21. yüzyıl, teknolojinin hızla geliştiği ve hayatın her alanının dönüştüğü bir dönem oldu ve olmaya da devam edecek gibi gözüküyor. Sosyal medyadan kripto paralara, anal gerçeklikten yapay zekaya kadar 21. yüzyılda elde edilen birçok buluş, birbirimizle ve kendimizle iletişim kurma şeklimizi bir daha asla aynı olmayacak şekilde değiştirdi.
Bu yüzyılda sayılamayacak kadar fazla önemli buluş hayatımıza girdi, ancak bazıları vardı ki sadece 21. yüzyılın değil tüm yüzyılların en önemli buluşları olarak tarihe geçti. Gelin, 21. yüzyılın en önemli 10 buluşuna birlikte bakalım.
Sosyal Medya

Artık hayatımızın vazgeçmesi imkansız bir parçası haline gelen, adeta bir “bağımlılık” olarak sınıflandıran sosyal medya, 21. yüzyılın en önemli icatlarından biri olarak kabul ediliyor. Günümüzde sosyal medya platformları, kamuoyu oluşturmaktan iletişim sağlamaya, dijital bir günlük görevi görmekten kendimizi ifade etmek için ücretsiz bir alan sağlamaya kadar birçok şey için ilk gidilen yer olma özelliği taşıyor.
Gelgelelim, pek çok kişi bilmese de sosyal medyanın kökleri aslında 20. yüzyılın sonlarına dayanıyor.
1997 yılında kurulan ve adını herkesin dünyada altı kişiyle bağlantılı olduğu teorisinden alan Six Degrees, dünyanın ilk sosyal medyası olarak kabul ediliyor. Hiçbir zaman popülerlik yakalayamasa da Six Degrees, kişilerin profil ve arkadaş listeleri oluşturabilmesini sağlayan özellikleriyle kendisinden sonra gelecek (ve dünyayı ele geçirecek) bütün sosyal medya platformlarına önderlik etti.
2000’li yılların başında ise Friend’s Reunited ve MySpace gibi sosyal ağlar ana akıma ulaşarak hayatımıza giriş yaptı. Gelgelelim, bu sosyal ağların hiçbiri, popülerlik ve başarı anlamında Facebook’un yakınına dahi yaklaşamadı.
2006 yılında Mark Zuckerberg öncülüğünde hayata geçirilen Facebook, hızla büyüyerek sosyal mecralar arasında tekel haline geldi ve popülerlik konusunda tüm rakiplerini bir bir eledi. Şu an Meta ismiyle bilinen Facebook şirketi, 2012 yılında 1 milyar dolara Instagram’ı, 2014’te ise 19 milyar dolara WhatsApp’ı satın alarak gücüne güç kattı.
Şu an 3 milyarı aşkın kullanıcısı bulunan Facebook, kelimenin tam anlamıyla iletişim kurma biçimimizi baştan yazdı ve interneti yeniden şekillendirdi ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmadı.
Bitcoin ve Kripto Paralar
21. yüzyılın başında kimse tüm ekonomik sistemin yeniden inşa edileceğini düşünmüyordu, ancak ipoteklerin temerrüde düştüğü, şirketlerin çöktüğü ve hükümetlerin bankaları kurtarmak adına trilyonlarca dolar harcamak zorunda kaldığı 2007-08 krizi, bu sistemin değişip değişemeyeceğini, daha doğrusu değişmesi gerekip gerekmediği sorularına yol açtı.
Bir kişi ya da gruba göreyse bu soruların cevabı, kriptodan geçiyordu.
Dünyanın ilk kripto para birimi olan Bitcoin, 2009 yılında “Satoshi Nakamoto” isminde kimliği gizli bir insan veya grup tarafından yaratıldığında belki de kimdi bu dijital birimin bu kadar büyük bir etki yaratacağını düşünmedi, ancak gelinen noktada kripto, para anlayışını tamamen değiştirmiş bulunuyor. Bu elektronik nakit sisteminin temelindeki blokzinciri teknolojisi, değiştirilemez ve hack’lenemez çevrimiçi bir defter görevi görüyor. Dahası, bu sistemin sağlık hizmetlerinden gayrimenkule kadar her şeyi dönüştürebileceği değerlendiriliyor.
Bitcoin ve diğer kripto birimler hala çok yaygın bir ödeme şekli değil ve blokzinciri de çok yakında küresel ekonomiyi tamamen dönüştürecekmiş gibi durmuyor ancak bu kontada henüz kripto para gerçekliğinin çok başında olduğumuzu hatırlamak gerekiyor. Her geçen gün büyüyen bu ekosistemin 10 yıl sonra nerede olduğunu birlikte izleyip göreceğiz.
3G, 4G ve 5G

