1997’de başlayan Deniz’in hikayesinde 21-22 Eylül tarihleri 20. Yıl kutlamaları olarak not düşülecek. İlk gece Deniz’in Dostları, ikinci gece Kaptanlar ile beraber olduk. Ben de, Kaptanlarla yıllık buluşmalarımızın 20.’sini yaptığımız bu geceden 20 kişinin portresini paylaşmak istedim.
1- Hakan Ateş: Deniz’in hikayesinde 1 no’lu sicil CEO’muz Hakan Bey’e ait… Kurucu hissedar Ahmet Zorlu’nun, “sadece üç tane boş dükkan aldık” diye ifade ettiği ve bankacılık lisansının Hazine’den alınması ile başlayan hikaye, Hakan Bey’in Moskova’dan gelerek bir otel odasında bankayı kurması ile devam ediyor. Ben de, kuruluşunun 7. yılında Hakan Bey ile yaklaşık 30 dakikalık bir görüşmeden çok etkilenerek çok büyük heyecanla Deniz’in rüzgarına kapıldım. Aynı yıl %25 hissenin halka arzı, 2006 ve 2012 yılındaki satışlar ve geçen 13 yılı aşkın sürede yaşanan onca kriz ve fırsatta Hakan Bey’in liderliğini yakından izleme şansına sahip oldum. O gece kaptanlara bu hikayede kendine şiar ettiği 3 şeyi şu şekilde açıkladı: Yılmamak, cesur olmak ve tevazu sahibi olmak…
2- Tanju Kaya: Deniz’in kuruluş döneminde Ankara şubesini O açıyor. Ankara’daki büyümenin ve 2001 yılındaki şube satın almalarının ardından önce İç Anadolu Bölgesini kuruyor ve 2003 yılında Hakan Bey’in daveti ile İstanbul’a gelerek Yönetim Hizmetleri Grubu’ndan sorumlu Genel Müdür Yardımcısı oluyor. Tanju Bey 2007 yılında benim hikayemi de temelden değiştiren kişi… O dönemde ticari bankacılık alanında iken, beni Deniz Akademi’nin kurulması inisiyatifini üstlenmek için davet eden, cesaretlendiren ve sonrasında insan kaynakları sorumluluğunu da veren kişi… Eğer bu alanda bir şeyler öğrendi isem, ilk derslerimi ondan aldım; örneğin İK’da en önemli şeyin “güven yaratmak” olduğunu ve halen de bir çok alanda ondan öğrenmeye devam ediyorum. 10 yıldır bir “Abim” daha var.
3- Wouter Van Roste: 2006 yılında Dexia, Deniz’i satın aldığında buraya gelen ilk yöneticilerin başında O geliyor. Ben de o dönemde ticari bankacılık tarafında olduğum için, O’nunla birlikte çalışma şansım olmuştu. Kısa süre içinde o kadar bizden biri olmuştu ki, Dexia’nın ilk, Deniz’in 10. Kaptanlar Toplantısı’nda aramızda yaptığımız halı saha maçında Wouter ismi artık Volkan’a dönüşmüştü. 2009 yılında Yönetim Kurulu’na giren Wouter Bey, Dexia’nın Deniz’i satış kararının ardından da kendi isteği ile Türkiye’de bizimle kalmayı seçti ve Sberbank döneminde de görevine devam ediyor. Toplantıdan bir hafta önce İstanbul’da düzenlenen Eurobasket finalleri kapsamında bir tarafımda Belçika bayrakları ile O’nun ikiz kızları, diğer yanımda Türk bayrakları ile benim kızlar en unutulmaz maç deneyimlerimden biri oldu.
4- Dilek Duman: Toplantının başında Deniz’in 20 yıllık tarihini anlatan 20 dakikalık bir belgesel yayınlandı. Bir çok etkileyici fotoğraf ve videolar arasında benim için en unutulmazlardan biri Bill Gates ile olan bir fotoğraftı. 2005 yılında Microsoft’un Prag’daki bir toplantısında çekilen fotoğrafta Bill Gates’in yanında Hakan Bey ve Dilek Hanım bulunuyordu ve 2004 yılında başlanan temel bankacılık yazılımımız için Gates’i sponsorluğa ikna etmişlerdi. Dilek Hanım, mezuniyet sonrası 1993’te InterTech’de çalısmaya başlamış ve bankanın kuruluşu ile birlikte Deniz’e katılmış. 2001 krizi sonrasında InterTech’in satın alınmasının ardından 2004 yılında şirkete Genel Müdür olmuş. 2009 yılından bu yana COO olarak grubun teknoloji ve operasyonlardan sorumlu İcra Komitesi üyesi olan Dilek Hanım, gerek InterTech’in 40’ın üzerindeki yerli ve yabancı şirketlere sattığı teknoloji gerekse inovasyon ve dijital dönüşüm alanında alınan dünya çapındaki ödüllerin arkasındaki ekibin liderliğini yapıyor.
