Sinirden, öfkeden kaçamayız. Her ne kadar sakin, sabırlı, anlayışlı olsakta hepimizin bir kırılma noktası vardır elbet. Herkes der ki; “öfke yalnızca dağıtır”. Ama biraz daha yakından bakacak olursak, her şeyi dağıtan öfke değildir, öfke sonrasında bizim seçtiğimiz davranış biçimidir, öfke kontrolü de öyle. Yükselen sesler, yere fırlatılan şov objesi, surata çarpılan kapılar ve can yakmak için sarfedilen kırıcı sözler.
Öfkeyi engelleyemeyiz ve engellememeliyiz. Hissetmek zorunda olduğumuz en temek duygulardan biridir öfke ve hayır, yıkıcı olmak zorunda değildir. İş hayatımız ve kişisel hayatımızda insanlar ile aramıza koyacağımız sınırı, nelere tolerans gösterip gösteremeyeceğimiz konusunda bize ışık tutan en baş yol göstericisi, sahip olduğumuz bu duygudur.
Bu problemin anahtar çözümü kendi içimizde yatıyor aslında. Öfkenin bizi kontrol etmesine izin vermemeliyiz. Asıl problem burada başlıyor. Çünkü, çocukluğumuzdan itibaren bize öğretilen şey, asla öfkelenmememiz gerektiği. Ancak öfkeyle nasıl başa çıkacağımız hiçbir zaman öğretilmedi. Öğrenmek için yine de geç değil..!
Öfkeyi yıkıcı değil de yapıcı bir şeye çevirmek için, ilk önce neden ve nasıl ortaya çıktığını çözmeliyiz kendi içimizde. Bu duygunun üstünde düşünmeden önce, buna sebebiyet veren olayları, sebepleri anlamalıyız. Genellikle öfke, bizi en çok korkutan ve en çok inciten konuların tetiklenmesi ile ortaya çıkar. Bu noktayı çözümledikten sonra, hayatınızın yükünü hafifletmek adına çizeceğiniz sınırları belirlemek sizin ellerinizde.
Çoğumuzda öfke kontrol problemi vardır. Kanın beynimize sıçradığı o an, daha sonra pişman olup utanacığımız hareketler sergileyebiliyoruz. Bizi sakinlik çerçevesinde tutan duygular utangaçlık ve pişmanlıktır, öfke değildir. Herhangi bir şeyden utandığımız yada pişmanlık duyduğumuz zamanlar, o konu hakkında düşünmemek için her şeyi yaparız ve bu konu hakkında düşünmemeye çalışmak bizim genel kavramı algılayamamamızı sağlar. Böylelikle erteleriz, ta ki bir sonra ki öfke patlamasına kadar. Ancak hiçbir şey değişmez ve sonuç yine pişmanlık olur. Kendimizi yine kötü hissederiz.
Öfke konusunda, üstünde durup titizlikle düşünülmediği sürece hiçbir şey değişmez. Kurtlumamız gereken duygu değildir. Öfkeyi dışarıya vurma şeklimizi değiştirebiliriz. Öfkeyi dışarıya vurma şeklimizi değiştirmek iş ve kişisel hayatımız açısından gerçekten yararlı olacaktır.
İlgini Çekebilir: Dünyadaki En İyi İnsan Kaynakları MBA Programları