Şu an günlük hayatımızın çok normal bir parçası haline gelmiş olsa da dünyadaki her bilgiye istediğimizde erişebilme ve insanlara anında bağlanabilme kabiliyeti, 21. yüzyılın başlarında “sihirden” farksızdı.
21. yüzyılın başı 3G’nin sahneye gelişine şahitlik ederken 10 yıl sonra 4G hayatımıza dahil oldu. Giderek daha yaygın hale gelen 5G ile birlikte bu yüzyıl, her 10 yılda bir mobil veri bağlantılarının daha hızlı ve güvenilir olmasını mümkün kılan ilerlemeler gördü. Mobil veri bağlantılarının daha iyi hale gelmesi ile de bu teknolojilerin üzerine inşa edilen sosyal medya, anlık fotoğraf paylaşımı, bireysel gazetecilik ve daha pek çok şey yeniden yazıldı.
VR ve AR
İlk stereoskoptan bu yana insanlar, göremediklerini görebilme, yabancı dünyalarda kaybolma olasılığının peşinden koşuyor. Gerçeklikten bağımsız bir sanal dünya, bu olasılıkların en başında geliyor. Gelgelelim, uzun zamandır edebi eserlere konu olan ve çok daha önce gerçeğe dönüşmüş olması beklenen sanal gerçeklik (VR), hala gerçek olmaktan çok uzakta.
Öte yandan, 21. yüzyıl itibarıyla sanal gerçeklik daha da anlam kazanmaya başladı. Birçok büyük şirket, birbiri ardında VR cihazlarını piyasaya sürerken bilgisayarlar da insanların içinde mutlu vakit geçireceği sanal dünyalar oluşturacak noktaya gelmeye başladı. Bir zamanların Facebook’u bile sanal gerçeklik rüyasının peşinde ismini Meta olarak değiştirme kararı aldı.
Son yıllarda ise teknolojinin odağı sanal gerçeklikten çıkarak artırılmış gerçekliğe (AR) kaymaya başladı. Bu teknoloji ile bilgi ve nesneler, sanal gerçeklikte var olmaktan çıkarak gerçek dünyaya uygulanabilir hale geldi. Henüz ne VR ne de AR cihazlarının kullanımı gerek yüksek maliyetler gerekse cihazların yeterince gelişmemiş olmamasına bağlı olarak yaygınlaşmadı, ancak özellikle de AR cihazlarının daha yaygın kullanıldığı bir senaryoda dünyayla etkileşim kurma şeklimizin tamamen değişebileceği; anlık bilgiye ulaşmada akıllı telefonlara olan bağımlılığımızın sona erebileceği söylenebilir.
Kuantum Hesaplama