5- Ruslan Abil: Bu yıl 20. yaşı kutlarken toplantının bir diğer özelliği de Sberbank çatısı altındaki 5. yıldönümü olması… Bu nedenle 5 yıllık entegrasyona katkı sağlayanlardan biri olarak değerlendirilip ödül almanın mutluluğunu yaşarken, sahnede hemen yanı başımda O vardı. Aslında kendisi ile 15 yıl önce aynı projelerde geçirdiğimiz uzun günler ve geceler var. Kriz sektörün üzerinden silindir gibi geçmiş ve ben o dönem çalıştığım banka adına başka bankaları satın almayı değerlendiren grubun içinde iken, Ruslan Bey de PWC şirketinin danışmanlarından biriydi. Halen Deniz’de yer alan ve Sberbank tarafından yönlendirilen sadece 2 üst düzey yöneticiden biri olan CFO’muz Ruslan Bey’i, bize katılmadan önce sürecin detayları için aradığımda, 10 yıl önceki bu çalışma anılarına dönmüştük. Şimdi de aynı çatı altında omuz omuzayız…
6- Ayşenur Hıçkıran: İcra Komitesi’nde yer alan hem en yeni Denizci hem de iki kadın yöneticiden biri… 2013 Temmuz’unda Citibank’ın bireysel bankacılık bölümünün satın alınması ile aramıza katıldı. 3 Aralık 2012 tarihinde Sberbank’ın Deniz’i satın almasının kutlama gecesi yapılmış, o gece atılan imzaların izi kurumamışken Deniz, Citibank’ın ilgili bölümüne talip olmuştu. Hem bu satış hem de ardından yürütülen entegrasyon sürecinde, 1996 yılından beri orada yöneticilik yapan Ayşenur Hanım’ın liderliği çok değerliydi. Benim açımdan da, onunla birlikte aramıza yönetici düzeyinde katılacak arkadaşlarla yaptığımız ve günler süren görüşmeler, en önemli deneyimlerden biri olarak kalacak. 2003 yılındaki Tarişbank satın alımının Deniz’in ortak aklına kazandırdığı iş fırsatları gibi Citibank’dan da çok şey öğrendik.
7- Mehmet Aydoğdu: 20. yıl gecesini birlikte noktaladığımız Mehmet Bey ile Deniz’deki tanışmamız bir tartışma sonucu başlamıştı. 2004 yılında Deniz’in en yeni şubelerinden biri olan Beşyüzevler şubesinin Kaptanı olan Mehmet Bey, ticari bankacılık olarak aldığımız bir karardan memnun olmamış ve akşam soluğu karşımda almıştı. O gün, “Ben Mehmet” derken gösterdiği kararlılık ve daha sonra yakından tanıyıp defalarca şahit olduğum cesareti ile kısa süre içinde şubesini Deniz’in en büyüğü haline getirdi. 6 yıldan bu yana da Genel Müdür Yardımcısı olarak, Deniz’in en büyük kredi portföyünü yönetiyor. İnandığı noktada, bugün de asla “hayır” yanıtını kabul etmiyor ve bu tavrı ile özellikle bir çok şube kaptanının her daim rol modeli olarak görünüyor.
