e-ticaret sitesi ile omnichannel bir yapıda olan ve iyi ki burdayım dediğim ebebek’te 2,5 yıldır İnsan Kaynakları Direktörü olarak görev yapıyorum. İyi ki diyorum çünkü, büyüyen ve öğrenen bir yapıda yeni birçok projeye imza atabildiğimiz, harika bir ekiple, güzel işler yapmak için çalıştığımız vizyoner bir yapının içinde olmak, katkınızın hissedildiğini, emeğinizin görüldüğünü bilmek, bir insan kaynakları profesyoneli için değerli bir deneyimdir.
2. Çalışma hayatınızda benimsediğiniz ilkeler nelerdir?
İş ortamında en temelde benimsediğim ilkeler; öncelikle samimiyet, her durumda en iyisini yapma anlayışı ve arayışı, yaptığım her işte önce kendi sorumluluğumu aramak, uzlaşı ve işbirliği bakış açısı, zorluklar karşısında sabır, sebat ve her ne olursa olsun olumlu bakış açısını kaybetmemek, denge bozulduğunda tekrar toparlanma gücünü bulup ibrenin hep olumludan yana olabilmesini sağlayabilmektir. Hep öğrenci kalabilmek, merak ve araştırmayı eksik etmemektir. Daha okuma yazmayı öğrenmeden annemi bıktırırcasına sorduğum çocuk sorularımı evirip iş hayatına taşıyabilmektir.
3. Kariyerine insan kaynakları departmanı bünyesinde başlamak isteyen veya rotasını insan kaynaklarına çevirecek olan adaylara tavsiyeleriniz neler olur?
Öncelikle, eğer imkan oluşturabiliyorlarsa İnsan Kaynakları Bölümünde kısa ya da uzun süreli bir staj imkanı, bu alanı gerçekten isteyip istemediklerini gösterecektir. İnsan Kaynakları profesyoneli olmanın önceliği, insanlara hizmet anlayışının ve yardımseverliğin çıkış noktaları olmasıdır. İnsanlarla iç içe, dinleme ve anlamaya odaklı, problem çözmeyi, işleri kolaylaştırmayı önceliğine koyan, işin zorluklarından erinmeyecek, göz önünde olan değil, işi yapan kişi olacakları bakış açısı ile başlayabileceklerse İnsan Kaynakları doğru bir alan olabilir.
4. İyi bir yönetici olabilmek için bireysel başarının yanında iyi bir ekiple de çalışmanın önemli olduğunu söyleyebiliriz. Siz ekibinizde çalışacak ideal bir adayın nasıl biri olmasını istiyorsunuz?
Başarı tek başına gelmiyor hiçbir işte, her şey bir ekip başarısının sonucu. Bunun için de ekip çalışmasını çabuk benimseyebilecek, diğerinin eksiğini kapatacak, kendi yaptıklarını öne çıkarmayacak, dengeyi gözetebilecek bir aday olması gerekiyor İnsan Kaynaklarında. Ayrıca; çalışkan ve tutkulu olması, yaptığı işi çok severek yapıyor olması, bahaneler yerine çözüm üretiyor olması, meraklı ve öğrenmeyi, araştırmayı sevmesi, gündemi takip etmesi benim önceliğim olan özellikler. Her gün aynı tutku ile işine gelen bir İnsan Kaynakları profesyoneli çevresine de ışık saçacak, dönüşümü yönetebilecek gücü kendisinde bulacaktır.