Kuantum hesaplama henüz gerçek anlamda gerçekleşmedi ancak bunun olması için yoğun bir çalışma yürütülüyor. Bununla birlikte, kuantum hesaplamanın vaat ettikleri, şimdiden dünyayı değiştirmeye yetiyor.
Mevcut bilgisayarlar hakkında bildiğimiz her şeyi ve tüm varsayımları alt üst etme potansiyeline sahip olan kuantum hesaplama, bilgisayarların hayal edilemeyecek kadar hızlı ve daha önce mümkün olmayan işleri yapma kabiliyetine sahip olduğu bir gerçeklik vaat ediyor. Bunun da sağlık araştırmalarını ve bilimsel anlayışı değiştirebileceği, şu an çözmesi imkansız olan şifreleri kırabileceği değerlendiriliyor.
Kuantum hesaplamanın ve kuantum bilgisayarların ne zaman geleceği tabii ki net değil, çok uzun sürebileceği gibi hiç gerçekleşmeyebilir de. Microsoft’un kurucusu Bill Gates’e göreyse kuantum hesaplamanın önümüzdeki 3 ila 5 yıl arasında kullanışlı hale gelmesi bekleniyor.
Yeniden Kullanılabilir Ticari Roketler
Uzay; bilinmezliklerle dolu, oldukça zorlu ve epey de bir maliyetli. Buradaki en büyük zorluklardan biri ise uzaya nasıl gideceğimiz olarak önce çıkıyor ancak yeniden kullanılabilir roketlerle bu durum tamamen değişebilir gibi duruyor.
Daha öncesinde astronotları uzaya göndermek için kullanılan roketler yalnızca bir kere kullanılabiliyordu. Sadece roketlerin yapımının milyonlara mal olduğunu düşündüğümüzde de bu, uzay keşiflerinin sık yapılamayacağı anlamına geliyordu.
2000’li yıllara geçişimizle birlikte ise astronotları uzaya göndermek için kullanılan teknolojilerin sorumluluğu giderek daha fazla özel şirketlere devredilmeye başladı. Bu şirketlerin en büyük hedeflerinden biri de hem maliyetleri azaltmak hem de karlarını artırmak adına tıpkı uçaklar gibi yeniden kullanılabilir roketler geliştirmek olarak öne çıkıyor.
Bu noktada özellikle de Elon Musk’ın uzay taşımacılığı şirketi SpaceX’in kritik ilerlemeler kaydettiği söylenebilir. Özellikle de son zamanlarda bu konu üzerine oldukça başarılı denemeler gerçekleştiren şirketin, NASA’nın Artemis görevinde insanlığı bir kez daha Ay’a götürmesi bekleniyor. Uzay keşiflerinin özel şirketlerin eline bırakılması güvenlik açığı oluşturduğu, özel şirketleri daha güçlü hale getirdiği ya da uzay madenciliği ve uzak koloniciliği gibi konseptleri özel şirketlerin tekeline bıraktığı gerekçesiyle eleştirilse de yeniden kullanılabilir roketlere giden yol özel şirketlerden geçiyor gibi görünüyor.
Yapay Zeka

Ünlü fütürist Ray Kurzweil’e göre bilgisayarların insan zekasından üstün geldiği ve kontrol edilemez bir hızda geliştiği teknolojik tekilliğin (simgularity) 2045 yılında gerçekleşmesi bekleniyor. Kimilerine göre insan döneminin sonunu işaret eden bu kavram, kimilerine göreyse direkt insanlığın sonunu işaret ediyor. Bu noktada tabii ki çoğumuzun aklına yapay zeka geliyor.
Yapay zekanın insanlığın sonu olacağına ilişkin teoriler 21. yüzyıl ile başlamadı, bundan öncesinde de zaten vardı, ancak son birkaç yılda gerçekleşen atılımlar, bu teorilerin daha da alevlenmesine yol açtı. Hayatımıza giderek daha da entegre olan ve özellikle de kuantum hesaplamadaki gelişmelerle bambaşka bir boyuta geçeceği öngörülen yapay zekanın insanlığın sonu olup olmayacağı bilinmiyor, ancak 21. yüzyılın en büyük teknolojilerinden biri olduğu konusunda herkes hemfikir gibi gözüküyor.
iPhone
İletişim kurma, müzik dinleme, bir şeyler izleme ve yaratma şeklimiz, 2007 yılında iPhone’un tanıtılmasıyla tamamen değişti. İlk başlarda yavaş çalışan, internet bağlantısı neredeyse hiç çalışmayan ve video bile çekemeyen bu küçük cihaz, kısa sürede tüm dünyayı ele geçirerek akıllı telefon sektörüne yön vermeye başladı.
Bilgisayarlara olan ihtiyacı azaltan, kamera ve video kameraları tek bir cihazda toplayan iPhone, hala daha akıllı telefonlardaki gelişmelerin liderliğini üstleniyor.
Amazon

“Her şey mağazası” olarak da bilinen Amazon, alışveriş yapma biçimini kökten değiştirdi. Online alışverişi şekillendiren, interneti bir pazar yerine dönüştüren Amazon, genel olarak internetin gelişimine de büyük katkı sağladı.
Tüketicilere istedikleri her şeyi tek bir tıkla satın alma imkanı tanıyan Amazon, çevrimiçi mağazacılığın temellerini atmakla da kalmadı. İnternet devinin internet altyapısı web’in büyük bir kısmı nı desteklerken sesli asistanı Alexa da akıllı ev teknoloji ve diğer sesli asistanlar için öncü görevi gördü.
İlginizi çekebilir: Bir Kariyer Koçu Olarak Yapay Zeka