8- Ahmet Mesut Ersoy: 1996 yılında bambaşka bir coğrafyada, Bahreyn’de başlıyor bankacılığa… Bundan bir yıl sonra benim de yolum müfettiş olarak Bahreyn’e düşünce, iki farklı bankanın aynı binada çalışan Türk bankacıları olarak gurbette yolumuz kesişiyor. 2002 yılında Deniz’in Bahreyn şubesini kurarak başına geçiyor. 2007 yılında Denizbank Moskova’ya geçip 2009 yılında Rusya’daki bu iştirak bankamızın Genel Müdürü oluyor. 2011 yılında da rotayı Viyana’ya çeviriyor. Denizbank AG, bugün 10 Milyar € üzerindeki aktif büyüklüğü ile Türk bankaları arasında yurt dışındaki en büyük varlığa sahip… Böyle bir gecede Deniz’in kuruluş dönemindeki ortak Bahreyn akşamlarını hatırlamak ne güzel oldu. Onun liderliği ile Deniz’in Avrupa’da da önü açık…
9- Sabahattin Kırtunç: Toplantıların en önemli anlarından biri de, toplantının hemen başında, Deniz’de çalışırken aramızdan ayrılarak yıldızlardan bizi izleyen kalbimizdeki Denizcileri anmak… Bunlardan birisi de, Başkent 2 Bölgemizi yönetmiş Sabahattin Kırtunç… 2007’de Eskişehir şube kaptanı olarak Deniz’e katılan Sabahattin Abimiz 2013’te bölge müdürü oluyor. Ne yazık ki tam da iki yıl önce bugün elim bir kaza sonucu kaybetmiş olduğumuz Abimiz ve kaybettiğimiz tüm Denizcilerin ruhları şad olsun!
10- Ahmet Kurtoğlu: Bölge Müdürlüğü bizim ölçek ve yapımızdaki şirketler için en zor ve özel görevlerden biri. Öte yandan Deniz’de daha da özeller ve her toplantımızda mutlaka söz alarak sahanın sesini yansıtırlar. Bu yıl ilk sözü Ahmet Kurtoğlu aldı. Çok tecrübeli bir bankacı olarak başka bir bankada Bölge Müdürü olmasına rağmen, 5,5 yıl önce şube müdürü olarak Deniz’e katılan Ahmet Bey, 2 yıl önce Başkent 2 Bölge Müdürü oldu. Bu dönemde bölgesinde 17 şube açtı. Hem de Yüksekova, Doğubayazıt, Kağızman, Göle ve benzeri bir çok bankanın aklına gelmeyen yerlerde… Sahnedeki sözleri de, bu şubeleri açma motivasyonunu açıklıyordu: “Biz çünkü yerine rağmen demeyi seviyoruz. Bahaneler bulmak yerine, zorluklara rağmen kazandıklarımız ile mutlu oluyoruz.”
11- Pervin Dinçer Altunhan: Sahnede ikinci sözü alan Pervin Hanım oldu. 2001 yılında Diyarbakır şubesinin kurucu şube müdürü olarak Deniz’e katılan Pervin Hanım, şubesini neredeyse yönetici yetiştiren bir okula çevirmiş. 2009 yılında yine Diyarbakır’da Güneydoğu Anadolu Bölge Müdürlüğü kurarken başında O vardı. Şubesindeki denizcilere veya çevresine verdiği ışık ile bir çok bankacıya da rol model olduğu için olsa gerek, son derece çetin olan bu coğrafyada insan kaynağı açısından hep çok şanslı olduk. Bize tüm bölge olarak tavır ve duruşları ile dayanıklılık örneklerini aktardı. Bir kez daha iş hayatında yılmamanın ne kadar önemli olduğu içimize işledi. Daha sonra da, diğer 14 bölge müdürümüz söz aldılar; onların aktarımları da ilerideki başka paylaşımlara kalsın…
12- Nur Banu Oğuz: Satış ve pazarlama alanından insan kaynaklarına geçmiş biri olarak, ilk günlerde önüme gelen her talebi geçmişten gelen reflekslerle gerçekleştirme isteğindeydim. Banu, öyle zamanlarda gelir; bu kararımın, önceden alınmış kararlar ve gelecekte karşılaşabileceğimiz olasılıklar ile analizini yapmamı sağlardı. İnsan kaynakları işinin önce adalet olduğunu, işveren markamızın temel direklerinden olan, “herkese işi kadar yakın, işi kadar uzak” düsturundan bir kez dahi sapmanın muhtemel sonuçlarını Banu ile birlikte örnek örnek yaşayarak öğrendim. 6 yıllık tecrübesi ile bundan 15 yıl önce Deniz’de insan kaynaklarına katılmış Banu… Toplantıda yer alan bir çok kaptanın işe alımında veya kariyer gelişiminde onun imzası olduğu kadar, benim bu mesleği sevmemde ve ilerlememde büyük katkısı var.
