“Son zamanlarda yapılan göre en dikkat çekici kurum içi programlardan biri DenizBank’ın Bilakis ismini taşıyan Tersine Mentorluk Programı. Bu program ile, kariyerlerine yeni başlamış 1990 ve sonrası doğumlu 39 genç DenizBank çalışanı, üçer kişilik gruplar halinde tüm İcra Komitesi üyelerine gençlerin beklentileri ve güncel trendler ile ilgili mentorluk yapıyor.”
X kuşağı ile Y kuşağını iş hayatından birbirine bağlamaya yönelik başarılı bir şekilde gerçekleştirilen bu program hakkında DenizBank İnsan Kaynakları ve Deniz Akademi’den Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Yavuz Elkin şöyle diyor:
İsmimiz hayatımızın akışına etki eder mi? Çok eski kültürlerden itibaren bu fikrin destekçilerinin oldukça çok olduğu görülüyor. Aynı şekilde yeni bir ürün, fikir, hizmeti sunmak istediğinizde de ismi/ markası önemli oluyor.
Böyle bakıldığında biz de “tersine mentörlük” projemize bir isim ararken titizlendik. Bu işi ilk yapan biz değildik elbette. Önce yurt içi/ yurt dışı bilinen, ses getiren bu konuda ne kadar proje varsa araştırdık. Aslında projenin bütün adımları son derece netti.
İcra Komitesi üyemiz olan 13 yöneticimizin her birine üç kişi olmak üzere, 1990 ve sonrası doğmuş olan en yeni Denizciler mentörlük yapacaktı. Denizci demişken sadece çalışan değil aynı zamanda Deniz’in İncisi olarak staj yapmış olan üniversite öğrencilerini de sürece davet edecektik. Başvurmak için tek yapmaları gereken ise, 60 saniyeyi aşmayacak bir video çekip whatsapp aracılığıyla bize göndermek.. Burada da İcra Komitesi üyelerine hangi alanda katkı sağlayacaklarını aktarmalarını isteyecektik. Seçimleri yaptıktan sonra gerisi kolaydı. 6 ay boyunca ayda bir kez olmak üzere buluşacaklar ve önceden yapılandırılmış ajanda üzerinden görüşmelerini gerçekleştirecekler.. Y kuşağı nasıl bir liderlik ister; sosyal medyaya bakış; bankacılığın geleceği, sosyal sorumluluk yaklaşımı ve benzeri konularda karşılıklı fikir alış verişi yapacaklardı.
Öte yandan tüm bu süreç kısa süre önce lansmanını yaptığımız işveren markamız, “denizde” altında konumlanacaktı. Bu markanın dayandığı beş temel alandan biri olan, “Açık Denizler, Açık Fikirler” başlığı altında, “denizde fikirlerin önünde unvan bariyerleri yoktur” iddiasını destekleyecekti. Sözün özü, proje ile ilgili her adım net olmasına karşın ismi konusunda hem fikir olamıyorduk. Birinin beğendiğini, diğeri bitiriyordu. Bütün bu süreçte bize rehberlik yapan Evrim Kuran hararetli tartışmaların arasında “onu o şekilde değil, bilakis şöyle yapmalı” gibi bir cümle kullandı.
“Evreka!” Bulduk resmen! Herkesin gözleri parladı. Buydu işte; bilakis, tam tersine demekti ve bizim genç denizcilerimiz de yeri geldiğinde İcra Komitesi üyelerine “bilakis” diyeceklerdi.
Bilakisçileri aramaya başladık. Onlarca video geldi. İçlerinden zorlanarak 13 yönetici için 39 genci belirledik. İçlerinde Kilis’ten gelen de vardı; Kayseri’den gelen de… Gişede çalışan, hazinede uzman, iletişim merkezinde görev yapan, teftiş kurulunda müfettiş yardımcısı ve hatta halen okulunda okuyan öğrenci.. İlk buluşmanın enerjisi inanılmazdı!
Kendi işlerini kendilerinin yapmasını anlattık onlara. Randevularını kendileri alacak, bu görüşmeleri yöneticileri için onlar değerli kılacak, zorda kalmadıkça da bize dönemeyeceklerdi ama biz de süreci takip edecektik.
6 ayın sonuna geldik ve sonunda geçen hafta “bilakis” diyen arkadaşlarımız ile görüştük. Ayrıca İcra Komitesi üyelerimizden de geri bildirim aldık ikinci tura geçmeden önce…
“…demek ki siz böylesiniz; çok değişik” diyen yöneticilerimizden bazıları bırakın iş yerindeki ilişkilerini, evde çocukları ile olan ilişkilerinde dahi yararlandıklarını söylediler. “O işler öyle olmuyor” diyen bir yöneticimize, “ama bir dakika burada mentör biziz; bilakis biz böyle düşünüyoruz” diyen genç Denizicilerimizi de gördük; “ben de onların bakış açılarını anladım; şimdi geleceğe daha da hazırım” diyen gençleri de… Bir yanda instagram hesabını ilk kez açan İcra Komitesi üyelerimiz de vardı; diğer yanda söylediği savları desteklemek üzere anket düzenleyen, akademik araştırmalar karıştıran genç Denizciler de…
Bu iki kuşağın etkileşime dair öğrendiklerini videodan izleyebilirsiniz.
Aslında öğrenmeyi tersine çevirmek sadece işte değil evde de çok etkili.. Oğlum Bora’dan öğrendiğim Google Classroom öğretmenlerin verdiği görevleri takip ve hızlı geri bildirim imkanı sağlarken, tüm sınıfın birbiri arasındaki etkileşim sosyal öğrenmeyi pekiştiriyor. Şimdilerde Deniz Akademi’de bunun üzerinde çalışıyoruz.
O zaman, bilakis!!