5. ebebek’te genç yeteneklere yönelik ne gibi çalışmalar yapıyorsunuz? (Staj, MT işe alım programlarınız ve genç yeteneklere yönelik projeleriniz hakkında kısaca bilgi verir misiniz?)
ebebek olarak 2019 yılının Ocak ayında Everest Yolculuğu Kariyer ve Yetenek Programımızı hayata geçirdik. Everest Yolculuğu, üniversite öğrencilerinin, hem okuyup, hem de mağazalarımızda part-time çalışıp para kazanabilecekleri, yolculukta hem ebebek’i hem de iş yaşamını öğrendikleri, farklı yetkinliklerle donanarak, mezun olduklarında da, okudukları bölüm ve ilgi alanlarına göre Genel Müdürlük’teki bölümlerde kariyer yapabilmelerini sağlayan uzun soluklu bir yetenek programı. Biz her yıl 4 dönem, Youthall ve farklı kariyer portalları aracılığı ile programımızı duyuruyoruz. Her dönem binlerce gençle iletişime geçiyoruz. Gençlerin çok ilgisini çeken ve dahil olmak istedikleri bir program Everest Yolculuğu. Amacımız gençleri hem iş yaşamı ve kariyerleri ile ilgili desteklemek hem de ebebek kadrolarına üniversite sırasında çalışmış, ebebek kültürünü çok iyi özümseyip, ebebek’in geleceğini inşa edecek yetenekleri yerleştirerek, ebebek’in geleceğini bu yetenekler ile inşa edebilmektir.
Everest Yolculuğu, gençler için farklı birçok projenin içinde olup deneyim kazanacakları (kitap, film, benchmark, ilgi alanlarına yönelik farklı projeler ve sunumlar, assessment süreçleri, kariyer mentorluğu ve koçluğu) bir program.
Ayrıca şirket içinde işe yeni başlayan gençler için Genel Müdür Mentorluk programımız da aktif olarak devam ediyor. Mentorluk programımız sadece Genel Müdür ile birebir seanslarla yol aldıkları bir süreç değil, bu yolculukta, yine farklı projeler gerçekleştirdikleri ve şirket içinde kendilerini ifade etmeye fırsat buldukları bir program.
6. Sizce şirketlerde insan kaynakları departmanını bundan sonra ne tarz yenilikler bekliyor?
İnsanlara, sadece şirketimizdeki çalışanlar olarak değil, yaşamlarına bütünüyle bakmak, her çalışana ayrı bir birey olarak odaklanmak gerekiyor. Şirketler artık çalışanların zihinsel, bedensel ve ruhsal sağlıklarının iyi olmasını önemsemesi gerektiği bilinci ile daha bütünsel bir bakışa doğru gidiyor. Artık sadece çalışan deneyimi ve çalışan personalarını değil, daha bütünsel bir bakış açısını konuşuyoruz. Çünkü insanlar her zaman daha büyük bir resmin parçası olmayı arzular. Şirketler de işte bu isteğin hayat bulmuş hali olmalı insanların yaşamlarında.
Hem şirketlerin hem de şirketleri oluşturan çalışanların hayatı bir denge olarak kabul edebilmesi ve zorluklar karşısında tekrar ve hızlı bir şekilde tekrar toparlanma kabiliyetleri kazanmalarının yakın gelecekte ve sonrasında da en önemli konularımızdan bir olacağını düşünüyorum.
İnsanı daha da fazla anlama ve işe anlam katabilmesine imkan veren bir ortam hazırlayarak ve işe isteklendirerek dahil edebilme çabasının daha çok olacağını görüyorum. Sadece kişinin geçmişine ve yetkinliklerine odaklanmak değil, çalışanların şirketin temel kodlarını oluşturan prensiplere ve kültürüne ne kadar uyum sağlayabildiği ve gelişim gösterdiği öncelikli çalışma alanımız olacak. Şirketlerde, bireylerin katkı sağlama arzularını geliştirmeye ve desteklemeye ihtiyacımız var.
İnsan psikolojisine, özellikle pozitif psikoloji kavramına ve bu kavram ışığında kültürler inşa etmeye ve geliştirmeye daha çok odaklanacağımız bir gelecek bizi bekliyor. Hiçbirimizin tahmin etmediği bir 2020 yaşıyoruz. Bu değişim ve öngörülemezlik bundan sonra da devam edecek. İnsan Kaynakları profesyonelleri olarak değişimi işte bu pozitif psikoloji yaklaşımı ile şirketin tüm detay ve süreçlerine hakim olarak çözebileceğiz.