13- Ebru Keskin Dosti: 4 yıllık tecrübenin ardından Deniz’in daha ilk aylarında insan kaynaklarının kurucu ekibine katılmış. Ketum olmak bizim işin en önemli yanlarından biri; 2008 yılı başında insan kaynakları sorumluluğunu üstlenmek üzere olduğum günlerdi. Tanju Bey durumumu kimse ile paylaşmamamıştı ve bir şey danışmak üzere, Ebru’nun masasına gittim. Biraz fazla yaklaşmış olmalıyım ki, hemen beni sınıra çekiverdi! Ertesi gün birlikte çalışmaya başladık ve o günden bu yana insan kaynakları alanında olabilecek her sıkıntıda birlikteyiz. Bu işin arkasında ne kadar titizlenmek gerektiğini ve her bir imzanın ne kadar önemli olduğunu ondan öğrendim. Mesleğin duayenlerinden birinden dinlemiştim; İK işini kaleciliğe benzetirdi. Hata yaptığınızda telafisi yok; Deniz’de bizim kalemiz çok sağlam… Bu güveni hissetmek büyük şans…
14- Tankut Çığır: Ne mutlu ki, Deniz’de yüzlerce kariyer hikayesine tanıklık ediyorum; işin en zevkli kısımlarından biri bu. Bu tanıklıkların en özellerinden biri Tankut… 2005 yılında ticari bankacılıkta 5 kişilik küçük ekibimize yeni mezun analitikbirini arıyorduk. Gözleri parlayan, yerinde duramayan Tankut ile yola çıkarken, O da kurumsal hayata adım atıyordu. İki yılı dolmadan askerlik için ayrılıp, dönüşte başka bir bankanın teknoloji tarafında işe başladı; mühendis tarafı öyle istemiş diyerek… Ama “bir kere Denizci, her zaman Denizci”… 7 yıl önce insan kaynaklarının mutfağında teknolojiyi yönetecek bir role ihtiyaç duyunca tereddüt etmeden aramıza katıldı. Geçen yıl bu rolünün üzerine bir de Deniz Akademi sorumluluğunu üstlendi. İş hayatında tanıdığım en hızlı kişilerden biri olarak, yine toplantı boyunca baktığım her yerde sanki O vardı.
15- Halil İbrahim Çatalbaş: Kaptanlar toplantılarının sosyal bölümlerinde Yeni Kaptanlar Kulübü (YKK) gruplarının içine karışmak benim için büyük keyif… Önümüzdeki ay davet edilen 32. grup ile birlikte 460 kaptan, yani her üç şube müdüründen ikisi, bu okulun, kulübün üyesi… Deniz Akademi’yi kurar kurmaz başlattığımız bu inisiyatifin ilk sınıfında olanlardan biri de Halil İbrahim… 1999 yılında bankacılığa başlayan Halil İbrahim, 2005 yılında Deniz’e katılmış. 2008 yılında ilk kez şube kaptanı olan ve YKK programına katılan Halil İbrahim, bugün ticari bankacılığın en büyük şubelerinden birinin başında… Yoğun temposuna rağmen yeni YKK’lılara mentörlük, abilik yapma konusunda en önemli destekçilerimizden biri…
16- İkbal Akkoç: Toplantı arasındaki yemek bölümünde en hoş karşılaşmalardan biri onunla oldu. Deniz’in en deneyimli şube kaptanı İkbal Hanım… 1971 yılında bankacılığa başlamış, daha 20 yaşında… Dile kolay 30 yılı aşkın bankacılık yaptıktan sonra Kuşadası ondan sorulur hale gelmiş. 2001 krizi sonrası bir çok banka tasfiye olurken, toplam 178 bin bankacının 55 bini işsiz kalıp, 8 bin şubenin 2 binine kilit vurulurken, Deniz 170 şube satın almış ve bin kişi girdiği krizden 4 bin kişi çıkmış. İşte o satın alınan şubelerden biri de Kuşadası şubesi… Başına kimi getirebiliriz deyince akla tek isim gelmiş ve İstanbul’a görüşmeye davet edilmiş. Teklifi ertesi gün Hakan Bey bizzat arayarak yapmış ve tereddütsüz kabul etmiş. 15 yıldır Deniz’de… 5 yıl sonra geldiği İzmir’de bitmek bilmeyen enerjisi ile hepimize örnek bir Kaptan…
17- Fatma Nur İnce Topçu: En deneyimli şube kaptanını anmışken, bir de en gencinden bahsedelim… Ne hoş bir tesadüf ki, toplantı tarihi Fatma Nur’un bankaya başladığının 8. yıldönümü… Deniz 2009 yılında Sinop’a geldiğinde, şubenin ilk kadrosu arasında okuldan yeni mezun olmuş Fatma Nur var. 5 yıl sonra evlenip eş durumundan Samsun’a naklini istemiş. 3 yıl sonra da kurucu kadrosunda yer aldığı Sinop şubesine bu defa Şube Kaptanı olarak dönmüş ve şimdi de eşi onun peşinden gelmiş. Fatma Nur, en genç kaptan olarak DenizdeKariyer instagram hesabımızın da toplantı boyunca yönetimini üstlendi.
