Başarıyı iki kelime ile nasıl tanımlarsınız? Para, huzur, güç, fark yaratmak… Başarı, herkes için önemli bir kriterdir. Hedefler belirleriz ve bunlara ulaşmaya, kendimizi tanımaya belki de fark yaratmaya çalışırız. Hepimiz için farklı karşılığı olan başarı, Katja Kukovic’e göre razı olduğumuz değil istediğimiz hayatı doyasıya yaşamaktır. Problemimiz ise şu; başarıya giden bu yolda okul bizim için bir amaç mı yoksa bir araç mı?
Pandemi süresince küresel çapta bazı değişimler meydana geldi. Bu değişimlerden belki de en önemlisi kendi kendine öğrenen -self taught- kişilerin sayısı azımsanamayacak kadar artması oldu. Uzaktan eğitim dönemi boyunca derslerin verimsizliği, teknolojik altyapı eksikliği, öğretmenlerin teknolojiye yatkınlığı olmaması gibi nedenler bizlerin alternatif bir yol geliştirmemize ön ayak oldu. Bu sayede araştıran, bilgiden bilgiye atlayan ve farklı perspektiflerden olayları ele alan kişilere büründük, bürünüyoruz. Bu noktada sorgulamamız gereken kendimize kattığımız bu yetkinliklerde okulun rolü nedir?
Samet 16 Yaşında Ve 3 Yıldır E-Ticaret Yapıyor.
“Türkiye içi e-ticaret ile uğraşıyorum. Net karım 1-1,5 ay diliminde 57.000 TL civarında diyebilirim.” İlk duyduğumda çok şaşırmıştım. Bana entegrasyonunu (e-ticaret verileri) gösterince aklıma direkt şu soru geldi: “Bu muhteşem başarısını nasıl elde etti?” Samet, özel bir fen lisesinde üniversite sınavına hazırlanan ve hedefleri olan bir öğrenci. Peki, Samet bunları yapmayı lisede mi öğrendi? Hayır.
Rüzgar 20 Yaşında Ve Yüksek Lisans Yapmak İstiyor.
Rüzgar, Türkiye’nin en seçkin üniversitelerinden birinde Biyoloji üzerine okuyor. Kendi kariyer planında yüksek lisans yapmak istediğini ve okulda aldığı eğitimlerin önemli olduğunu belirtiyor. Aldığı derslerin birbirinden bağımsız olduğunu ve bu sayede kendisine bilimum konuda katkı sağladığını belirtiyor.
Okul Teorik Derslerde Zayıf Kalabiliyor Fakat Bizi Biz Yapan Değerleri Sağlıyor.
Anestezi okuyan bir birey de kodlama öğrenebiliyor. Teknolojinin geldiği noktada bilgiye ulaşmak artık daha kolay oldu. Pandemiyi fırsata çevirenler daha önce de bahsettiğimiz kendi kendine öğrenme mekanizmasıyla kendilerini geliştirmeye devam ediyorlar. Tüm branşlarda dünyada önde gelen üniversitelerin derslerini izleme şansımız var. Fakat okulun da olmazsa olmaz noktası var: bizi biz yapan değerler…
Konuşma becerileri, liderlik özellikleri, çevresel farkındalık, kültürel zenginleşme vs. okulun bize sunduğu eşsiz fırsatlardan birkaçı diyebiliriz. Kendimizi tanıdığımız: güçlü ve zayıf yönlerimizi belirlediğimiz, kırmızı çizgilerimizi çektiğimiz değerli unsurları barındıran bir eğitim merkezi olarak nitelendirebiliriz.
Sonuç olarak okul teorik derslerde zayıf kalabiliyor fakat bizi biz yapan değerleri sağlıyor. Okula sadece derslerden ibaret olarak bakmamalı, kendimizi gerçekleştirmemize bir araç olarak bakmalıyız.
Not: Gerçek hayattan uyarlanmıştır. Kişilerin ismi değiştirilmiştir.
İlginizi çekebilir: Altı Şapkalı Düşünme Tekniği