Ayrıca, hepimizin en çok konuştuğu konulardan biri olan dijitalleşme, uzaktan çalışma modelleri, e-learning sistemlerinin etkinliğini ve bunlarla birlikte hissettiğimiz birçok alandaki hızlı dönüşümü yakın gelecekte daha fazla konuşmaya ve bu konularda çözümler üretmeye devam edeceğiz.
7. ebebek olarak pandemi sürecine nasıl hazırlandınız ve bu süreci nasıl yönettiniz?
Biz ebebek olarak çalışanlarımızın sağlığını önceliğimize alarak henüz pandemi Türkiye’de görülmeden Ocak ayı itibari ile gündemi takip edip gerekli bilgilendirmeleri yapmaya ve alınacak tüm önlemleri almaya başladık. Tüm yurt dışı seyahatlerimizi iptal ettik. Sadece resmi kurumların açıklamalarını dikkate alarak, tedbirle ilerledik ve 19 Mart’ta nöbetçi mağazalar hariç tüm mağazalarımızı kapattık, genel merkezimizde uzaktan çalışmaya geçtik ancak, ebebeveynlerimize karşı sorumluluklarımızı da unutmayarak ürünlerimizi ulaştırma gayretiyle çalışmaya ve üretmeye devam ettik. Ocak ayı ile başlayan Pandemi kural ve bilgilendirmeleri hala devam ediyor. Sınıf eğitimlerimize ara verdik, tüm toplantılarımızı online gerçekleştirdik, ziyaretçi kabul etmedik. Yeni yeni kuralları esnetmeye ve yeni normale göre kararlar almaya başlıyoruz.
8. Bu süreçte çalışanlarınızı işe bağlı tutmak ve motive etmek adına neler yaptınız?
Pandemi krizinin en başından itibaren tüm çalışanlarımızla, gerek maillerle gerek Teams görüşmeleri ile gerekse de küçük fiziksel toplantılarla hep sıkı bir iletişim süreci yürüttük. Yaşadığımız tüm süreci şeffaflıkla tüm çalışanlarımızla paylaştık. Resmi kanallardan gelen bilgilerle, aldığımız tedbirleri ve yeni kuralları paylaştık. Anketler aracılığı ile, çalışanlarımızın duygu durumlarını anlamaya ve yönetmeye çalıştık.
9. Youthall’u takip eden genç yeteneklere kariyer hayatlarında neler tavsiye edersiniz?
Biz, üniversitede okurken aynı zamanda part time çalışan gençlerin, iş yaşamlarında, zamanı yönetebilme, hayatı dengeleyebilme, hedef koyma, ne istediğini erken dönemde keşfedebilme gibi farklı sebeplerle başarılı olduklarını düşünüyoruz. Bunun için de yetenek programımızı buna yönelik olarak geliştirdik. Everest Yolculuğu gibi uzun soluklu bir programın içinde yer alabilirler ancak en başından itibaren titiz bir emekle ilerlemeleri gerekiyor ki başarı gelsin. Örneğin biz programımızın başvuru sürecinde gençlerden 500 kelime ile kendilerini anlatan bir yazı, “essay” rica ediyoruz. Bu yazıyı özenle ve dikkatle yazmaları ve kendilerini doğru ifade edebilmeleri, gösterdikleri dikkat ve odak seçim süreçlerinde belirleyici oluyor.
Ayrıca son olarak hedefleri erken belirleyebilmenin, kendini aşmada ne kadar büyük bir fark yarattığını her zaman hatırlamalarının iyi olacağını naçizane söyleyebilirim. Tüm gençlerimize başarılar diliyorum.
Youthall olarak ebebek ve Nisa Dizdar’a bu samimi ve faydalı yanıtları için çok teşekkür ediyoruz. Humanspire ile yeni bir röportajda buluşmak dileğiyle, Youthall‘u takipte kalın!
Yorum yazabilmek için oturum açmalısınız.