18- Çağlar Karaman: Toplantıda söz alan kişilerden biri de yeni şube müdürlerinden Çağlar oldu. Aslında Çağlar hem Pervin Hanım’ın hem de Ahmet Bey’in sözlerinin en güzel örneklerinden birisi… 2009 yılında bankacılığa Deniz’de, Van şubemizde başlamış. 2011 yılındaki Van depreminden günler sonra, halen herkesin, hepimizin çaresizlik duygusu ile kıvrandığı sırada yaptığı bir satıştan dolayı herkese bir mesaj atmış ve hayatın devam ettiğini, bu doğal afetle de başa çıkmanın en iyi yolunun yine çalışmak olduğunu göstermişti. Çağlar, geçen yılın sonunda açılan ve o dönem yine depremden çok etkilenmiş Erciş’in kaptanı oldu. Toplantılarımızın bir başka beklenen anı da, ilk kez katılanların ayağa davet edildiği bölüm… Fatma Nur ve Çağlar dışında 172 kaptan daha, çoğu da içeriden terfi ederek, aramıza ilk kez katılmışlar. Benim açımdan da yaptığım işin yıl boyunca en keyifli anlarından biri…
19- Figen Aydeniz: Sektörde özellikle de büyük şehirlerde bir çok banka şube kapatırken, son dönemde bankacı sayısında azalma görülürken, nasıl oluyor da Deniz, bazılarımızın haritada yerini zor bulacağı yerlerde şube açabiliyor? Bunun en önemli nedenlerinden biri, tarım bankacılığının evrilmesi sonucu gelinen nokta… Özel bankalar arasında tarım kredilerinde %40 pazar payına ulaşılmasında benzersiz bir iş modeli olmakla birlikte, çok özel bir insan kaynağı var. Ziraat fakültelerinden mezun olmuş pırıl pırıl gençlere bankacılıkta istihdam imkan verilmiş ve bu arkadaşların Deniz’deki sayısı 500’ü aştı. İşte bunlardandır biri de Figen… Dicle Üniversitesi mezuniyetinin ardından soluğu bizim Diyarbakır şubede alıyor 2008 yılında… 7 yıl sonra da Nusaybin şube kaptanı olup, geçen yıl yapılan toplantımıza da en genç kaptan olarak katılmıştı.
20- Elif Elkin: Bu yıl toplantı 20. yıla özel olarak İstanbul’a alındı ve bir gece önce müşterilerimiz, iş ortaklarımız ve Deniz’in Dostları ile buluşuldu. Her iki geceye eşlerimiz de davetliydi. Toplantının organizasyonunda da yer aldığım için, bu düzeydeki her işte olduğu türden yükselen tansiyonlarda varlığı ve mesajları ile hep destek verdi Elif; Deniz’de geçen 13 yılı aşkın sürede olduğu gibi… Çocuklarımızın çalışmasını istediğimiz banka yaratma ülküsünde önce eşlerimizin gönlünü kazanmak gerek… Onları da birer Denizci yapmadan, Denizci yetiştirmek güç! Ben bu açıdan çok şanslıyım.
Kaptanlar toplantısı, Deniz’de yaratılan kurumsal kültürün çok önemli parçalarından birisi… Geçen yılın toplantısını da “Ondokuz” adıyla kaleme alıp yayınlamıştım. 21’de buluşmak üzere…
Deniz’de daha nice yirmilere…